İSİG Meclisi’nin Eylül Ayı Raporu bir kez daha, kapitalist sistemin güvencesiz ve sömürü üzerine kurulu çalışma düzeninin işçilerin hayatını nasıl çaldığını gözler önüne serdi. Yaşamlarımızın hiçe sayıldığı, emeğin ucuzlaştırıldığı ve işçi sınıfının örgütlenme çabalarının baskı altına alındığı bu düzende, direnişin ve dayanışmanın önemi her geçen gün daha da belirginleşiyor.
Ormanlarımız, Derelerimiz Bizim!
Raporda ilk olarak Artvin Hopa Cankurtaran’da ormanlarına sermaye yağmacılarını sokmak istemedikleri için katledilen Reşit Kibar ve bu mücadelede baskıya uğrayan tüm direnişçi arkadaşlar anıldı. Sermaye ve devlet, yalnızca işçileri değil, doğayı da acımasızca sömürmeye çalışıyor. Ama unutmasınlar: “Ormanlarımız, derelerimiz bizim… Bu memleket bizim!”
Eylül Ayında İş Cinayetleri: Sermaye Sömürüyor, İşçi Ölüyor
İnşaat, yol işkollarında 42 işçi; tarım ve ormanda 33 emekçi (18 işçi, 15 çiftçi); taşımacılık işkolunda 23 işçi; diğer işkollarında da onlarca işçi, güvencesiz çalıştırmanın bedelini canlarıyla ödedi. Raporun çarpıcı noktası, ölen 152 işçiden sadece 2’sinin sendika üyesi olmasıydı. Bu, işçilerin örgütsüz bırakılmasının, sermaye düzeninin sürdürülebilirliği için nasıl bilinçli bir politika olduğunu gösteriyor.
Sistem, işçiyi ne sendikalı yapıyor ne de güvenceli bir çalışma ortamı sunuyor. Sonuç? Her ay yüzlerce işçi ölüyor, sermaye ise cebini doldurmaya devam ediyor. Üstelik bu işçiler arasında üç çocuk işçi de yer alıyor. 2023-2024 eğitim döneminde 66 çocuk işçinin hayatını kaybettiği bir sistemde yaşadığımız gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Emekçiler Yaşlanınca da Ölüyor
Emekli maaşları yetersiz, EYT ve emeklilik tartışmaları sürerken, 50 yaş ve üzeri en az 61 işçi öldü. Çalışmak zorunda bırakılan yaşlı işçiler, sermayenin daha fazla kar hırsı için son nefeslerine kadar sömürülüyor. Kapitalizmin yaşlısı, genci yok; işçiysen her yaşta ölümle burun burunasın.
Direniş Büyüyor: İşçilerin Mücadelesi Sermaye Düzenine Karşı
İşçi direnişleri ülkenin dört bir yanında sürüyor. Polonez Gıda, Fernas Madencilik, Akcanlar Tekstil, Eker Süt gibi birçok işyerinde direniş bayrağı açıldı. Sendikal örgütlenme talepleri, insanca bir ücret ve İSİG önlemleri için verilen bu mücadeleler, jandarma ve polis şiddetiyle bastırılmaya çalışılsa da işçiler geri adım atmıyor. Fernas ve Polonez işçilerinin direnişleri kritik aşamada; bu direnişler kazanılırsa, tüm işçi sınıfı kazanacak!
Bu direnişlerin her birinde tek bir şey ortak: Kapitalist düzenin işçiye karşı açtığı savaşı kazanmak için dayanışma şart. Ve unutmayalım, biz bu savaşta birlik olursak, Fernas’ta da, Polonez’de de kazanırız!
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.