(Haber Yorum)
Yaşar Kemal’in haklı üne kavuşan bir sözü “”Bu ülkede dört şey olmayacaksın: kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı,” özellikle AKP döneminde bir hakikat haline geldi. Kadın cinayetleri AKP döneminde adeta kadınlara yönelik bir soykırım, bir toplu imha biçimine dönüştü nerede ise her gün bir kadın bir erkek tarafından sokak ortasında devletin gözü önünde katlediliyor. Erkek hâkimlerde bin türlü iyi hal bahanesi ile bu canileri salıveriyor. Nerde ise her gün bir çocuk kayboluyor ve en son küçük Narinde gördüğümüz gibi katlediliyor. Orman varlığımız AKP döneminde çok büyük kayba uğradı, ya geç ya da yetersiz müdahale ile yanması mümkün kılınarak ya da başta maden çeşitli tesisler ile kesilmesine izin verilerek dahası kereste endüstrisine satmak üzere gelişi güzel kesilerek tok ediliyor ve son çıkan soykırım kanunu sonrası AKP’li belediyeler barınaklarda ve sokaklarda zehirleyerek, CHP’li Mansur Yavaş Faşistinin ABB Barınaklarında katledilerek ve GÜSODER gibi caniler vasıtası ile sokak hayvanlarının adeta kökü kurtulmaya çalışılıyor ve tüm bu olaylarda Yargı nerde ise cezasızlık uygulaması ile baş azmettirici konumunda. Nitekim son salıverme de bu Yaşar Kemali destekler halde.
Savcı Talep Etti Mahkeme Uyguladı
Ankara Polatlı’da yavru köpekleri dirgenle öldüren tutuklu sanık hakkındaki karar duruşması görüldü. Sincan Adli Tıp Şube Müdürlüğü, sanığın akli dengesinin yerinde ve ceza ehliyetinin tam olduğuna karar verdi. Sanık son savunmasında pişman ve üzgün olduğunu belirterek beraatini talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreyi dikkate alarak tahliyesine karar verdi.
Ankara’nın Polatlı ilçesine bağlı Çimenceğiz Mahallesi’nde, 30 Ağustos tarihinde sanık, yavru köpekleri elindeki dirgenle öldürmüştü. Sanık, tepkilerin ardından gözaltına alınarak “bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme” suçundan tutuklanarak Sincan Ceza İnfaz Kurumu’na götürülmüştü.
Polatlı 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmaya sanık bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.
Yavru köpekleri öldüren sanığın cezai ehliyeti tam çıktı
Duruşmada, sanığın cezai ehliyetinin tam olduğuna ilişkin Sincan Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün raporu okunarak dosyaya konuldu. Mahkeme heyeti ilk olarak sanığa söz verdi. Sanık, “Raporu yeterli görmüyorum, başka sağlık kurulundan geçersem daha iyi olacağını düşünüyorum” dedi. Sanık avukatları da “Raporu düzenleyen ATK uzmanı müvekkilin daha önce gittiği doktordur, yeni rapor alınmasını talep ederiz” diye konuştu. Cumhuriyet Savcısı, sanık avukatlarının yeniden ATK raporu alma yönündeki taleplerinin reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de “Her ne kadar sanık ve sanık müdafi tarafından yeniden rapor aldırılması talep edilmiş ise de dosya kapsamındaki ATK raporunun hüküm kurulmaya elverişli olduğu anlaşılmakla itirazın reddine karar verilmiştir” dedi.
“Tutuklukta geçirilen süre dikkate alınarak sanığına tahliyesine karar verilsin”
Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında, “Soruşturma ve kovuşturma dosyası kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın olay tarihinde dirgen tabir edilen tarım aleti ile 2 köpeği olay günü öldürdüğü, ifadesinde olayı ikrar ettiği, bu şekilde eylemine uyan 5199 sayılı kanun 28/A-2, 28/A-6, TCK 53 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, gözaltında ve tutuklu geçirdiği sürenin TCK 63 gereğince mahsubuna, sanığa isnat edilen suçun alt ve üst sınırı ve tutuklukta geçirilen süre dikkate alındığında bu aşamada sanığın tahliyesine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur” dedi.
“Pişman ve üzgünüm”
Esas hakkındaki mütalaaya karşı diyecekleri sorulan sanık, “Yaşanan olaylardan dolayı pişmanım keşke yaşanmasaydı, üzgünüm. Beraatimi talep ederim” diye konuştu. Sanık avukatları ise “ATK raporunda her ne kadar müvekkilin akıl sağlığı yerinde denmiş ise de müvekkilin akıl sağlığı yerinde değildir. Müvekkilim hakkında öncelikli olarak beraat kararı verilmesini mahkemeniz aksi kanaatteyse lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ederiz” dedi. Mahkeme heyeti ise savcılığın talebine uyarak, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreyi dikkate alarak tahliyesine karar verdi. Mahkemenin gerekçeli kararı şöyle:
“Sanık üzerine atılı evcil hayvanı kasten öldürme suçunu işlediği sabit olmakla, hakkında eylemine uyan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28/A-2 maddesi uyarınca ve TCK’nın 61. maddesinde belirtilen suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın birden fazla köpeği öldürdüğü olayda, sanık hakkında 5199 sayılı Yasanın 28/A-6 maddesinde yer alan ‘maddede düzenlenen suçların birden fazla hayvana karşı aynı anda işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır’ şeklindeki düzenleme gereğince cezası yarı oranında arttırılarak 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.
Pişmanım Sözü Samimi Bulunmadı
Sanığın sabıkasına esas ilamlarından anlaşılan suça eğilimli kişiliği, suçu işlediğinden samimi pişmanlık duyduğuna ve bir daha suç işlemeyeceğine yönelik mahkememizde olumlu kanaat oluşmaması, suçun işlenmesindeki özellikler ile cezanın sanığın geleceği üzerinde etkili olması hususunda oluşan kanaat gözetilerek sanık hakkında TCK 62 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın cezasından başkaca yasal veya takdiri artırım ve/veya indirim uygulanmasına yer olmadığına, sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verildiği anlaşıldığından ve sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkememiz nezdinde olumlu bir vicdani kanaatin hâsıl olmaması nedeniyle bu doğrultuda şartları oluşmadığından CMK’nın 231/5 maddesi uyarınca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına, sanığa hükmolunan hürriyeti bağlayıcı ceza miktarına göre yasal koşulları oluşmadığından sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkememiz nezdinde olumlu bir vicdani kanaatin hâsıl olmaması ve suçun işlenmesindeki diğer özellikler nazara alınarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinde yer alan erteleme hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verildi.
Muhaliflere Uygulanmayan AİHS’ye Referans
Anayasa Mahkemesi’nin 8 Ekim 2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre, sanık hakkında TCK 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına, sanığın savunmasının alınmış olduğu ve dosyanın tekemmül etmiş olduğu bu aşamada tüm delillerin toplanmış olduğu, karartılacak herhangi bir delilin bulunmadığı, tutuklulukta geçen süre nazara alındığında tutukluluktan beklenilen menfaatin sağlanmış olduğu, sanığın kaçma şüphesinin bulunmaması ve sabit ikametgâh sahibi olması dikkate alındığında sanığın daha fazla tutuklu kalmasının AİHS’e aykırılık göstereceği anlaşılmakla bihakkın tahliyesine karar verilmiştir.” (ANKA)