ABD tarafından 1983 yılında Beyrut’taki ABD büyükelçiliğine düzenlenen bombalı saldırıda rol aldığı gerekçesiyle aranan İbrahim Akil, İran destekli militan grubun seçkin Rıdvan Gücü’nün başındaydı.
Olay yerindeki AFP muhabirleri, patlamanın Lübnan’ın başkenti Lübnan’ın güney banliyölerinde Hizbullah’ın kalesi olan bir gökdelenin alt katlarında büyük bir krater açtığını ve binanın alt katlarını tahrip ettiğini söyledi.
Akil’in öldürülmesi, Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana üst düzey bir Hizbullah komutanının öldürülmesinin ardından gelen ikinci suikast oldu. Akil, Temmuz ayında Beyrut’ta düzenlenen ve hareketin üst düzey operasyon şeflerinden Fuad Şukur’un öldürülmesiyle sonuçlanan bir diğer İsrail saldırısının ardından öldürülmüştü.
Salı ve Çarşamba günü Hizbullah üyelerinin kullandığı iletişim cihazlarına yönelik iki patlama dalgası yaşandı; Hizbullah, saldırılardan İsrail’i sorumlu tuttu
Bu patlamalar onlarca kişinin ölümüne yol açarken, Hizbullah’ı da sarstı ve İsrail-Hamas savaşının odağının kuzeye doğru kaymasına neden oldu.
Dujarric Tırmanıştan Çok Endişe Duyuyoruz
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric, “Elbette artan tırmanıştan çok endişe duyuyoruz” dedi ve tüm taraflardan “azami itidal” çağrısı yaptı.
İsrail ordusu, Akil’i öldürmek için “hedefli bir saldırı” gerçekleştirdiğini ve ayrıca yaklaşık 10 üst düzey Rıdvan komutanının daha öldürüldüğünü söyledi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırıda 14 kişinin öldüğünü, 66 kişinin de yaralandığını bildirdi.
Daha önce isminin açıklanmasını istemeyen Hizbullah’a yakın bir kaynak, saldırıda Akil’in hayatını kaybettiğini söylemişti.
Hizbullah’a yakın bir kaynak, “İsrail hava saldırısında, silahlı kuvvetlerin ikinci komutanı olan Rıdvan Gücü komutanı İbrahim Akil öldürüldü” dedi.
Hareket, ölümünü resmen doğrulamadı ancak saldırının ardından, belirtilmeyen “suikastlar”dan sorumlu tuttukları bir İsrail istihbarat üssünü roketlerle hedef aldıklarını söyledi.
ABD, Akil hakkında bilgi verenlere 7 milyon dolar ödül vereceğini açıklamış ve onu, 1983 yılında 63 kişinin ölümüne yol açan büyükelçilik bombalama saldırısını üstlenen bir diğer örgütün “baş üyesi” olarak tanımlamıştı.
Haberleşme Cihazı Patlamaları
İsrail askerleri ile Hizbullah militanları, 7 Ekim’den bu yana İsrail-Lübnan sınırında birbirleriyle çatışıyor.
İsrail’in yaklaşık bir yıldır ateş gücü odağı Gazze’deydi, ancak Hamas’ın zayıflamasıyla birlikte savaşın odağı İsrail’in kuzey sınırına kaydı.
İsrail askeri sözcüsü Tümamiral Daniel Hagari, Cuma günü gerçekleşen saldırının ardından yaptığı açıklamada, İsrail’in “bölgede geniş çaplı bir tırmanışı hedeflemediğini” söyledi.
Lübnan’da aylardır neredeyse her gün yaşanan sınır çatışmaları yüzlerce kişinin ölümüne yol açarken, İsrail’de ise onlarca kişi hayatını kaybetti ve her iki taraftan binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Salı ve Çarşamba günü Hizbullah, İsrail’i suçladığı benzeri görülmemiş bir saldırıya maruz kaldı, ancak İsrail henüz bir yorumda bulunmadı. Saldırıda iki gün boyunca Hizbullah mensuplarına ait binlerce iletişim cihazı patladı, 37 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.
Hamas, olayı “vahşi ve terörist bir saldırı” ve “tırmanış” olarak niteledi.
Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail’in patlamalardan dolayı misillemede bulunacağını söyledi.
İsrail, Cuma günü yaptığı açıklamada Hizbullah’ın, militan grubun onlarca fırlatıcısını imha eden hava saldırılarının ardından Lübnan’dan onlarca roket attığını bildirmişti.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Çarşamba günü askerlere yaptığı açıklamada, İsrail’in vatandaşlarının sınır bölgelerine “güvenli bir şekilde geri dönmesini” sağlamaya çalışması nedeniyle “Hizbullah’ın giderek artan bir bedel ödeyeceğini” söyledi. Ve “Savaşta yeni bir safhanın başlangıcındayız” dedi.
“Daha Geniş Çaplı Bir Savaş Korkusu”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap etmesi beklenen ABD’ye planlanan gidişini, bir yetkilinin kuzey cephesindeki durumu gerekçe göstermesi üzerine bir gün erteledi.
Hizbullah, Cuma günü yaptığı açıklamada, Güney Lübnanlıların şu ana kadarki en şiddetli bombardımanlardan biri olarak tanımladığı bombardımanın ardından en az altı İsrail askeri üssünü roket saldırılarıyla hedef aldığını duyurdu.
Lübnan sınırına yakın Marjayoun kasabası sakinleri, gece boyunca yaşanan bombardımanın, sınır çatışmalarının başladığı geçen ekim ayından bu yana en yoğun bombardımanlardan biri olduğunu söyledi.
62 yaşındaki Nouha Abdo, “Özellikle torunlarım için çok korkuyorduk” dedi. “Onları bir odadan diğerine taşıyorduk.”
Giyim mağazası sahibi 45 yaşındaki Elie Rmeih, 50’den fazla saldırı saydı. “Korkunç bir sahneydi ve tırmanışın başladığı günden bu yana deneyimlediğimiz hiçbir şeye benzemiyordu. Daha geniş bir savaş korkusu içinde yaşıyoruz, nereye gideceğimizi bilmiyoruz.”
İtidal Çağrısı
Uluslararası arabulucular, Gazze savaşının tam kapsamlı bir bölgesel çatışmaya dönüşmesini engellemek için çabalıyor.
Gazze’de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için yapılan çabaları kurtarmaya çalışan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, tüm tarafların itidal içinde olması gerektiğini söyledi. “Hiçbir tarafın Gazze’de ateşkes hedefini tehlikeye atacak şekilde tırmandırıcı bir eylemde bulunmasını istemiyoruz” dedi. (nahar.net)