İsrail ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’te başlayan ve hızla tırmanan çatışmalar, Lübnan’ın güneyindeki nüfusu derinden etkiledi. Bu çatışmaların gölgesinde, Filistinliler başta olmak üzere binlerce sivil, güvenli bölge arayışıyla yerlerinden edildi. Bu trajik duruma hızlı bir yanıt veren Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), Lübnan’ın Sayda kentinde yerinden edilenler için üç sığınma merkezi açarak acil müdahale başlattı.
Yerinden Edilenlerin Durumu ve Göç Dalgası
Çatışmaların şiddetlenmesiyle birlikte, Lübnan’ın güneyinde binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu bölgelerde yerinden edilenlerin sayısı hızla artarken, Sayda’da yaşanan göç dalgası ekmek ve içme suyu gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında ciddi sıkıntılara yol açtı. Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) verilerine göre, Ekim 2023’ten 24 Eylül 2024’e kadar Lübnan’ın güneyinde yaklaşık 200 bin kişi yerinden edildi. Özellikle 17 Eylül – 24 Eylül tarihleri arasında 90 binden fazla insanın yerinden edilmesi, çatışmaların ne denli yoğunlaştığını ve bölgedeki insani krizin boyutlarını ortaya koyuyor.
Yerinden edilen bu insanlar, güvenlik ve insanca yaşam şartları arayışıyla Sayda ve Beyrut gibi şehirlere akın ederken, bazıları ise Lübnan sınırlarını aşarak Suriye’ye göç etmek zorunda kaldı. Yerinden edilmenin bu ölçüde yaygın olması, Lübnan’ın sınırlı kaynakları üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu.
İsrail’in Saldırıları ve Hizbullah’ın Karşılıkları
İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmaların merkezinde yer alan Lübnan, özellikle güney bölgelerinde yoğun bombardımana maruz kaldı. İsrail ordusunun 23 Eylül’de Lübnan’ın güneyi, Bekaa ve Baalbek bölgelerine düzenlediği hava saldırıları, 748 sivilin ölümüne neden olurken, 150 bine yakın kişi de yerinden edildi. Bu saldırılar, Lübnan’ın güneyinde zaten zor koşullar altında yaşayan halkın daha da güvencesiz hale gelmesine yol açtı.
Hizbullah, İsrail’in güney ve doğu bölgelerine düzenlediği yoğun bombardımana füzeli saldırılarla karşılık veriyor. Bu saldırılarda genellikle İsrail’in askeri üsleri hedef alınıyor ve büyük bir maddi hasar bildirilmemiş olsa da, çatışmaların bölgedeki gerilimi tırmandırdığı açıkça görülüyor.
UNRWA’nın Müdahalesi ve İnsani Yardımın Önemi
UNRWA’nın Lübnan’daki Filistinliler için başlattığı acil müdahale, bu zor dönemde yerinden edilen sivillere yönelik önemli bir destek sağlıyor. Sayda’da açılan üç sığınma merkezi, çatışmalardan kaçanların en temel ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor. Ancak bölgede yaşanan göç dalgasının büyüklüğü göz önüne alındığında, bu tür yardımların yetersiz kalma riski oldukça yüksek. Ekmek, su ve ilaç gibi en temel ihtiyaçların bile karşılanamadığı bu durum, uluslararası toplumun daha geniş ve sürdürülebilir bir yardım müdahalesi yapmasını gerektiriyor.
Yerinden edilmiş nüfusun güvenli ve insanca koşullarda barınması, sadece kısa vadeli bir yardım meselesi değil, aynı zamanda bu insanların uzun vadede yaşamlarını sürdürebilecekleri kalıcı çözümler gerektiriyor. Lübnan’ın sınırlı kaynakları ve ekonomik zorlukları, bu tür yardımların devamlılığını sağlamak için uluslararası toplumu ve diğer yardım kuruluşlarını devreye sokmayı zorunlu kılıyor.
Bölgesel Gerilimin Sonuçları
İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların bu denli yoğunlaşması, sadece Lübnan’daki sivilleri etkilemekle kalmayıp, Ortadoğu’daki daha geniş çaplı gerilimlerin bir parçası olarak görülmeli. İsrail ve Hizbullah arasındaki bu çatışmalar, bölgedeki diğer güç dengelerini de etkileyerek, çatışmanın yayılma riskini beraberinde getiriyor.
Bu durum, sadece Lübnan’ı değil, Filistinliler, Suriyeliler ve bölgedeki diğer mülteci topluluklarını da derinden etkiliyor. Savaşın getirdiği insani maliyetler, yerinden edilmeler ve ölümler, bu bölgede barışın ne kadar zor ve kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
UNRWA’nın Lübnan’ın güneyindeki yerinden edilmiş Filistinliler için başlattığı acil yardım müdahalesi, bölgedeki insani krizin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Çatışmalar nedeniyle yerinden edilen binlerce insan, temel ihtiyaçlarını karşılayamadıkları zor koşullarda hayatta kalmaya çalışıyor. İsrail ile Hizbullah arasındaki gerilim, bölgedeki insanların yaşamlarını daha da zorlaştırırken, bu krizle başa çıkmak için uluslararası dayanışma ve yardımların artırılması büyük bir önem taşıyor.