Martinique adasında eylül ayının başından bu yana süregelen pahalı yaşam karşıtı protestolar, devletin güç gösterisiyle sonuçlanarak sokağa çıkma yasaklarının uzatılmasıyla sonuçlandı. Gece 12.00 ile sabah 05.00 arasında uygulanan sokağa çıkma yasağı, başkent Fort-de-France ve çevresindeki dört kentte 4 Kasım’a kadar devam edecek. Bu, otoritenin halkın sesi üzerindeki baskısını artıran bir hamledir.
Sokağa çıkma yasağına ek olarak, adada akaryakıt satışı ve nakliyesine kısıtlamalar getirilmesi, özgürlüklerin daha da kısıtlandığını gösteriyor. Vali, bu önlemleri, Fransa anakarasındaki gıda fiyatlarının %40 daha yüksek olduğunu protesto eden binlerce kişinin gerçekleştirdiği blokajlar ve gösterilere karşı bir yanıt olarak açıkladı. Siyasi otoritelerin, halkın taleplerine karşı uyguladığı bu sert önlemler, otoriter rejimlerin halk hareketlerini ne denli korkuyla karşıladığını gözler önüne seriyor.
Daha önce, 18 Eylül’de kısmi bir sokağa çıkma yasağının uygulanmış olması, devletin halkın demokratik haklarını nasıl hiçe saydığını gösteriyor. Ulusal Hemşireler Federasyonu, sağlık çalışanlarına yönelik baskıları kınarken, acil önlemler talep ediyor. Uzatılan sokağa çıkma yasaklarının sağlık hizmetlerini engellediğini belirten federasyon, “Martinique halkı ve meslektaşlarıyla tam dayanışma içinde” olduklarını duyuruyor. Bu dayanışma, yalnızca sağlık çalışanları için değil, tüm toplum için kritik bir öneme sahiptir.
Protestolar, Martinique’in kolonyal geçmişinin ve ada konumunun getirdiği zorluklarla dolu olduğunu gösteriyor. Yetkililerin, 1 Ocak 2025’ten itibaren deniz ürünleri vergisi ve KDV indirimleriyle gıda fiyatlarını %20’ye kadar düşürmeyi planladığını duyurması, bu zamana kadar halkın çektiği sıkıntıları göz ardı eden bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Muhalif gruplar, bu oranı yetersiz buluyor ve bu tür yarım yamalak çözümlerin, halkın acılarına karşı gerçek bir yanıt olmadığını vurguluyor.
Halkın birleşik mücadelesi, bu tür baskıcı önlemlere karşı koymanın en etkili yoludur. İnisiyatif almak, kendi özgürlüğümüzü savunmak ve bu otoriter uygulamalara karşı durmak için toplumsal dayanışmayı güçlendirmek, daha adil bir yaşam için elzemdir. Bu süreç, sadece Martinique için değil, tüm dünyadaki benzer baskılara karşı direnişin bir parçasıdır. Yalnızca özgür ve eşit bir toplumsal yapı inşa edebiliriz; bu nedenle, Martinique halkının mücadelesi, bu özgürlük arayışında bir umut ışığı olarak öne çıkmaktadır.