Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, “Okul yemeği hemen şimdi” şiarıyla çalıştay düzenledi. Çalıştayda koalisyonun bileşenler konunun önemine dair çeşitli perspektiften dikkat çeken konuşmalar yaptılar. Çalıştayın düzenleyicilerinden Öğrenci Veli Derneği Genel Başkanı Ömer Yılmaz ilk sözü aldı. Yılmaz konuşmasında çalıştayın amacına yönelik açıklamalar yaptı
“Eğitim sistemi paralı hale getiriliyor. Asgari ücret düzeyinde ücret alan veliler açlık sınırında yaşamaya çalışıyor.” Diyerek derin yoksullaşmaya dikkat çekti. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü. Ücretsiz okul yemeği, temiz su talebimiz okul terklerinin en temel vazgeçilmez kamusal önlemlerindendir. Öğrencilere ücretsiz yemek verilsin şeklinde karar alınan MEB Şurası’nda söz verilmesine rağmen uygulanmamak istenmektedir. Çocuklarımız eğitim hakkının bir parçası olan ücretsiz ve temiz su talebimizi illerde büyütüyoruz. Bugün ise çalıştay gerçekleştiriyoruz. Bu mücadelemiz bizim tarihsel sorumluluğumuzdur. Herkesi bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dedi.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak konuşmasında okulda ücretsiz yemek vermenin önemine değindi Irmak şunları söyledi:
“Okul yemeği programlarının çok avantajı var. Yemek programı uygulanıyorsa okula kayıt yapma oranı artıyor. Çünkü okullarda aç kalma riski velileri etkiliyor. Yemek çıkmayan okulda öğrenciler kantinden, sağlıksız şeyler yemiş oluyorlar. Denetimi de yapılmıyor kantinlerin. Doymak değildir sağlıklı beslenme. Zekâ geriliğine, obeziteye neden oluyor diyor bakan. Bunlardan sorumlu olan sizsiniz. Yarattıkları yoksulluğun farkındalar ki MESEM’lerle çocuk işçiliğini meşru hale getirdiler. Aileleri de MESEM’lere yönlendirdiler. Nitelikli eğitim için beslenme çok önemli. Bütünlüklü olarak bu mücadeleyi sürdürmek hepimiz için çok önemli”
Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo “5 yaş altı çocuklar ölüyorsa bu yetersiz beslenme nedeniyledir. Ama ülkede 5 yaş altı çocuklarla ilgili bir araştırma yapılmıyor. Gıda enflasyonunda birinciyiz. Aynı zamanda çocukların bundan ilk etkilenen gruplardan olduğuna dair araştırmalar var. Cok çarpıcı ve çocukları travmatize eden şeyler yaşanıyor beslenme konusunda. Aileleri de katarak bu koalisyonu büyütmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Okullarda Çocuk Takibi Gerilemiş Durumda”
Evrensel Gazetesinden Damla Kırmızıtaş’ın haberine göre TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubundan Dr. Gülgün Kıran, anne sağlığıyla başlayan çocuk sağlığının okul çağında çok daha önem kazandığını vurguladı. Çocukların büyümesinin yapı taşı olan proteinin, karbonhidratın, yağın alınması gerektiğini belirten Kıran:
“Çocukların bu yapı taşlarından eşit şekilde alması gerekiyor. Asla tek tip beslenmemelidir. Bir çocuğundaysa aç yatırmak dek hastalıklara daha çok yakınması demek. Okul çağı grubunda alacağı besin çeşitliği hastalıktan korunmasını, gelişmesini etkiliyor. Günde makarna, ekmek yiyen çocuk oranı yüzde 62. Et tavuk balık yiyen çocuk oranı ise yüzde 12,7. Bu eşit dengeli beslenme artık ütopik kalmaya başladı. Yeterli ve temiz suya erişim de bir o kadar önemli. Okullara temizlik personeli de vermiyorlar. Sağlıklı yemek, temiz su diyoruz ama temiz bir okul ortamı olması çok önemli. Okul sağlığı uygulamaları okul hemşireliği kavramı yok. Bu nedenle çocuk takibi de gerilemiş durumda. Kız çocukları erken yaşta evlendiriliyor, çocuklar gelişme çağında işçi yapılıyor MESEM’lerle” dedi.
SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı eylem planında beslenme hizmetlerini yaygınlaştırmıyor. Deprem bölgesinde çalışma yaptık. Herkes tanık, 1 yılın sonrasında bile gıdaya erişilemedi. Sağlık Bakanlığı sağlıklı beslenmeyi koruyucu sağlık hizmetlerinde ele alıyor. Bütçelerde azalma var MEB’in de Sağlık Bakanligi’nın da. Bütçede sadece yüzde 28’i koruyucu sağlık hizmetine ayrılıyor. Kâğıt üstünde planlar var ama pratikte işletilmiyor” ifadelerini kullandı.
“Beslenme Çantasının İçi Yeterli Ve Dengeli Değil”
Halk Sağlığı Uzmanları Derneğinden Dr. Burcu Küçük Biçer, “ABD, İngiltere, İsveç, Hindistan, Çin, Güney Kore ve diğer ülkelerde çok dengeli ve yeterli bir beslenmeyi içeren programlar mevcut. Örneğin İskoçya’da düşük gelirli ailelerin çocuklarına 2015’den bu yana ücretsiz yemek veriliyor. Bu çalışmanın sonucunda okula devam ve okul başarısında artış gözlemleniyor. Dünyada ülkelerin yüzde 61 okulda yemek veriyor. Avrupa’da en çok atlanılan öğün olan kahvaltı için çeşitli programlar hali hazırda yapılıyor. Bu çalışmalar bize şunu gösteriyor, okulda yemek programı varsa çocukların bilişsel fonksiyonlarında artış oluyor, okula düzenli gidiyorlar. Türkiye’de ise beslenme çantasını her gün okula getiren çocukların oranı yüzde 56, bazen getirenlerin oranı da yüzde 16 ama bakılıyor ki dengeli ve yeterli bir beslenme çantası değil” şeklinde konuştu.
Gıda Mühendisleri Odası adına Bülent Şık ise şunları söyledi: “Agroekolojik bir perspektifi ele almamız gıda güvenliğiyle ilgili çok kökten bir çözüm sağlar. Meselemiz sadece çocukların beslenmesi değil. Genel perspektifle bakarsak elimizi kuvvetlendirecektir. Okullarda içme suyuna bulaşması muhtemel toksik kirletici sayısı çok fazla. Mevcut kontrol ve izleme sistemi de çok yetersiz.”