Muğla’nın Deştin ve Bayır mahallelerinde yapılması planlanan çimento fabrikası için yeniden başlatılan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) süreci, mahalle sakinleri ve çevre örgütlerinin tepkisiyle karşılandı. Köylüler ve çevreciler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde toplanarak haklarını savunmak için mücadele çağrısı yaptı.
Çevre Örgütlerinden Ortak Tepki
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi, Deştin Çevre Platformu ve Bayır Çevre Komitesi öncülüğünde düzenlenen açıklamaya mahalle sakinlerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. “Hukukla kazandığımızı hilelerinizle kaybetmeyeceğiz. 2009/7 Genelgesi Deştin için uygulanamaz” pankartı açılan eylemde, yargı kararlarına rağmen yeniden başlatılan ÇED süreci eleştirildi.
Mehmet Uyan: “Yargı Kararları Yok Sayılıyor”
Deştin sakinlerinden Mehmet Uyan, bölgedeki doğal kaynakların ve yaşam alanlarının korunması için yıllardır mücadele ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“2022 yılında ikinci ÇED raporunun iptali için açtığımız dava 7 Eylül 2023’te sonuçlandı ve iptal kararı 11 Ocak 2024’te Danıştay tarafından kesinleştirildi. Ancak Çevre Bakanlığı, bu kararı yok sayarak 2009/7 genelgesi kapsamında süreci yeniden değerlendirmeye aldı. Bu karar, yalnızca hukuk ihlali değil; aynı zamanda doğamıza, yaşam alanlarımıza ve tarım arazilerimize yönelik bir tehdittir.”
Uyan, çimento fabrikasının gerçekleşmesi halinde 4 bin 456 dönümlük ormanlık alanın yanı sıra bölgedeki tarım arazilerinin yok olacağına dikkat çekti. Ayrıca fabrikanın Deştin Çayı, Kazan Göleti ve Bayır Barajı üzerinde yaratacağı ekolojik tahribata vurgu yaptı.
ÇED Süreci ve Bakanlık Kararı
2009/7 Genelgesi kapsamında 28 Kasım 2024’te yapılacak İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısına karşı çevreciler ve köylüler tepkili. Çevre Bakanlığı’nın, çevreyi koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini savunan aktivistler, başlatılan yeni ÇED sürecinin iptali için dilekçelerini sundular.
Çevrecilerden Kararlılık Mesajı
MUÇEP Menteşe Meclisi ve diğer çevre örgütleri, bölgede ekolojik ve sosyal tahribata yol açacak projeye karşı mücadeleye devam edeceklerini belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yargı kararlarına ve kanunlara aykırı bir şekilde hareket ederek halkın yaşam alanlarını tehdit ediyor. Bu haksız uygulamalara karşı her platformda mücadelemizi sürdüreceğiz. Doğamızı, suyumuzu, ormanlarımızı ve yaşam alanlarımızı korumaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Köylülerden ve Çevrecilerden Dayanışma Çağrısı
Eylemciler, Çevre İl Müdürlüğü’nün ardından Tarım ve Orman İl Müdürlüğü önünde de açıklamalar yaparak projeye karşı kamuoyu desteği talep etti. Bölge halkı ve çevreciler, mücadelelerinde yalnız olmadıklarını göstermek için dayanışma çağrısını tekrarladı.
Projenin Ekolojik ve Sosyal Riskleri
- Orman ve Tarım Alanları Tehdidi: 4 bin 456 dönümlük ormanlık alan ve çevresindeki tarım arazileri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
- Su Kaynakları ve Ekosistem Üzerindeki Etki: Çimento fabrikası, Deştin Çayı, Kazan Göleti ve Bayır Barajı üzerinde ciddi tahribata yol açabilir.
- Hava ve Toprak Kirliliği: Fabrikanın faaliyete geçmesi halinde bölge halkının yaşam kalitesini düşürecek hava kirliliği ve toprak zehirlenmesi bekleniyor.