Egoist kavramını hemen hepimiz hem gündelik dilde hem felsefe dilinde daima olumsuz anlamda, hatta çoğu zaman karalama ve hakaret olarak kullanırız. Max Stirner ise, 170 yıl önce yazdığı bu temel eserde egoizmin felsefesini karşıtlarının argümanlarıyla tartışırken, egoizmi mahkûm edenlerin kendilerinin aslında nasıl da en büyük egoistler olduğunu alaycı ve oldukça da kıvrak bir dille ortaya koyar. Öyle ki sevgi, hakikât, hak, özgürlük, eşitlik gibi yücelttiğimiz tüm kavram ve değerleri elimizden bir bir alan Stirner, bizi kendi eserimiz olan esaretimizle yüzleştirir.
Nicedir bir vergi gibi tahsil edilen sevgiye, her şeye kâdir Tanrı’nın ta kendisi olan hakikâte, bahşedilen ve dolayısıyla esirgenebilen hakka, neferleri haline geldiğimiz özgürlüğe, ve ancak sefilleşmemizle gerçekleşebilecek eşitliğe ulaşmaya çalışan insanın ve insanlığın aczini gözler önüne seren Stirner, bu önemli eseriyle, kendi biricikliğimizin ve kudretimizin farkına varmamızın yolunu işaret eder.
Max Stirner’in Biricik ve Mülkiyet (Almanca: Der Einzige und sein Eigentum), bireycilik ve öznelcilik üzerine inşa edilmiş önemli bir felsefi eserdir. 1844’te yayımlanan bu kitap, modern bireyci düşüncenin ve anarşist felsefenin temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Stirner, bu eserinde bireyin önceliğini, özgürlüğünü ve kendi mülkiyetini ön plana çıkarırken, toplumsal normların, ahlaki değerlerin ve kurumsal otoritelerin bireyin özgürlüğünü nasıl kısıtladığını eleştirir. Aşağıda eserin analizi yer almaktadır:
Birey ve Bireysellik
Stirner’in felsefesinin temelini, bireyin kendisi üzerinde kurduğu egemenlik oluşturur. O, bireyi evrensel ideolojilerin veya toplumsal yapıların üstünde bir varlık olarak tanımlar. Bu bakış açısı, bireylerin kendilerini diğerlerinden ayıran özellikler geliştirmeleri gerektiği fikrini ortaya koyar. Stirner, bireyin kendisini tanıması ve kendi ihtiyaçlarına göre hareket etmesi gerektiğini savunur. Bireyin benliği, yalnızca toplumsal ilişkiler aracılığıyla değil, aynı zamanda kendi içsel derinliklerinde de keşfedilmelidir.
Özgürlük ve Mülkiyet
Stirner, özgürlüğü bireyin kendi mülkü (mülkiyeti) üzerinden tanımlar. Mülkiyet, yalnızca fiziksel nesneleri değil, aynı zamanda bireyin düşüncelerini, hislerini ve arzularını da kapsar. Birey, kendisine ait olan her şeyi, kendi iradesi ve arzusu doğrultusunda kullanma hakkına sahiptir. Bu anlamda, özgürlük, bireyin kendi mülkünü tam anlamıyla sahiplenmesi ve bu mülkiyeti serbestçe kullanabilmesidir. Stirner’e göre, bireyler, başkalarının mülkiyetine veya düşüncelerine tabi olmaksızın kendi yollarını seçmelidirler.
Toplumsal Kurumlar ve İdeolojiler
Stirner, toplumsal normlar, dini inançlar ve politik yapılar gibi kurumsal otoriteleri bireyin özgürlüğünü kısıtlayan unsurlar olarak eleştirir. Bu kurumlar, bireyi kendi ihtiyaçlarından uzaklaştırır ve toplumsal beklentilere tabi kılar. Stirner, bu tür otoritelerin etkisinden kurtulmayı ve bireyin kendi içsel ihtiyaçlarına göre hareket etmesini teşvik eder. Onun felsefesinde, bireyler, kendilerini sınırlayan bu otoriteleri sorgulamalı ve kendi benliklerini bulma yolunda cesur adımlar atmalıdırlar.
“Biricik” Kavramı
Stirner, bireyin kendisini “biricik” olarak tanımlamasını teşvik eder. Bu, bireyin kendi kimliğini ve özgürlüğünü başkalarının beklentilerinden bağımsız olarak inşa etmesi gerektiği anlamına gelir. “Biricik” kavramı, bireyin kendisini ve kendi değerlerini ön plana çıkararak, başkalarıyla olan ilişkilerini bu temel üzerinden kurmasını sağlar. Stirner, “biricik” olmanın, bireyin kendine ait bir varlık olarak, kendisini ifade etme ve kendi potansiyelini gerçekleştirme hakkına sahip olması demek olduğunu vurgular.
Egoizm: Bireyin Kendine Dönüşü
Stirner’in egoizmi, öznel bir bakış açısıyla bireyin kendi çıkarlarını önceliklendirmesini ifade eder. Egoizm, bireyin kendisini ve kendi ihtiyaçlarını öncelemesi gerektiğini savunur. Bu bağlamda, egoizm, bireyin kendi yaşamını inşa etmesi ve kendisine ait bir dünyada var olma hakkını savunur. Ancak bu egoizm, başkalarına zarar vermek anlamına gelmez; daha ziyade, bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirmesi ve kendi mutluluğunu öncelikle düşünmesi gerektiği anlamına gelir. Stirner, bireyin kendi içsel ihtiyaçlarına göre hareket etmesini ve bu süreçte başkalarını nasıl etkilediğini sorgulamasını teşvik eder.
Eleştiri ve Etkileri
Biricik ve Mülkiyet, özellikle bireyciliğin ve öznelciliğin savunuculuğu açısından etkili olmuştur. Ancak, Stirner’in fikirleri, sosyalizmin ve kolektivizmin etkisi altında kalmış birçok eleştiri almıştır. Düşünceleri, özellikle anarşist ve nihilist hareketler üzerinde etkili olmuş ve bireyin toplum içindeki rolü ve özgürlüğü üzerine tartışmalara zemin hazırlamıştır. Stirner’in eserinde, bireyin özgürlüğü üzerine kurulu bir toplumsal düzenin nasıl inşa edilebileceği sorusuna net bir cevap bulunmamakla birlikte, bireylerin kendi yollarını bulmaları ve özgür bir yaşam sürmeleri gerektiği fikri vurgulanır.
Stirner ve Politika
Stirner’in düşünceleri, politik anlamda radikal bir özgürlük anlayışını yansıtır. O, bireyin devlet veya herhangi bir otoriteye bağımlı olmaksızın kendi hayatını yaşaması gerektiğini savunur. Bu bağlamda, Stirner, bireylerin kendi yaşamlarını kontrol etme haklarını elde etmeleri gerektiğini vurgular. Onun düşüncelerinde, toplumsal sözleşme veya devlet otoritesi gibi kavramlar sorgulanır ve bireyin kendi iradesinin ön plana çıkması gerektiği ifade edilir.
Bireyci Anarşizm ve Stirner
Stirner, bireyci anarşizmin öncülerinden biri olarak kabul edilir. Onun felsefesi, bireyin toplumsal normları sorgulaması ve kendi kimliğini bulması gerektiği üzerine kuruludur. Bireyci anarşizm, kolektif ideolojilere karşı bir duruş sergiler ve bireylerin kendi iradeleriyle hareket etmeleri gerektiğini savunur. Stirner’in bu bağlamdaki etkisi, bireyciliği ve özgürlüğü ön planda tutan düşüncelerin gelişimine katkıda bulunmuştur.
Bireyin Egemenliği ve Kendi Mülkü
Max Stirner’in Biricik ve Mülkiyet eseri, bireyci felsefenin temellerini atarken, bireyin özgürlüğünü, mülkiyetini ve kendi kimliğini bulma çabalarını ön plana çıkarır. Dini ve toplumsal normları sorgulayarak, bireyin kendi hayatını şekillendirme hakkını savunur. Bu eser, modern bireyci düşüncenin ve anarşist felsefenin önemli bir referansı haline gelmiştir. Stirner’in fikirleri, bireyin kendi öz varlığına ve mülkiyetine dair sorgulamalar yapmak isteyenler için değerli bir kaynak sunar.
Stirner’in düşünceleri, bireylerin kendilerini gerçekleştirmeleri ve özgür bir yaşam sürmeleri konusunda ilham verici bir çerçeve sunmaktadır. Özgürlüğün ve bireyselliğin önemini vurgulayan bu eser, bireyin toplumsal yapılar ve normlar karşısındaki bağımsızlığını keşfetmesine yardımcı olmaktadır. Sonuç olarak, Biricik ve Mülkiyet, bireyci felsefenin, özgürlük anlayışının ve anarşist düşüncenin derinliklerine inmek isteyenler için temel bir kaynak olarak öne çıkmaktadır.
Kaos Yayınları tarafından Türkçe’ye çevirilerek yayınlanan kitaba buradan ulaşabilirsiniz