DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, son dönemdeki gelişmeleri ve parti olarak Kürt meselesinin çözümü konusundaki tutumlarını Yeni Yaşam Gazetesi’ne değerlendirdi. Bakırhan, Türkiye’nin Ortadoğu’daki artan gerilimler ve içindeki çoklu krizler ile karşı karşıya olduğunu belirterek, bu durumun Kürt meselesinin çözümü için önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı.
“Kürt Meselesi, İktidar ve Siyasi Kişileri Aşan Tarihsel Bir Zorunluluktur”
Bakırhan, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Kürt meselesinin demokratik çözümünün Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engel olduğunu söyledi. “Biz müzakereye de mücadeleye de hazırız” diyen Bakırhan, bu meselenin sadece iktidarın değil, tüm Türkiye halklarının sorunu olduğunu ve çözümün bir an önce sağlanması gerektiğini ifade etti.
Öcalan’ın Muhatap Olarak Kabul Edilmesi Gerekiyor
Bakırhan, “Muhatap Öcalan” söyleminin 1990’ların başlarından bu yana devam ettiğini ve bunun tarihsel bir gerçeklik olduğunu belirtti. Abdullah Öcalan’ın, Kürt sorununun çözümü için en güçlü aktör olduğunu savunan Bakırhan, Öcalan’ın “Çözüm yoluna sahip olan, siyasal ve ideolojik çerçevede kabul gören taraf” olduğunu söyledi.
Tecrit Uygulaması ve Hukuk İhlalleri
Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecridin bir “hukuk skandalı” olduğunu belirten Bakırhan, iktidarın yıllarca bu durumu görmezden geldiğini ve tecridin ortadan kaldırılması için gösterilen çabaların adeta yok sayıldığını ifade etti. Bahçeli’nin son açıklamalarında “tecrit” kelimesini kullanmasını, bu politikanın bir anlamda itirafı olarak değerlendiren Bakırhan, tecridin kaldırılmasının barış için kritik bir adım olduğunu vurguladı.
“Umut Hakkı Pazarlık Konusu Yapılamaz”
Bakırhan, Abdullah Öcalan’ın “Umut Hakkı”nın pazarlık konusu yapılamayacağını belirtti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2014’te verdiği “Öcalan’ın Umut Hakkı ihlali” kararına atıfta bulunarak, Türkiye’nin de bu karara uymakla yükümlü olduğunu söyledi. “Umut Hakkı, temel bir insan hakkıdır ve kesinlikle pazarlık konusu yapılamaz” diye konuştu.
CHP’nin Kürt Sorunu Konusundaki Adımları
CHP Lideri Özgür Özel’in son dönemdeki Kürt meselesine yönelik açıklamalarını olumlu bulan Bakırhan, CHP’nin bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilecek bir programla kamuoyuna çıkmasının önemli olduğunu belirtti. “CHP’nin Türk-Kürt ilişkilerini demokratik bir zemine kavuşturmak için cesur adımlar atmasına ihtiyaç var” diyen Bakırhan, bu tür adımların çözüm sürecini ileriye taşıyabileceğini savundu.
Kayyım Uygulamasına Tepki: “Darbeci Zihniyet”
Bakırhan, Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasını sert bir şekilde eleştirdi. AKP-MHP hükümetinin halk iradesini yok sayarak kayyım atamalarına devam ettiğini söyleyen Bakırhan, “Bu, açık bir darbe ve halklara karşı bir komplodur” diyerek, kayyım uygulamasının demokrasiye ve halk iradesine yönelik bir tehdit olduğunu belirtti.
Erdoğan’ın Konuşması: “Söylemler ile Eylemler Çelişkili”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt meselesine ilişkin yaptığı açıklamaları da değerlendiren Bakırhan, Erdoğan’ın söylemleri ile uygulamaları arasındaki çelişkileri eleştirdi. Erdoğan’ın “Kürt kardeşlerime sesleniyorum” şeklindeki ifadelerinin somut adımlar ve muhatap tanımlaması içermediğini belirten Bakırhan, bu tür söylemlerle sorunun çözülmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Demokratik Birlik ve Sol Güçlerin Rolü
Bakırhan, Türkiye’nin içinde bulunduğu derin krizden çıkabilmesi için sol ve devrimci güçlerin daha fazla birleşmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasal krizin iç içe geçtiği bir dönemden geçtiğini belirten Bakırhan, tüm demokrasi güçlerinin ortak bir mücadele hattı oluşturmasının artık zorunlu hale geldiğini söyledi.
Öcalan ile Görüşme: “Çözüm ve Barış için Bir Umut”
Son olarak, Ömer Öcalan’ın Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi değerlendiren Bakırhan, bu görüşmenin çözüm süreci açısından önemli bir fırsat sunduğunu söyledi. “Sayın Öcalan, hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’da barış için kritik bir aktördür” diyen Bakırhan, görüşmeden çıkan mesajların doğru bir şekilde okunması gerektiğini belirtti.