Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ı arama çalışmaları sürerken, Türkiye’deki diğer kayıp çocuk vakaları bir kez daha gündeme geldi. TÜİK’in 2016 yılından bu yana kayıp çocuklara ilişkin veri paylaşmaması, siyasetçiler, STK temsilcileri ve hukukçular tarafından sertçe eleştiriliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, kurumların verileri paylaşmakta topu birbirine attığını belirtirken, Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği (FİSA) Çocuk Hakları Merkezi’nden Ezgi Koman “Veriler yoksa, politika da yok” dedi. Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAV) avukatlarından Neslihan Aktosun da veri eksikliğinin, sorunların üzerinin örtülmeye çalışıldığı izlenimini yarattığını belirtti.
TÜİK 2016’dan Beri Veri Paylaşımını Bıçak Gibi Kesti
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2008-2016 arasında Türkiye’de toplamda 104 bin 531 çocuk kayboldu. Ancak TÜİK, 2016’dan beri kaybolan veya kaybedilen çocuklara ilişkin veri açıklamadı.
Son olarak 2 Ağustos 2023 tarihli “Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri” raporunda yer alan verilere göreyse, 2022 yılında çocukların karıştığı olay sayısı 601 bin 754 olarak kaydedildi. Bu olaylarda çocukların 259 bin 106’sı mağdur olarak, 206 bin 853’ü suça sürüklenme nedeniyle, 100 bin 490’ı bilgisine başvurma amacıyla, 16 bin 499’u ise kayıp olması sebebiyle güvenlik birimlerine getirildi.
‘Çocukların Yüzde 13,7’si Cinsel Suçlardan Güvenlik Birimine Gitti’
Ayrıca, çocuklardan 12 bin 684’ü kabahat işlediği iddiasıyla, 6 bin 122’si ise başka nedenlerle güvenlik birimlerine başvurdu. Suç mağduru olarak gelen veya getirilen 232 bin 739 çocuğun yüzde 58,5’i yaralama, yüzde 13,7’si cinsel suçlar, yüzde 8,7’si aile düzenine karşı işlenen suçlardan mağdur oldu. Çocukların yüzde 4,8’i tehdit, yüzde 14,3’ü ise diğer nedenlerle mağduriyet yaşadı.
‘TÜİK Verileri Bıçak Gibi Kesti’
Artı gerçek gazetesinden Seda Taşkın’ın haberine göre CHP Genel Başkan Yardımcısı Bulut, geçen sene Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na kayıp çocuklarla ilgili verdiği soru önergesine tatmin edici bir yanıt alamadı. Bakanlıktan gelen yanıtta, kayıp çocuklara ilişkin verilerin TÜİK ve kolluk kuvvetlerinin değerlendirmesinde olduğu belirtilmişti. Bulut, TÜİK’in 2016 yılından bu yana veri paylaşmamasını “bıçak gibi kesmek” olarak nitelendirerek “104 bin 531 çocuktan kaçı bulundu, kaçı hala kayıp, kaçı ailesine teslim edildi, kimse bilmiyor” dedi. Aradan geçen sekiz yıl içinde kaç çocuğun kaybolduğunun belirsizliğinin, kamuoyunda büyük bir endişe yarattığını söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, kayıp çocukların akıbetinin araştırılması konusunda yetersiz kalınmasının toplumun tüm kesimlerinde büyük tedirginlik yarattığını söyledi.
Ortada devasa bir kayıp çocuk sorunu var.” Bulut, “hükümetin rakamları gizleyerek beceriksizliklerini saklamaya çalıştığını” savunarak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’tan aldığı yanıtı yetersiz bulduğunu belirtti: “Kurumlar topu birbirine atıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çocuklara sahip çıkmayacaksa, kim çıkacak? Çocuklar bu bakanlığın sorumluluğu altında olmalı. Ortada devasa bir kayıp çocuk sorunu var.”
Türkiye’nin giderek bir kayıp çocuklar ülkesine dönüştüğünü ifade eden Bulut, bakanlık ve hükümetin bu konuda yeterli adımlar atmadığını belirtti: “Türkiye’de kayıp çocukların sayısı sır. Bu durum, başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere iktidarın büyük bir ayıbıdır.”
‘Kayıp Çocukların Bulunamaması Tedirginlik Yaratıyor’
Bulut, Türkiye’de binlerce ailenin aynı acıyı yaşadığını vurgularken, çocuk kayıplarının temelinde aile içi şiddet, kaçırılma ve cinsel istismar gibi nedenlerin yattığını belirtti. “Bunların yanında çocuklar, evlat edinmek, cinayet veya organ ticareti, dilendirmek veya uyuşturucu kuryeliği için kaçırılıyor. Çocukların kaybolmasını önlemede ve kaybolduklarında onları hızlı bir şekilde bulmada yetersiz kalınması, toplumun tüm kesimlerinde büyük bir tedirginlik yaratıyor” diye ekledi.
Sosyal Medyada Gündem Olmuyorsa Somut Adım Atılmıyor
ÇAÇAV avukatlarından Neslihan Aktosun ise kayıp çocuk verilerinin paylaşılmamasından kaynaklı çalışmalarının etkilendiğini söyledi. Ortada veri olmadığı durumda herhangi bir sorun yokmuş, çalışma yapılmasına gerek yokmuş izlenimi verildiğini belirtti; veri açıklanmamasının sorunun hiçe sayılması anlamına geldiğini söyledi: “Ortada büyük bir sorun var ama bu sadece bireysel olaylarda ve sosyal medyada gündem olabiliyorsa bir konu, ancak insanlar o zaman duyarlı davranıyormuş gibi geliyor. Çünkü bu konuda sosyal medyada beğeni toplayabilmek adına çeşitli açıklamalar geliyor. Ama maalesef ki ne sayıları ne de bunula ilgili yapılan çalışmaları biliyoruz. Ortada veri olmadığında da sanal gündem yaratılmaktan dolayı eleştiri alabiliyoruz.”
Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAV) avukatlarından Neslihan Aktosun, somut adım atılmasını talep ettiklerini söyledi.
‘Somut Adımlar Atılması Gerekiyor’
İlgili kurumlara verilerin açıklanması yönünde talepte bulunduklarını belirten Aktosun, “Bireysel olarak kendi çabalarımızla bilgi paylaşımı yapmaya çalışıyoruz ancak bunlar sağlıklı sonuca götürmüyor” dedi. Aktosun, yetkililere şöyle seslendi: “Bu konuda duyarlı ve gerçekçi bir yaklaşımla somut adımlar atılması gerekiyor. Adım atılmadığı gibi bir öneri de getirilmedi, bizden bu konuda talepte de bulunulmadı. Biz çocuk alanında çalışan avukatlar olarak, somut ve elle tutulabilir adımların derhal atılmasını talep ediyoruz.”
Devletin Çocuk Hakları Konusunda Politika Üretme Niyeti Yok?
Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği (FİSA) Çocuk Hakları Merkezi’nde çalışma yürüten Ezgi Koman ise TÜİK’in veri paylaşımı yapmamasını devletin çocuk hakları konusunda politika üretme konusunda niyetli olmadığının altını çizdi. Koman, “Çünkü veri yoksa mevcut durumu bilmiyorsanız nasıl politika üretebilirsiniz?” diye soran Koman, şöyle konuştu: “Çocuk Hakları Komitesi de bu konuda genel gözlemlerinden bahsetti. Hak temelli bir veri sisteminin önemine dikkat çeken komitenin dile getirdiği sorunları biz de dile getiriyoruz. TÜİK’in kayıp çocuklara ilişkin verileri paylaşmasını talep ediyor.
FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nde çalışma yürüten Ezgi Koman, TÜİK’e kayıp çocuklarla ilgili verileri bir an önce paylaşma çağrısı yaptı. Koman, TÜİK’in veri paylaşmamasının devletin çocuk hakları konusunda politika üretme konusundaki niyetinin olmadığını ortaya koyduğu yorumunu yaparak “Veri yoksa, mevcut durumu bilmiyorsanız nasıl politika üretebilirsiniz?” diye sordu. Koman, Çocuk Hakları Komitesi’nin de çalışmalarına dikkat çekerek, sağlıklı bir veri kurma sisteminin önemine işaret etti. Koman, TÜİK’in kayıp çocuklarla ilgili verileri bir an önce paylaşması gerektiğini vurguladı.