Geçtiğimiz günlerde Sırbistan’da yaşanan bir trajedi, kamu yöneticilerinin sorumluluk üstlenme biçimi üzerine önemli bir örnek sundu. Sırbistan İnşaat, Ulaşım ve Altyapı Bakanı Goran Vesic, Novi Sad kentinde 14 kişinin yaşamını yitirdiği tren istasyonundaki çökme nedeniyle istifasını sunacağını açıkladı. Bakan Vesic, “Novi Sad’da yaşanan kazanın hemen ardından istifa kararını verdim” diyerek, ertesi gün başbakana bu kararını resmî olarak ileteceğini duyurdu. Vesic’in bu kararı almasında, hayatını kaybedenlerin ailelerine duyduğu saygı ve kendini sorumlu hissetmesi önemli bir etken olarak öne çıktı.
Vesic’in açıklaması, olayla ilgili yalnızca bir soruşturma başlatılmasını beklemek yerine, istifa etmenin bir hesap verme biçimi olduğunu vurguluyor. Oysa, Sırbistan’daki bu olayın bir benzerini Türkiye’de yaşasaydık, kamuoyunun bildiği üzere, böylesi bir istifa pek de mümkün görünmüyor. Türkiye’de, ihmallerin ardından kamu yetkililerinin istifa etmesi yerine, genellikle suçu başka mercilere atarak zamana yayma stratejisi tercih ediliyor. Peki, Türkiye’de neden bu tür durumlarda istifa nadiren görülüyor?
Türkiye’de Kamu Yönetiminde Hesap Verebilirlik Eksikliği
Türkiye’de kamu yöneticilerinin istifa etmemesi, siyasi kültürün bir yansıması. Devlet yönetiminde merkeziyetçi bir yapı bulunurken, bu yapı içinde yetkililerin hesap verebilirliği düşük seviyelerde. Çoğu zaman siyasetçiler ya da üst düzey bürokratlar, sorumluluktan kaçmayı tercih ediyor. Çünkü böyle bir sistemde, bir yöneticinin başarısızlığı çoğu zaman kişisel sorumluluğundan ziyade kurumsal bir “zincirleme hata” olarak sunuluyor. Bu durum, yöneticilerin kendi hatalarını kabul etmek yerine, olayları bir “sistem sorunu” olarak göstermelerine yol açıyor. Hal böyle olunca, bireysel bir sorumluluk üstlenme davranışı yerine, “takdir-i ilahi” gibi söylemlerle olayların doğallaştırılmaya çalışıldığı bir sürece giriliyor.
Sırbistan ve Türkiye Arasındaki Farklı Yönetim Anlayışları
Sırbistan’da bir bakanın istifa etmesi, kamu görevlilerinin halkın güvenini kazanma ve sorumluluk alma anlayışına sahip olduklarını gösteriyor. Vesic’in kazanın hemen ardından istifa etmesi, sadece yasal değil, aynı zamanda ahlaki bir duruşu ifade ediyor. Türkiye’de ise toplumsal felaketlerde bu tür bir hesap verebilirlik ve halkın güvenini kazanma refleksi nadiren görülüyor. Bunun nedenlerinden biri, Türkiye’de liyakat yerine sadakat temelli bir kamu yönetimi sisteminin ağırlık kazanmasıdır. Birçok yönetici, koltuklarını bir başarı veya liyakat temeline değil, siyasi bağlara borçlu hissediyor. Bu durumda, sorumluluk almak yerine pozisyonunu koruma eğilimi ağır basıyor.
Örneğin, Türkiye’de yaşanan büyük çaplı kazalar veya doğal afetlerde (tren kazaları, depremler, maden faciaları gibi) ilgili yöneticilerin istifa etmesi bir istisna olarak görülüyor. Soma maden faciası, Çorlu tren kazası ve Elazığ depremi gibi örneklerde, yetkililerin istifa etmek yerine göreve devam etmesi, Türkiye’deki siyasi sistemin hesap verebilirlik konusundaki zayıf noktalarından biri olarak değerlendiriliyor.
Kamu Görevlilerinin İstifa Etmesi Neden Önemlidir?
Vesic’in istifa etmesi, sadece bir siyasi gösterge değil, aynı zamanda bir sorumluluk örneğidir. Böyle bir durumda istifa etmek, devlet ile halk arasındaki güven bağını güçlendirir. Bir yetkilinin böylesi bir olayın ardından görevinden ayrılması, halkın acısını paylaşmak ve adaleti sağlama niyetini göstermesi bakımından önemlidir. Türkiye’de ise, kamu yöneticilerinin büyük kayıplar yaşandığında dahi istifa etmemesi, halkın devlete olan güvenini sarsıyor ve adaletin sağlanmadığı algısını güçlendiriyor.
Toplumda yaşanan bir olayın ardından sorumluluğu üstlenen bir yönetici, halkın adalet duygusunu tatmin eder. Türkiye’de bu tür durumlarda yetkililerin istifa etmemesi, toplumun gözünde adaletin sağlanmadığı algısını oluşturur. Özellikle büyük çaplı kamu felaketlerinde kamu görevlilerinin hesap vermesi, demokratik bir toplumun en temel gereklerinden biridir. Böylece, bir yetkilinin görevini terk etmesi, yalnızca sembolik bir hareket olmakla kalmaz; aynı zamanda devlete olan güvenin yeniden tesis edilmesinin bir aracıdır.
İstifaların Önemi ve Sonuçları
Sırbistan’daki Vesic örneği, Türkiye’de kamu yöneticilerinin sorumluluk alma konusunda eksiklik yaşadığı bir alanı gözler önüne seriyor. İstifanın nadiren gündeme gelmesi, halkın devlete ve kamu yöneticilerine olan güvenini giderek azaltıyor. Bu bağlamda, Türkiye’de de benzer durumlarda kamu yöneticilerinin sorumluluk alarak istifa etmeleri, devlete olan güveni artıracak ve toplumda adalet duygusunu güçlendirecektir.