22 Kasım Cuma akşamı Montreal’de düzenlenen NATO Parlamento Asamblesi, anarşist grupların düzenlediği sert protestolara sahne oldu. Eylemler, NATO’nun militarist politikalarına ve kapitalist düzenin baskıcı mekanizmalarına karşı doğrudan bir başkaldırı niteliği taşıdı. Protestolar sırasında NATO’nun toplandığı Palais des Congrès binası hedef alındı, bir araç ateşe verildi, çevik kuvvet ekiplerine boya atıldı ve iş yerlerinin camları kırıldı.
NATO Neden Hedefte?
Protestocular, NATO’yu kapitalist sistemin askeri aparatı olarak tanımlayarak, ittifakın küresel kuzeyin çıkarlarını korumak için emperyalist bir araç olduğunu savundu. NATO’nun Kanada gibi ülkeleri askeri harcamalarını artırmaya zorladığını belirten eylemciler, bu durumun sosyal harcamaları baltaladığını ve halkların yaşam koşullarını kötüleştirdiğini dile getirdi.
NATO’nun Filistin’deki insan hakları ihlallerine sessiz kalması ve İsrail ile ittifakını sürdürmesi de eleştirilerin odak noktalarından biri oldu. Protestocular, İsrail’in Filistin’deki işgal ve soykırım politikalarını destekleyen NATO’nun, bu suça ortak olduğunu vurguladı.
Polis Müdahalesi ve Yaralanmalar
Eylemler sırasında Montreal polisi, protestoculara sert müdahalede bulundu. Biber gazı ve darp yöntemleriyle dağıtılmaya çalışılan grup, bazı üyelerinin ciddi şekilde yaralanmasına rağmen eylemlerini sürdürdü. Polisin NATO ve İsrail tarafından finanse edilen baskı teknolojileriyle donatıldığına dikkat çeken protestocular, devletin baskıcı politikalarına karşı daha güçlü bir direniş çağrısında bulundu.
Kapitalizme ve Baskıya Karşı Direniş
Protestolar, yalnızca NATO’ya karşı bir tepki olarak değil, daha geniş bir bağlamda kapitalist sistemin tüm şiddet ve sömürü mekanizmalarına karşı bir isyan olarak görülüyor. Protestocular, kapitalizmin doğaya, insanlığa ve özgürlük mücadelelerine yönelik sistematik saldırılarına karşı koymanın artık kaçınılmaz hale geldiğini savundu.
Eylemciler, medyanın bu tür protestoları yalnızca “şiddet” odaklı bir anlatıyla aktarmasını eleştirerek, esas şiddetin kapitalist sistemin yapısal baskısından kaynaklandığını ifade etti. Protestoların, kapitalist düzenin doğrudan maddi ve sembolik merkezlerini hedef aldığı, bunun da direnişin meşru bir yöntemi olduğu belirtildi.
Protestonun Ardındaki Mesaj
Montreal’deki NATO protestoları, kapitalizmin ve militarizmin sembolik merkezlerine karşı yükselen bir mücadele olarak dikkat çekti. Protestocular, sistematik baskılara karşı mücadele etmeye devam edeceklerini ve bu direnişin, daha adil ve özgür bir dünya yaratma çabasının bir parçası olduğunu vurguladı.
Eylemlerin ardından yapılan açıklamada, “Kapitalist düzenin baskı mekanizmalarına karşı direnmek, insanlık ve doğa için bir zorunluluk haline gelmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Bu eylemler, NATO’nun ve kapitalist düzenin küresel ölçekte yarattığı adaletsizliklere karşı büyüyen bir toplumsal tepkilerin önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.