Tüm savaşların ardında bu kandan kar etme stratejisi mevcut. Araştırmalar, bir devlete yapılan silah transferlerinin çatışma çıkma olasılığını artırdığını ve bir kez başladıktan sonra çatışmaları daha uzun süre uzattığını ve daha ölümcül hale getirdiğini göstermektedir. Buna karşılık, politika yapıcılar silah ihracatını kontrol etmek için tasarlanmış bir dizi önlem taahhüt ederler ama bu işlemez gerçekte. Genellikle çatışmalar insan hakları ihlalleri ve uluslararası insancıl hukuk ihlalleri içerdiğinde satışları sınırlamaya odaklanan satışların ne zaman sınırlandırılması gerektiği veya sınırlandırılmaması gerektiği konusunda da hararetli tartışmalar yaşanıyor ama batılı ekonomiler bu karlı ticaretin ekonomilerine bir can suyu olduğunu çok iyi biliyor.
Etkileşimli çalışma, Şirket tarafından kısmen Dünya Barış Vakfı’nın Tufts Üniversitesi Fletcher Okulu’ndaki “Savunma Sanayileri, Dış Politika ve Silahlı Çatışma” araştırma programının bir parçası olarak finanse edilen, Her Zamanki Gibi İşler: Büyük Silah İhracatçıları Dünya Çatışmalarını Nasıl Silahlandırıyor raporuna dayanmaktadır. Araştırma programı, önemli ihracatçı ülkelerdeki sağlam düzenleme mekanizmalarına ve uluslararası izleme çabalarına rağmen, küresel silah ticaretinin çatışma durumlarında doğrudan etkinleştirici sonuçları olan etkili kontrollere karşı dirençli olduğunu kanıtlamasının nedenlerini ele almaktadır.
Etkileşimli site ve çalışma, 2009’dan 2018’e kadar olan 10 yıllık dönemde en büyük 11 küresel silah tedarikçisini analiz ederek, bir alıcı devlette veya alıcı bir devleti ilgilendiren çatışmanın ihracatçıların silah tedarik etme isteğini nasıl etkilediğine dair ilk küresel analizi sunmaktadır. Büyük konvansiyonel silah transferlerinin hacmine göre sıralanan on bir büyük tedarikçi şunlardır: Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Almanya, Fransa, Çin, Birleşik Krallık, İspanya, İsrail, İtalya, Hollanda ve Ukrayna[1]
Sitenin bu yüzyılda incelediği 32 savaştan sadece biri hariç hepsi dünyanın en büyük ihracatçı ülkelerinden silah aldığı net görülüyordu. Analize göre çatışma başladığında büyük ihracatçıların silah satışlarını durdurduğuna dair net bir örnek bulunmuyor. Aksine, bazı ihracatçıların savaş halindeki ülkelere satışlarını arttırdığı görülüyor.
Yani tam bir kan ticareti söz konusu ama bu son derece kazançlı pazarlar ülkelerin ekonomik büyümesine can veriyor.
Akademiye göre, 110 silahlı çatışmanın 45’i Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde, 35’i Afrika’nın geri kalanında, 21’i Asya’da ve altısı Latin Amerika’da yaşanıyor”[2].
Aslında bu zengin kuzeyin yoksul ya da yoksulluğu yenme çabasındaki güneyi hem sömürme hem de zayıf düşürerek zengin ülkelere muhtaç hale getirme ve bunların bu ülkelerin zengin maden vb. batılı ekonomiler için önemli olan hammadde kaynaklarının akışını sağlamak için.
Bu genel perspektifi sonlandırmadan önce şunu da ifade edeyim dünyanın en büyük silah şirketlerinin de sahibi diğer tüm çok uluslu küresel şirketlerde olduğu gibi Black Rock isimli finansal yatırım şirketinin kontrolünde diyebiliriz. Mesela en büyükler sıralamasında ikinci olan RTX’in %73 hissesine Black Rock yatırım şirketi sahip. Özetlersek savaş karlı bir yatırım olarak kaldıkça hele de ulus devletler oldukça ve bu devletlerin paranoyası olan geride kalma korkusu oldukça barış bir hayal olarak kalacak.
Bu genel perspektiften sonra İsrail ve Ukrayna’ya odaklanan 3 kısımı içeren çözümlememizle devam edeceğiz.
Not: Vaatlerimi unutmadım başladığım analizlere devam edeceğim. Çok kutuplu dünya düzeni ve ABD-AB aksını ve bu aks ekseninde değişimlerin bizi nasıl da tehlikeli bir hale soktuğunu içeren analizle beraber İsrail’in bölgesel savaşını ve bunun batılı dünya düzeni için önemini de en kısa zamanda yazarak sizlere sunacağım
[1] Who Arms War? A Project From The World Peace Foundation. (Savaşı Kim Silahlandırıyor? Dünya Barış Vakfı’ndan Bir Proje)
[2] Ramzy Baroud,- Words vs Action: To End Armed Conflicts, Restrict Global Arms Trade, Kashmir Reader, 20.08.2024