Fransa’daki aşırı sağcı lider Marine Le Pen, partisinin Almanya için Alternatif (AfD) ile ilişkisini tamamen sonlandırdığını açıkladı. Rassemblement National (Ulusal Birlik) lideri Marine Le Pen, Europe 1 radyosuna verdiği mülakatta, “Artık araya mesafe koymanın değil, bu hareketten temiz bir kopuşun zamanı” dedi. Bu kopuşun arka planında, Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde AfD’nin giderek daha fazla toksik hale gelmesi yatıyor. Le Pen, “Acil olarak bir karantina kordonu (cordon sanitaire) oluşturmak gerekliydi” diyerek AfD’nin provokatif tutumlarını eleştirdi.
Krizin Fitilini Ateşleyen Açıklama
Bu kriz, AfD’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde liste başı adayı olan Maximilian Krah’ın İtalyan La Repubblica gazetesine verdiği tartışmalı açıklamalarla patlak verdi. Krah, Adolf Hitler yönetimindeki Nazi Almanyası’nın paramiliter örgütü Schutzstaffel (SS) üyelerinin hepsinin suçlu olmadığını savundu. “Bir SS üniforması giyen herkesin otomatik olarak suçlu olduğunu asla söylemeyeceğim” diyen Krah, SS üyelerinin savaş suçlusu olup olmadığı sorusuna, “Muhakkak suçluların oranı yüksekti ancak hepsi suçlu değildi” şeklinde yanıt verdi. Bu açıklama, SS’in Holokost sırasında oynadığı rol göz önüne alındığında büyük tepki topladı.
Ulusal Birlik ve Kırmızı Çizgiler
Fransa’da, Avrupa Parlamentosu seçiminde anketlere göre yarışı önde götüren Ulusal Birlik (RN), AfD ile yollarını ayırma kararı aldı. Ulusal Birlik Başkanı Jordan Bardella, TF1 kanalına yaptığı açıklamada, “Avrupa Parlamentosu’nda beş yıldır birlikte çalıştığımız AfD’nin benim için kırmızı çizgi niteliğinde olan çizgileri aştığını düşünüyorum” dedi. Bardella, AfD ile olan iş birliğinin artık sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
Maximilian Krah’ın Geri Adımı
Ulusal Birlik partisinin bu tepkisi sonrasında Maximilian Krah, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada parti yönetim kurulundan istifa ettiğini ve Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılmayacağını duyurdu. “Olgulara dayalı, farklılıkları gözeterek kullandığım ifadelerin partimize zarar vermek için bahane olarak kullanıldığının farkındayım” diyen Krah, “AfD birliğini korumalı. Bu nedenle seçim kampanyalarından derhal çekiliyor ve Merkez Yürütme Kurulu üyeliğimden istifa ediyorum” ifadelerini kullandı.
Krah, SS ile ilgili açıklamalarının yanı sıra, Avrupa Parlamentosu’ndaki bir çalışanı olan Jian G. ile ilgili iddialarla da gündeme gelmişti. Jian G., Çin istihbaratına bilgi aktardığı şüphesiyle tutuklanmıştı. Bu durum, Krah’ın kamuoyundaki itibarını daha da zedeledi.
AfD’deki Diğer Sarsıntılar
AfD’nin Avrupa Parlamentosu için milletvekili listesinde ikinci sırada yer alan Petr Bystron da savcılık soruşturması nedeniyle seçim kampanyalarından çekildi. Bystron ve Krah, Rus yanlısı ağlarla olan ilişkileri nedeniyle dikkat çekmişlerdi. Savcılık, bu siyasetçilere bu ağlardan para akışı olup olmadığını soruşturuyor. Ocak ayında, araştırmacı gazetecilik ağı Correctiv, AfD yöneticilerinin diğer aşırı sağcı gruplarla Potsdam’da bir toplantı yaptığını ve bu toplantıda göçmen kökenlilerin geldikleri ülkelere geri gönderilmesinin ele alındığını ifşa etmişti. Le Pen, bu toplantıyı sert bir şekilde eleştirmiş ve AfD’nin lider kadrosuyla kriz toplantıları yapmıştı.
Sonuç ve Geleceğe Bakış
Marine Le Pen’in AfD ile yollarını ayırması, Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Bu hamle, Le Pen’in partisinin Avrupa’daki aşırı sağ hareketler içindeki konumunu ve ittifaklarını yeniden şekillendirme çabasının bir parçası olarak değerlendirilebilir. AfD’nin iç sorunları ve provokatif tutumları, Le Pen’in daha geniş bir seçmen kitlesine ulaşma stratejisine zarar verme potansiyeline sahipti. Bu ayrılık, Avrupa siyasetinde aşırı sağın geleceği ve ittifaklarının nasıl şekilleneceği konusunda önemli ipuçları sunuyor.