Türkiye, son yıllarda siyasi arenada önemli değişimlere tanıklık etti. Ancak, bu değişimlerin önemli bir kısmı, “tek adam”ın gücünü sürdürme çabaları ve muhalefetin bunun karşısında nasıl bir tavır alacağıyla ilgili oldu. 31 Mart 2024 seçim sonuçları, geçmişteki seçimlerle neredeyse aynı senaryoyu tekrar ediyor gibi görünse de, aslında Türkiye’nin siyasi dengeleri ve geleceği üzerinde derinlemesine bir etkiye sahip olabilir.
Erdoğan’ın liderliğindeki AKP, geçmişte büyük zaferler elde etti ve bu zaferleri uzun süre boyunca sürdürmeyi başardı. Ancak, bu zaferlerin arkasındaki gerçek güç dengesi, toplumun siyasi katılımı ve taleplerinin nasıl şekillendirildiğiyle yakından ilişkilidir. Özellikle 2019 yerel seçimlerinde, HDP’nin stratejisi ve muhalefetin bir araya gelerek ortak bir amaç etrafında birleşmesi, AKP’nin yerel gücünü zayıflatmada ve toplumsal talepleri siyasi arenaya taşımada kritik bir rol oynadı.
Ancak, Türkiye’nin siyasi geleceği sadece muhalefetin cesur adımlarıyla belirlenmeyecek. Muhalefetin, ortak bir vizyon etrafında bir araya gelmesi ve toplumun gerçek ihtiyaçlarına odaklanması gerekiyor. Bu, tek adam rejimine karşı sadece siyasi bir meydan okuma değil, aynı zamanda toplumun daha geniş katılımını ve demokratik süreçleri teşvik etme çabası anlamına geliyor.
Erdoğan’ın mevcut politik denklemi kabul etmek veya kendi toplumsal denklemini politika düzlemine taşımak arasında bir seçimle karşı karşıyayız. Ancak, muhalefetin bu seçimi yaparken dikkate alması gereken birçok faktör var. Toplumun gerçek ihtiyaçlarını ve taleplerini anlama, siyasi arenada daha geniş bir katılımı teşvik etme ve demokratik süreçleri güçlendirme çabaları, Türkiye’nin siyasi geleceğini belirleyecek önemli unsurlardır.
Türkiye’nin siyasi dengeleri ve geleceği üzerine düşünürken, tarih tekerrürden ibaret olabilir. Ancak, bu tekerrür sadece geçmişin aynısını yaşamak anlamına gelmez. Geleceği şekillendirecek olan, toplumun ve siyasi aktörlerin bugünkü eylemleri ve kararlarıdır. Bu nedenle, Türkiye’nin siyasi geleceği üzerine düşünürken, bugünün eylemlerinin ve kararlarının uzun vadeli etkilerini göz önünde bulundurmak önemlidir.