Uluslararası Af Örgütü, BM Genel Kurulu’nun 22 Kasım’a kadar sürecek toplantılarında, insanlığa karşı işlenen suçlarla mücadele için uluslararası düzeyde daha güçlü bir adım atılması gerektiğini vurguladı. Af Örgütü’nün bu çağrısı, özellikle “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme”nin resmi müzakerelerinin başlatılmasını talep eden bir kararı desteklemek yönünde oldu. Kuruluş, bu sözleşmenin mevcut uluslararası adalet sistemini güçlendireceğini ve özellikle cezasızlık kültürüne karşı önemli bir bariyer oluşturacağını belirtti.
İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar: Küresel Bir Sorun
Af Örgütü’nün açıklamasında, son 10 yılda en az 18 ülkede bu suçların kanıtlarının tespit edildiği vurgulandı. Bu ülkeler arasında Etiyopya, İran, İsrail, Filistin, Suriye ve Ukrayna gibi yerler ön plana çıkıyor. Bu bölgelerdeki iç savaşlar, çatışmalar ve devletlerin uyguladığı baskıcı politikalar, uluslararası hukukun ihlal edilmesine neden olan birçok suçu gündeme taşıdı. Özellikle Suriye’deki iç savaş, Ukrayna’daki çatışma ve Filistin’deki işgal durumu, sivillerin büyük ölçüde mağdur olduğu suçların başında geliyor.
BM ve diğer uluslararası kurumlar, bu suçlara yönelik yaptırımlar geliştirme konusunda yetersiz kaldı. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) gibi kurumlar, devletlerin ulusal adalet mekanizmalarının devreye girmemesi durumunda bir alternatif sağlıyor. Ancak, Af Örgütü’ne göre, bağımsız bir sözleşme ile bu suçların daha hızlı ve etkin bir şekilde cezalandırılmasını sağlamak uluslararası hukuk sistemini tahkim edecek.
Toplumsal Cinsiyet Adaleti ve İnsanlığa Karşı Suçlar
Uluslararası Af Örgütü, yeni sözleşmenin toplumsal cinsiyet adaleti alanında da kritik gelişmeleri beraberinde getireceğini vurguladı. Özellikle zorla evlendirme, kürtaja zorlama, cinsiyete dayalı apartheid gibi suçların tanınması, bu alanda ciddi bir boşluğu doldurabilir. Toplumsal cinsiyete dayalı suçlar, uluslararası hukukta yeterince yer bulmayan, ancak kadınlar, kız çocukları ve LGBTİ+ bireyler için büyük tehdit oluşturan suçlardır.
Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard’ın açıklamasına göre, BM’nin bu alanda atacağı adımlar, küresel ölçekte toplumsal cinsiyet adaleti standartlarını güçlendirecek. Cinsiyete dayalı suçların, insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde tanınması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sona erdirmek için önemli bir adım olabilir.
Uluslararası Adalet ve Cezasızlık Kültürü
Cezasızlık, insanlığa karşı işlenen suçların devam etmesine zemin hazırlayan en büyük problemlerden biri olarak öne çıkıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün talep ettiği yeni sözleşme, bu tür suçların faillerine karşı daha sert ve kapsamlı önlemler alınmasını sağlayabilir. BM üye devletlerinin bu sürece destek vermesi, faillerin güvenli liman bulmasını büyük ölçüde engelleyecektir.
BM Genel Kurulu’nun bu toplantılarının, insanlığa karşı işlenen suçlarla mücadele konusunda bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıdığı görülüyor. Yeni bir sözleşme, uluslararası hukuk sisteminde önemli bir boşluğu dolduracak ve küresel adalet sistemini güçlendirecek bir yapı oluşturabilir. Hem toplumsal cinsiyet adaleti hem de genel anlamda insan haklarının korunması açısından bu adım, tarihin en korkunç suçlarına karşı verilen mücadelede umut verici bir gelişme olarak nitelendiriliyor.