Hükümet yetkilileriyle ardı ardına toplantılar düzenleyen patronlar he defasında işgücü ve istihdam politikalarının katı olduğundan dem vurup “iyileştirin” diyorlar. İstanbul Ticaret Odası Eylül ayı meclis toplantısı da bu “taleplerinin” bir kez daha dillendirildiği bir mecra oldu.
Onların “iyileştirin”den ya da son olarak İstanbul Ticaret Odası (İTO) toplantısına katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a sundukları 12 maddelik listede kullandıkları “ekonomi dostu politikalar” kavramından anladıklarıysa köle çalışma koşullarında çalışan mültecilerin daha rahat çalıştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması, çocuk işçiliğinin daha da yaygınlaştırılması, iş mahkemelerinin iyice etkisizleştirilmesi ve esnek çalışma sisteminin özendirilmesi gibi tamamen patron destekçisi bir iş düzeninin teşekkül etmesi.
İşçilerin sigorta ve sosyal güvenlik haklarından tazminata, iş güvencesinden işe iade ve sendikal tazminata ve hatta yıllarca süren iş mahkemelerinin bir kez daha düzenlenmesine kadar pek çok başlığın esnekleştirilmesi yani işçiler aleyhine olan şeylerin daha da çoğalmasını daha sık ve yüksek sesle dile getiriyor patronlar. Sanki devlet, Polonez’de, Akcanlar’da, Fernas’ta ve daha birçok yerde gerekirse polis-asker ordusunu işçilerin üzerine sürerek, yasaları alenen çiğneyen kendilerine dokunmayarak onların çıkarları için çırpınmıyormuş gibi…
Kapitalistler İşçiler Aleyhine Ne Varsa İstiyor
Alınteri sitesinde yer alan haber yoruma göre “Kâr, daha fazla kâr” diyen sayıklayan sermaye, işçilere yönelik saldırının şiddetlendirilmesinin yanısıra devletin çeşitli biçimlerle ödediği, aktardığı hibelerin, desteklerin çoğaltılmasını, halkın temel ihtiyaçlarının daha fazla metalaştırılmasını, çocuk işçiliğin yaygınlaştırılıp eğitimin tamamen buna endekslenmesini de buyuruyorlar. Göçmen emeğinin sınıfı bölecek-düşmanlaştıracak bir enstrüman olarak sömürü çarkına daha fazla entegre edilmesi, genel ücretlerin daha fazla baskılanmasını…
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç’in Işıkhan’ın da davet edildiği toplantıda dile getirdiği 12 maddelik talepler listesi tüm bunların çarpıcı ifadesidir. Gündemdeki İş Kanunu’na dair beklentilerini ifade eden Avdagiç, dile getirdiği taleplerle kelimenin gerçek anlamıyla bir Kölelik Kanunu tarif etti.
İTO Başkanı Avdagiç’in 12 talep ve beklentisi şöyle:
- İş Kanunu’nun ‘ekonomi dostu’ olacak şekilde güncellenmesi, iş dünyasının temel önceliklerinden biri. Ülkemizde kıdem tazminatı, işsizlik sigortası, işe iade tazminatı, sendikal tazminat gibi iş hayatına ilişkin pek çok katı düzenleme, işverenin ilave istihdama yönelmesini zorlaştırıyor. İşveren ve işçiyi hukuki olarak karşı karşıya getiren düzenlemelerin gözden geçirilmesi fayda getirecektir.
- Kısa çalışma ödeneğinin ekonomik şartlardan dolayı istihdamını koruması gereken firmalar için etkin olarak kullanılması konusunda daha esnek bir yaklaşımın beklentisi içindeyiz.
- Gelir vergisi dilimleri ve SGK üst limiti gözden geçirilmeli. Gelir vergisi ve SGK priminden muaf tutulan yemek bedeli istisnasının, güncel koşullara göre revize edilmesi ve günlük asgari ücretin yüzde 50’sinin altına düşmemesi yarar getirecektir.
Mahkemeler Tamamen Etkisizleşsin İstendi
- İş mahkemelerinde açılan alacak ve tazminat davalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin 1 yıl ile sınırlandırılması önem taşıyor.
- İşverenden kaynaklanmayan herhangi bir sebeple sigortalının işten ayrılması gibi istisnai hallerde, sağlanan istihdam teşvik ve desteklerinin geri alınmaması iş dünyasının beklentileri arasında.
- Olağan iş akışının bozulmaması için rutin sosyal güvenlik denetimlerinin istisnai durumlar dışında randevulu yapılması yararlı olacaktır.
- Yabancıların istihdamında, çalışma ve izinlerinde ‘bir yabancı için 5 Türk işçi istihdamı’ gibi kriterlerin kolaylaştırılması, iş dünyasının önemli beklentileri arasındadır.
- Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların, diğer sigortalılara kıyasla yaşlılık aylığına hak kazanmak için gereken prim ödeme gün sayısındaki farklılıkların giderilmesi bir diğer beklenti.
- 2025 yılı ile birlikte emekli aylıklarında yüzde 34’e varan bir kayba sebebiyet vereceği öngörülen aylık bağlanma sisteminin söz konusu mağduriyeti giderecek şekilde revize edilmesi, istihdam piyasasında oluşabilecek ani dengesizliklerin önüne geçecektir.
Çocuk Eti Tatlı Geldi
- Haftada bir gün okulda eğitim, dört gün iş yerlerinde çalışmaya imkân veren Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) sistemine ağırlık verilmeli.
- İşbaşı Eğitim Programı’nda ödenen cep harçlığı tutarının daha yüksek düzeylerde belirlenmesi teşvik edici bir rol üstlenebilir.
- Bağımsız (freelance) yani bağımsız çalışanların kayıtlı çalışmasının sağlanması ve sosyal güvenlik haklarından yararlanma olanaklarının kolaylaştırılması önem arz etmektedir.