Savcılar, isyanın yükseldiği Yeni Kaledonya’da bir polisin, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fransız Pasifik bölgesine yaptığı ziyaretin ardından göstericilerin saldırısına uğradığı iddia edilen 48 yaşındaki bir adamı öldürdüğünü söyledi.
Savcı Yves Dupas, başkent Noumea’nın hemen dışındaki Dumbea’da bir polis memuru ve meslektaşının “yaklaşık on beş kişilik bir grup tarafından fiziksel saldırıya uğradığını” ve silahını çekmeye zorlandığını söyledi.
Beylik Silahıyla Bir El Ateş Açmış
Dupas yaptığı açıklamada, “Henüz belirlenemeyen koşullarda, memurun kendisini fiziksel kavgadan kurtarmak için beylik silahıyla bir el ateş ettiği söyleniyor” dedi.
Açıklamada, “İlk bulgular memurların yüzlerinde darbe izleri olduğunu gösteriyor” denildi.
Ateş eden polis memurunun gözaltına alındığını belirten savcı, yetkili bir kişi tarafından kasıtlı adam öldürme soruşturması başlatıldığını da sözlerine ekledi. Fransa’da bir polisin bir kişiyi öldürmesi durumunda bu tür yasal işlemler genellikle otomatik olarak gerçekleşiyor.
Savcı, soruşturmanın “gerçeğin ortaya çıkarılması için gerekli tüm objektiflik ve tarafsızlıkla” yürütüleceğini de sözlerine ekledi.
Savcı, soruşturmanın “gerçeğin ortaya çıkarılması için gerekli tüm objektiflik ve tarafsızlıkla” yürütüleceğini de sözlerine ekledi.
Adam, Macron’un Fransa anakarasından yaklaşık 17.000 kilometre (10.600 mil) uzaklıkta bulunan Pasifik takımadalarına, oy reformu nedeniyle bir haftadan fazla süren ayaklanmaların ardından siyasi krizi yatıştırmak için acil bir girişimde bulunmak üzere polis ve askerin adaya uçmasının ardından öldürüldü.
Olayların başladığı 13 Mayıs’tan bu yana ikisi jandarma olmak üzere yedi kişi öldürüldü. Ancak şiddetin başlamasından bu yana ilk kez sıradan bir yurttaş, bir kolluk kuvveti mensubu tarafından öldürüldü. (France 24-AFP)
Ne Olmuştu Neden Olmuştu
Nüfus sayımı verilerine göre ada topraklarında derin ekonomik eşitsizlikler bulunuyor. 2019 nüfus sayımına göre en büyük topluluk olan yerli Kanaklar arasındaki yoksulluk oranı %32,5 iken Kanak olmayanlar arasındaki yoksulluk oranı %9’dur.
Fransa, 1853’te Yeni Kaledonya’yı kolonileştirdi ve 1946’da koloniyi denizaşırı bölge haline getirerek Kanaklara haklar verdi. Ancak bu haklar Adadaki sömürgeci nüfusla yerli nüfus arasındaki aşırı eşitsizliği gidermedi. Yerli nüfusun sözcüsü konumundaki bağımsızlık yanılıları bu eşitsizliği ortadan kaldırmak ve adanın doğal kaynaklarını kendisi işlemek istiyor. Fransa ise adadaki zengin nikel madenleri nedeni ile adanın bağımsızlık ilan edip kendisinden ayrılmasını istemiyor.
Yeni Kaledonyadaki ayaklanma da Fransız Parlamentosunun adadaki Fransız nüfusunda oy kullabilmesine iimkan tanıyan bir yasa teklifi nedeni ile çıktı. Bu yasa teklifi kabul edilirse yerli nüfusun seçimlerde, referandurmlarda kullanılan oylardaki nüfus avantajı ortadan kalkacak ve Fransa sömürgeci nüfusla yeni kaledonyada siyasi ortama da hakim olacak ve böylece herhangi bir bağımsızlık oylamasında yerli nüfusun oy çokluğu ile bu yönde karar alması da engellenmiş olacak. Günlerce süren ayaklanmaları yatıştırmak için Fransa devleti ezici bir güç kullandı, Yeni Kaledonya’da olağanüstü hal ilan ederek düzeni sağlamak üzere uçakla yüzlerce polis ve askeri takviye güç olarak adaya sevketti. En son geçtiğimiz perşembe günü adayı ziyaret ederek ayaklanmayı yatıştırmak isteyen Macron yasa teklifini şimdilik durduklarını ve yasa teklifini tekrar gözden geçirceğini söyledi.