Türkiye hâlihazırda ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşıyor. Enflasyon artışı %110 civarlarında, resmi enflasyon ise %71.60 öngörülen enflasyon ise %38 herkes tüm bu rakamların gerçek enflasyon değil TÜİK ya da Hazine ve Maliye tarafından düzeltilmiş rakamlar olduğunu biliyor. Şimşek ekonomi politikası dar gelirlinin kemerini nefes alamayacak düzeyde sıkıyor ancak enflasyona asıl etki eden dolar kuru, savurgan harcamalar ve sarayın şatafatlı yaşantısı olduğu konusunda da hemfikir. Ancak üzerinde en az konuşulan savunma ve güvenlik harcamalarının enflasyona etkisi. Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde askeri harcamalara bütçeden aslan payı ayrılıyor. Türkiye’deki Askeri Harcamalar 2022’de 10.779,90 Milyon ABD Doları iken 2023’te 15.827,90 Milyon ABD Dolarına yükseldi. Türkiye’deki Askeri Harcamalar 1949’dan 2023’e kadar ortalama 6.433,87 Milyon ABD Doları olarak gerçekleşti ve 2019’da 20.436,90 Milyon ABD Doları ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ve 1949’da 197,70 Milyon ABD Doları ile rekor düşük seviyeye ulaştı. 2024 yılı için askeri harcamalar için ayrılan bütçe 1 trilyon 133,5 milyon TL bu bütçe 20224 yılı Bütçesi’nin 8.8’i. Tüm kalemler dâhil edildiğinde ise Türkiye’nin 2024 yılı savunma bütçesi rekor bir artış yaşayacak gibi görünmüyor. 2024 için hedeflenen bütçe, şu anda 40.5 milyar dolara (%250 artış) tekabül ediyor. SIPRI raporuna göre Türkiye, 2023’te Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’sının (GSYİH) yüzde 1,5’ini askeri harcamalara ayırdı, Türkiye’nin harcamalarının küresel harcamalardaki payı ise yüzde 0,6 oldu
Türkiye savunma harcamalarında ilk 10’da olmasa da bütçe gelirleri düşünüldüğünde 22 sıra ile orta sıklette. Bölge rekortmenleri doğal olarak petrol zengini ülkeler. Suudi Arabistan 71.7 Milyar Dolar, 40.5 milyar dolar ile bölgede Suudi Arabistan’dan sonra ikinci ülke iken ekonomik zenginlik bakımından Türkiye’den daha iyi olan Hollanda, Almanya, Brezilya vb. ülkelerden çok daha yüksek harcama yaparak dünyada 22 sırada bulunuyor.
İç Güvenlik Harcamaları da Artış Gösteriyor
Sadece askeri harcamalar değil güvenlik harcamaları da artış gösteriyor. İçişler bakanlığı bütçesi 2018 yılında 7,3 milyar TL iken 2024’de içişleri bakanlığına ayrılan pay 10.665.011.000 TL, ayrılan ödenek ise 21.631.742.000,00 TL oldu yani bütçeden en fazla pay ayrılan bakanlıklardan biri.
Jandarma teşkilatına 2023 yılı için ayrılan ödenek 236.403.548,83 TL bu bütçeden yapılan harcamalar yani bütçe giderleri 17.618.564.530,72 TL bunun 15.611.671.052,09 TL ‘si personel giderleri iken mal ve hizmet alımı (yani panzer, silah, mühimmat vb. dâhil) 524.884.652,62 TL. Emniyet Genel Müdürlüğüne gelirsek Emniyet Genel Müdürlüğüne 5 program 7 alt program kapsamında 116.888.293.000 TL ödenek tahsis edilmiştir.: 2023 Yılı Program Bazlı Ödenek Durumu Bağımlılıkla Mücadele Narkotik Suçlarla Mücadele 2.242.845.000 TL, Toplum Güvenliği Suçun Önlenmesi ve Suçla Mücadele 90.878.051.000 L Dış Politika Barışı Destekleme Faaliyetleri Dost ve Müttefik Ülkelerin Güvenlik Kabiliyetlerinin Artırılması 191.727.000 TL Trafik Güvenliği, Trafik Denetim, Eğitim ve Kontrolleri 8.804.897.000 TL Yönetim Ve Destek Programı Teftiş, Denetim ve Danışmalık Hizmetleri 431.950.000 TL Üst Yönetim İdari ve Mali Hizmetler 14.338.823.000 TL Programlar Toplamı 116.888.293.000 TL. Bu rakamlar tek başına güvenlik harcamaları olarak bir hayli yüksek rakamlar.
Terörle mücadele daha doğrusu Kürt meselesi içinin 2021 yılında merkezi Londra’da bulunan Demokratik Gelişim Enstitüsü (Democratic Progress Institute) için hazırlanan raporda, Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünde güvenlikçi politikaları tercih etmesi nedeniyle son 40 yılda 3 trilyon dolar harcandığı belirtildi.
Savunma ve Güvenlik harcamaları Enflasyonla Büyümeye Olumsuz Etkide Bulunuyor
Tüm bu rakamlardan çıkan anlam şu askeri harcamalar ve güvenlikçi politikalar için Türkiye GSM’den ciddi pay ayırıyor. Bu da bütçe açığı ve enflasyon olarak dönüyor.
Dünyanın zengin sanayileşmiş ülkeleri askeri harcamalarının bir bölümünü silah ticaretine yönlendirerek GSMH’sini arttırıp ekonomik büyümesini sağlarken, gelişmekte olan ülkeler ise vatandaşının boğazından keserek bu harcamaları yaptığından ekonomik gelişmeye negatif etkide bulunuyor.
Konuyu araştıran uzmanlar pek çok ülkede hem toplam kamu harcamalarının hem de GSYİH’nın önemli bir kısmını oluşturan askeri ve iç güvenlik harcamalarına ayrılan kaynakların, büyüme için son derece önemli olabilecek alternatif kullanım alanlarından çekildiğine dikkat çekiyorlar. Bu açıdan bakıldığında bu harcamaların ülkenin kalkınmasını hızlandıracak faaliyetlerin ihmal edilmesi pahasına gerçekleştirildiği söylenebilir. Enflasyondaki artışın özellikle kurlarda meydana getirdiği dalgalanmalar dikkate alındığında savunma sanayiine yönelik ithalatın maliyeti artmaktadır. Gerek silah alımları gerekse savunma sanayiinin ithal girdi talebinin bu çerçevede askeri harcamaları arttırdığı bununda enflasyona etkisinin olduğu ortaya çıkıyor.
Bu konuda yapılan iki çalışma askeri ve iç güvenlik eksenli harcamaların ekonomik büyüme ve enflasyona negatif etkisi olduğunu göstermekte. İstanbul Gelişim Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu, Hava Lojistiği öğretim üyesi Atilla Aydın bu konuda yaptığı çalışmada askeri ve güvenlik eksenli harcamaların kişi başı GSYH (Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla) yani belirli bir dönemde ülkedeki mal ve hizmet üretiminin piyasa değeri bir anlamda elde edilen kazanca negatif katkısı binde 7 oranında hesaplanırken enflasyona etkisi %5 düzeyinde bulundu.[1] St Clouds Eyalet Üniversitesinden Nimantha Manamperi ise “Askeri harcamalar ekonomik büyümeyi engelliyor mu? Yunanistan ve Türkiye’den kanıtlar.” Adlı çalışmasında askeri harcamaların Yunanistan ekonomisi üzerinde kayda değer bir etkisi olmadığını buna mukabil Türkiye ekonomisinde olumsuz etkisi olduğunu büyümeyi negatif yönde etkilediğini belirtiyor.[2]
Harcamalardaki Artış Emperyal Siyaset ve Kürt Meselesine Güvenlikçi Bakışla İlişkili
Savunma harcamalarının makroekonomik değişkenlerle etkileşimi pek çok araştırmanın konusu olmuş tur. Türkiye özelinde savunma harcamalarının GSYH içindeki pay 1970’li yıllardan beri dünyada yapılan savunma harcamaları/GSYH oranından yüksek seyretmiştir. Bu oran NATO üyesi ülkelere indirgendiğinde de ortalamanın üzerinde çakmaktadır. Bu nedenle Türkiye gibi yüksek savunma harcamaları yapan ülkelerde bu harcamaların ekonomik etkileri büyük önem arz eden bir konudur. Türkiye açsından savunma harcamalarının yüksek oranda seyrettiği yıllarda enflasyon oranının da yüksek düzeylerde olduğu görülmektedir.
Türkiye AKP döneminde silahlanmaya ciddi bir bölgesel tehdit olmamasına karşılık emperyal amaçlarla harcama yaptı Libya’da, Suriye’de ve Azerbaycan’la beraber Ermenistan’a karşı yürütülen savaş dâhil olması Türkiye’yi gırtlağına kadar silahlandırıp, bunun yanında hanedan odaklı bir askeri sanayi tesis edilip askeri bakımdan bir bölgesel süper devlet hedefine odakladı. Türkiye askeri endüstride özellikle SİHA‘lar ile bölgesinin en güçlü devleti olurken büyük oranda SİHA’larla 11 milyon dolarlık askeri ihracat hedefliyor. Yani Türkiye Askeri Pazarda bende varım deme çabasında. Ancak bu durum ülkeye yoksulluk olarak dönüyor devletin güvenlik aygıtı büyürken sosyal harcamalara ayrılan pay düşüyor, emekçilerin geliri düşüyor, eğitim, sağlık vb. alanlarda hem nitelik hem nicelik düşüyor.
Türkiye bu emperyal hırsları bir kenara bırakıp Kürt sorununda güvenlikçi siyaset yerine barışçıl ve demokratik bir siyaset izlese savunma ve iç güvenlikten bütçe kaydırması yaparak yoksulluğu azalatacak harcamalar yapabilecek. (Hazırlayan Haber Merkezi)
[1] Atilla Aydın, Türkiye’de Ekonomik Büyüme ve Enflasyonun Askeri Harcamalar Üzerindeki Etkisi: ARDL Analizi,
Bucak İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt 6-Sayı1 Nisan 2023
[2] Nimantha Manamperi, Does Military Expenditure Hinder Economic Growth? Evidence From Greece And Turkey, Journal Policy Model (Politika Modelleme Dergisi) Cilt 38, Sayı 6 yıl. Aralık 2016