AFP fotoğrafçıları, gece boyunca süren saldırılarda isabet alan binalardan yükselen yoğun dumanı görürken, motosikletli gençler büyük ölçüde boş olan yollarda hızla ilerledi ve bölge sakinleri evlerinden alabildiklerini aldı, bazıları arabalarının tavanına bağladıkları yataklarla yola çıktı.
Bölgeyi terk etmeyen az sayıdaki kişiden biri olan 31 yaşındaki Mohammed Sheaito, “gece boyunca altımızda yer sallandı… “Bölge hayalet bir kasabaya dönüştü” diyen taksi şoförü, İsrail’in güney Lübnan’a düzenlediği bombardıman nedeniyle yerlerinden olan anne babasını, kız kardeşini ve çocuklarını güvenli bir başka yere gönderdi.
Sıkışık apartman blokları, dükkânlar ve işyerlerinden oluşan Beyrut’un güney banliyöleri aynı zamanda Hizbullah’ın ana kurumlarına da ev sahipliği yapıyor.
Geçtiğimiz Cuma günü Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürüldüğü büyük saldırıdan önce Dâhiye olarak bilinen güney banliyöleri geçen hafta bir dizi İsrail saldırısıyla vuruldu ve sonrasında bölgeye yönelik saldırılar arttı.
Binlerce kişi bombardımanlardan ya da bazı saldırılar öncesinde sosyal medyada yayınlanan İsrail ordusunun tahliye emirlerinden kaçtı. Bazıları akrabalarının yanında, bazıları Beyrut’ta sığınaklara dönüştürülen okullarda ya da kiralık dairelerde kalırken gidecek yeri olmayanlar sokaklarda uyuyor.
‘Hayat Yok’
“Bölge insanlarla doluydu. Kafelerde veya sokaklarda otururduk, yaşlılar tavla oynardı,” dedi Sheaito.
Şimdi her yer kapalı – köşe başındaki dükkânlar, restoranlar… Hatta eczane bile” dedi ve ekledi: “Hizbullah’ın enformasyon bürosu başkanı Muhammed Afif, gazetecilere yaptığı açıklamada Dahiye’de vurulan tüm binaların “sivil binalar olduğunu ve askeri faaliyetlere ev sahipliği yapmadığını” söyledi.
Bir mahallede, acil durum görevlileri dört binadan oluşan bir konut kompleksinin enkazını tarayarak hayatta kalanları çılgınca aradı.
Bir diğerinde, bir bina yanarken bir kadın bir kediyi taşıyordu.
Molozlar bazı sokakları kapatmış, yanmış arabalar çeşitli saldırı alanlarına dağılmıştı.
“Kimlik belgelerimizi ve diğer bazı şeyleri almak için hızlıca geldim,” diyen ve kimliğini vermek istemeyen bir sakin, evinin arkasındaki sekiz binalık konut kompleksinin yerle bir olduğunu görünce yaşadığı şoku ifade etti.
Mahallenin yaşanmaz halde olduğunu, su, dükkân, benzin istasyonu ve hatta elektriğin bile olmadığını, çünkü devlet şebekesinin günde birkaç saat elektrik vermekte zorlandığı bir ülkede jeneratörlerin kapandığını söyledi.
“Evimiz tozla dolu ve garip bir koku var – boğulmadan hemen çıktım” dedi.
“Sokakta sadece bir ya da iki kişi gördüm. Burada artık hayat yok.” (AFP-France 24)