EMEP Gençlik Örgütü Emek Gençliği MESEM raporunu kamuoyuna açıkladı. Emek Partisi ve Emek Gençliği olarak hazırlanan Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) raporu, eğitim hakkının nasıl yok edildiğini, eğitimin sistematik olarak ticarileştirilip sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir yapıya dönüştürüldüğünü, çocukların MESEM eliyle nasıl ucuz emek gücü olarak sömürüldüğünü gözler önüne seriyor. Raporda, alınmayan işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerine, denetimsizliğe, sermayeye aktarılan kaynaklara, yolsuzluklara ve usulsüzlüklere de dikkat çekilirken, çocuk işçiliğin önüne geçilmesi için “MESEM programı iptal edilsin” çağrısı yapıldı.
MESEM’lerde çalışan çocuk işçilerle yapılan görüşmeler ve sahadan elde edilen verilerle raporun hazırlandığını belirten Kiper, tek adam rejiminin eğitim politikalarına karşı parasız, bilimsel ve demokratik eğitimi savunan kesimlere aynı zamanda bir mücadele çağrısı olduğunu söyledi.
Mesleki Eğitim Sadece İddiadan İbaret
Rapor da “MESEM programının “mesleki eğitim” iddiası, bakanlığın yalanlarının aksine bir iddiadan ibarettir. Bu programın mesleki eğitimle hiçbir ilgisi yoktur! Öğrenciler, işyerlerinde fiilen bir işçi gibi çalıştırılıyor ve mesleki eğitimden koparılıyor. Eğitimcilerin desteğinden yoksun, iş kazalarına maruz kalıyor ve hatta fiziksel şiddet, dayak ve taciz gibi sorunlarla karşılaşıyorlar. MESEM programı iptal edilsin, çocuk işçiliği son bulsun’ yazılı pankartın açıldığı eylemde, “çocuk işçiliğe son” sloganı atıldı. Emek Gençliği adına açıklamayı, Milli Eğitim Bakanlığı önünde açıklama yapan EMEK gençliği adına açıklamayı MYK üyesi Bilgesu Kiper yaptı. Hazırladıkları raporla çocukların MESEM eliyle ucuz bir emek gücü olarak sömürüldüklerinin gözler önüne serildiğini belirten Kiper, “2002’den bu yana sürdürülen eğitim politikalarıyla gençler, beceri geliştirmekten uzak ve bilim dışı içeriklerle kuşatılmış, kapitalistlerin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamaya hizmet eden bir eğitim anlayışına mahkûm edilmiştir” dedi.
Çocuk Emeğinin Sömürülmesini ‘Yasa’laştırdı
MESEM programının çocuk emeğinin sömürülmesini ‘yasal’ bir eğitim programıyla meşrulaştırarak her yaştan öğrenciyi ağır çalışma koşullarına sürüklediğini belirten Kiper, “Adeta ‘eti de kemiği de sizin’ denilerek, çocukların sağlıkları, çocuklukları ve gençlikleri sermayenin kâr hırsına feda ediliyor” açıklamasında bulundu. MESEM programının, küçük ve orta ölçekli işletmelerden Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarına kadar geniş bir kesimin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamak için yürürlüğe konulduğunu aktaran Kiper, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Patronların Çoğu Mevzuata Uymuyor
“Haftanın 4 günü işyerinde, sadece 1 günü okulda teorik eğitim alan öğrenciler, düşük ücretlerle çalıştırılıyor. Hatta patronların çoğu bu mevzuata uymuyor, MESEM öğrencileri pek çok işletmede haftanın 6 günü, 7 günü çalıştırılıyor. Ücretlerin işsizlik sigortası fonundan karşılanması ise bu programı sermaye için ‘bedava iş gücü’ haline getiriyor. Emekçi aileler, ekonomik zorunluluklar nedeniyle ve mesleki gelecek beklentisiyle çocuklarını bu programa yönlendirmek zorunda kaldığını ifade ediyor.”
Bu Rapor Bir Aynı Zamanda Bir Mücadele Çağrısı”
MESEM öğrencilerinin pek çok işletmede haftanın 6-7 günü çalıştırıldığını belirten Kiper, “MESEM’lerde çalışan çocuk işçilerle yapılan görüşmeler ve sahadan elde edilen verilerle hazırlanan bu rapor, tek adam rejiminin eğitim politikalarına karşı parasız, bilimsel ve demokratik eğitimi savunan kesimlere aynı zamanda bir mücadele çağrısıdır. Raporumuzda MESEM’lerin en temel sorunlarını ortaya koyuyoruz: Alınmayan işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri, denetimsizlik, sermayeye aktarılan kaynaklar, yolsuzluklar ve usulsüzlükler. Görünüşte ışıltılı bir eğitim modeli olarak sunulan MESEM’ler, aslında okul yönetimlerine ve öğretmenlere MEB tarafından yapılan baskılarla öğrencilere zorla dayatılıyor ve özendiriliyor. Öğrenciler, okul yönetimleri ve öğretmenler aracılığıyla kendilerine ‘Üniversite okuyanlar da işsiz’ denilerek ‘MESEM’e gidin’ çağrısı yapıldığını söylüyor” diye konuştu.
Bu Gençleri İş Cinayetlerine Maruz Bırakan Koşullar Gün Gibi Ortada
“Raporumuz MESEM’lerde yaşanan üç temel sorunu öne çıkarıyor. Son 11 yılda en az 754 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2023 yılında ise MESEM kapsamında çalışan 9 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Bu çocukları iş cinayetlerine sürükleyen koşullar gün gibi ortadadır; uzun çalışma saatleri, yetersiz güvenlik önlemleri ve patron baskısı. MESEM öğrencilerin mesai saatleri çoğu zaman ihlal ediliyor, patronların keyfi kararlarına göre çalıştırılıyorlar, tatil ve dinlenme hakları dahi gasp ediliyor.”
“Fiziksel Şiddet, Dayak Ve Taciz Gibi Sorunlarla Karşılaşıyorlar”
MESEM öğrencilerinin büyük bir kısmının, meslek edinmekten ziyade, ailelerinin geçimine katkıda bulunmak zorunda kaldığı için bu programa kaydolduğunu belirten Kiper, aldıkları ücret ise ne kendilerinin ne de ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini vurguladı. Kiper, “MESEM programının ‘mesleki eğitim’ iddiası, bakanlığın yalanlarının aksine bir iddiadan ibarettir. Bu programın mesleki eğitimle hiçbir ilgisi yoktur. Öğrenciler, işyerlerinde fiilen bir işçi gibi çalıştırılıyor ve mesleki eğitimden koparılıyor. Eğitimcilerin desteğinden yoksun, iş kazalarına maruz kalıyor ve hatta fiziksel şiddet, dayak ve taciz gibi sorunlarla karşılaşıyorlar” dedi.
‘Sermaye Örgütlerinin “Sömürü Cenneti Türkiye” Hayali Gerçekleşiyor
Kiper, mesleki eğitim politikalarının ortaokullara doğru genişletildiğini belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı, meslek liseleri bünyesinde ‘mesleki ortaokullar’ ve ‘zanaat atölyeleri’nin açılacağını müjdeliyor. MESEM programı başta olmak üzere mesleki eğitime yönelik her karar, sermaye örgütlerinin “sömürü cenneti Türkiye” hayalinin adım adım hayata geçirilmesinin aracı haline getiriliyor” dedi. Kiper, sömürü düzenine karşı mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.
Kiper, daha sonra çağrılarının net olduğunu belirterek, taleplerini sıraladı:
- MESEM programı âmâsız ve fakatsız, derhal iptal edilmelidir.
- Öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verecek uygulama ve bilim odaklı, nitelikli mesleki eğitim sağlanmalıdır.
- Öğrencilerin örgün eğitime devamını sağlamak için gerekli adımlar atılmalı ve her yurttaşın en temel hakkı olan eğitime erişimini güvence altına almak amacıyla, ihtiyacı olan tüm öğrencilere burs desteği verilmelidir.
Daha sonra konuşan EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, hazırlanan raporun MESEM’de çalıştırılan çocukların yaşadıkları sorunları açık bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, “MEB görevi ve sorumluluğu bütün çocukların bilimsel demokratik laik ve anadilde eğitim görmesini sağlamak üzere sorumluluk almalıdır” dedi. (Artı Gerçek–Evrensel)