İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana hız kesmeden devam ediyor. Gazze’de yaşanan insani drama gözler önünde, binlerce Filistinli yaşamını yitirirken, bu durum Türkiye’de de geniş yankı buldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve birçok kamu kurumu, İsrail menşeli ürünlere yönelik boykot kararları alarak bu saldırılara tepki gösterdi. Ancak, boykot çağrıları, bazı çelişkilerle birlikte geldi ve bu da toplumsal tartışmaları beraberinde getirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Boykot Çağrısı
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, özellikle boykot konusunda yaptığı açıklamalarla dikkat çekiyor. 6 Ekim 2023’te Taksim Camii önünde yapılan bir basın toplantısında, Erbaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılara karşı durarak, bu saldırıların bir an önce durdurulması gerektiğini vurguladı. “Tüm alanlarda boykota devam edilmesi, insan olmanın asgari bir gereğidir” diyerek, hem halkı hem de kamu kurumlarını boykot çağrısına davet etti. Erbaş’ın bu açıklamaları, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi tavrı olarak algılandı ve pek çok vatandaş bu çağrıya duyarlılık gösterdi.
Berat Şirinat’ın İkililiği
Ancak, bu boykot çağrıları, Diyanet İşleri Başkanı’nın damadı Berat Şirinat’ın tutumu ile çelişiyor. Şirinat’ın, boykot listesinde bulunan bir akaryakıt markası ile bir madeni yağ markasının distribütörlüğünü yaptığı öğrenildi. Bu durum, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi boykot çağrısının arkasında durup durmadığına dair ciddi bir soru işareti oluşturdu. Şirinat’a ait olan şirketin, 2007 yılında kurulduğu ve 2011 yılında bu markaların Sakarya’daki temsilciliğini üstlendiği bilgileri ortaya çıktı.
Bu noktada dikkat çeken bir diğer husus ise Şirinat’ın şirketinin, 2012 yılında “genel satış performansı Türkiye birinciliği” elde etmiş olması. Bu başarı, şirketin özellikle İsrail ile bağlantılı ürünlerdeki etkisini artırırken, aynı zamanda boykotun ne denli etkili olduğu konusunda da kaygılar doğuruyor. Şirinat’ın şirketinin, sadece 69 kişiye verdiği “Elçilik kulüp üyesi” unvanına sahip olması ise işin ironisini bir kat daha artırıyor.
Toplumsal Tepkiler ve Tartışmalar
Bu çelişkili durum, Türkiye’de toplumda büyük bir rahatsızlık yarattı. İnsanlar, boykot çağrısının ne kadar samimi olduğu konusunda şüpheler taşırken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konudaki tavrı sorgulanmaya başlandı. Diyanet’in kamuoyuna yönelik açıklamaları ve bu açıklamaların arka planındaki ticari ilişkiler arasındaki bu tür ikilemler, toplumda derin bir huzursuzluk yarattı.
Bu durum, boykot çağrılarının etkinliğini sorgularken, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın nasıl bir şekil alacağı konusunda da belirsizlikler doğuruyor. İnsanların bu tür ikilemlerle karşılaşması, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bir çatışma yaratırken, bu tür çelişkili tavırlar toplumsal birliği zedeleyebilir.
Özellikle sosyal medya üzerinde bu konuyla ilgili yoğun tartışmalar yaşanıyor. İnsanlar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı boykot çağrısını desteklerken, aynı zamanda Berat Şirinat’ın tutumunu eleştiriyor. Bu eleştiriler, boykotun sadece bir tavsiye değil, aynı zamanda bir duruş olması gerektiği üzerinde yoğunlaşıyor.
İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları devam ederken, Türkiye’deki boykot çağrıları ve bunun etrafında dönen tartışmalar, toplumun nasıl bir araya geleceği ve dayanışma göstereceği konusunda belirsizlikler yaratıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı boykot çağrısının ne denli etkili olacağı, bu tür çelişkili durumların üstesinden gelip gelmeyeceğine bağlı.
Gelecek günlerde bu konunun daha fazla tartışılacağı kesin; özellikle de toplumun her kesiminden gelen tepkiler ve talepler doğrultusunda. Bu süreç, hem bireylerin hem de kurumların bu tür olaylara karşı nasıl bir tutum sergileyeceğini belirleyecek ve belki de Türkiye’nin bu konuda daha net bir duruş sergilemesine yol açacaktır.