(Haber Analiz) İsrail’in Nuseyrat Mülteci kampına gerçektirdği ve tam bir katliam biçiminde tezahür eden askeri müdahalesi dünya basınına İsrail tarafından son derece başarılı bir rehine kurtarma operasyonu olarak pazarlandı. Kurtarılan rehineler ise zaten karşılıklı mutabakat ile imzalanacak ateşkes anlaşması ile serbest bırakılacaktı ve Filistin kaynaklarının bildirdiğine göre Hamas savaşçıları tarafından olası bir anlaşmada serbest bırakılmak için yer değiştirmek için hazırlanılıyordu. Netanyahu operasyonu tarihe geçecek bir başarı olarak pazarlarken rehine kurtarma operasyonu esnasında ölen diğer rehinelere hiç değinmedi. Bu da Netenyahunun sadece Filistin halkına değil kendi yurttaşlarının da hayatına zerre kadar önem vermediğini bir kez daha gösterdi.
ABD Askeri Birimi Operasyona Katılarak Destek Verdi
Öte yandan operasyona bir ABD askeri birimi tarafından da destek verildiği ve operasyon esnasında ABD’nin dünyaya Gazze halkının gıda ihtiyacını karşılamak için kurulduğu belirtilen iskelenin kullanıldığı da gelen haberler arasında. İsrail ordusu, Nuseyrat ‘ta 200’den fazla Filistinlinin ölümüne yol açan “karmaşık gündüz operasyonunda” Gazze’deki dört esirin kurtarılmasında ABD’nin desteğini aldı. ABD’li bir yetkili Axios’a, İsrail’deki ABD hücresinin esirleri kurtarma çabalarını “desteklediğini” söyledi. Daha sonra CNN’de, ABD’li bir yetkilinin, Amerikan hücresinin 7 Ekim’den bu yana bilgi toplama yoluyla İsrail’i destekleyen bir ekip olduğunu söylediğini bildirdi.
Operasyon Öncesi Yoğun Bombalama
Operasyon esnasında Kamp ve çevresi İsrail Hava Kuvvetlerine bağlı uçaklarla bombalandı. Cesetlerin etrafa saçıldığını olayın yeryüzünde cehennemi yaşamak deyimine uygun düşecek kadar kötü olduğunu belirten gördü tanıkları özel kuvvetlerinde operasyon esnasında önüne geleni öldürdüğünü ve tüfek bombaları ile saldırdığını belirttiler.
Aksa Şehitleri Hastanesi Cesetlerden ve Yaralılardan Geçilmiyor
Filistin hükümetinin Gazze’deki medya ofisi, İsrail’in Gazze’nin merkezine yönelik saldırısında ölü sayısının en az 210’a ulaştığını, 400’ün de yaralandığını söyledi. Filistin Sağlık Bakanlığı, Mescid-i Aksa Şehitleri hastanesine çok sayıda ölü ve yaralı Filistinlinin geldiğini doğruladı. Çoğunun çocuk ve kadın olduğu belirtildi.
Yerel kaynaklardan Nidal Abdo bağımsız haber sitesi Middle East’e yaptığı açıklamada “İşgal, Nuseyrat mülteci kampını yok etti. Masum ve silahsız sivillerin evleri bombalandı. Hiç böyle bir şey görmedim. Bu bir felaket. Kamptan hastaneye yürüyerek geldim. Nasıl kaçtık anlatamam. Kaçarken her yere saçılmış ölü çocuklar ve ceset parçaları gördüm. Kimse onlara yardım edemedi. Yaşlı bir adam gördüm. At arabasında öldürüldü.” dedi.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) teşkilatından bir yetkili ise, Gazze’nin merkezindeki El Aksa Hastanesi’nin bir “kâbus” olduğunu söyleyerek, El Aksa ve Nasır hastanelerinin “çoğu kadın ve çocuk olmak üzere çok sayıda ağır yaralı hastayı” tedavi ettiğini söyledi
Hamas: Elimizde Hala Önemli Bir Esir Sayısı Var
Hamas Cumartesi günü ABD’nin operasyondaki suç ortaklığını kınayan bir bildiri yayınladı. Açıklamada şöyle denildi: “Amerika’nın bugün gerçekleştirilen suç operasyonuna katılımı, Amerikan yönetiminin suç ortaklığını, Gazze Şeridi’nde işlenen savaş suçlarına tam katılımını ve İsrail’e karşı ilan ettiği kırmızı çizgilerin sahteliğini bir kez daha kanıtlamaktadır.” insani durum ve sivillerin hayatlarıyla ilgili kaygılar.”
Hamas, kurtarılan İsrailli esirlere atıfta bulunarak Gazze’deki “bir takım tutukluların serbest bırakılacağı” yönündeki duyurunun, İsrail’in sekiz ay süren “katliam, soykırım, kuşatma ve açlıktan” sonra “Gazze Şeridi’ndeki stratejik başarısızlığını” değiştirmeyeceğini söyledi. .
Açıklamada, “Yiğit direnişimiz hâlâ elindeki en büyük esir sayısını koruyor ve esir sayısını artırma kapasitesine sahip.” ifadesine yer verildi.
Abbas: Güvenlik Konseyini Acil Toplantıya Çağırdı
İsrail işgal güçlerinin bu sabah Nuseirat mülteci kampında gerçekleştirdiği korkunç katliam karşısında Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin’in Birleşmiş Milletler elçisine, katliamın yansımalarını görüşmek üzere BM Güvenlik Konseyi’nden acil bir oturum talep etmesi talimatını verdi. Abbas, BM Güvenlik Konseyi’nin acil olarak toplanması için Arap ve uluslararası paydaşlarla yoğun diplomatik çabalar sarf ettiğini belirtti. Abbasın Konseyin, İsrail’in Filistin halkına yönelik devam eden saldırganlığını ele almak ve İsrail işgalini, acil ateşkes çağrısı yapanlar da dâhil olmak üzere uluslararası meşruiyet kararlarına uymaya zorlamak için gerekli kararları almasını isteği ifade edildi.
İnsan Hakları Savunuru: Biden’in Desteği Netanyahu’yu Pervasızlaştırıyor
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün eski yöneticisi ve Princeton Üniversitesi’nde misafir profesör olan Kenneth Roth El Cezire’ye verdiği demeçte, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’ye yönelik savaşı sona erdirmesi için yapılan uluslararası baskı için “iyi olduğu açık, ancak yetersiz” dedi
“Başkan Joe Biden’a bakarsanız, doğru şeyler söylüyor. Filistinli sivillerin hayatını korumak için daha fazla özen gösterin diyor. Daha fazla gıda ve insani yardım girmesine izin verin diyor. Ancak bunları eylemle desteklemiyor. Filistinli sivilleri bombalamak ve aç bırakmak için kullanılan silahları ve askeri yardımı sağlamaya devam ediyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı Netanyahu için tutuklama emri istediğinde, Biden bunun temelde bir rezalet olduğunu söyledi. Dolayısıyla uygun uyarı sözlerine gerçek bir destek sağlamıyor. Biden Netanyahu’nun en önemli destekçisi. Bu durum değişene kadar, Netanyahu ‘nun izlediği savaş suçları stratejisine devam etmek için hala yeşil ışık yakıldığını düşünmesinden korkuyorum.” Diyerek Biden’in tutarsızlıklarına dikkat çekti.
BM Raportörü Albanes: Soykırım Niyeti Eyleme Geçirildi.
BM’nin Filistin özel raportörü Francesca Albanese, İsrail’i, dört İsrailli esirin kurtarıldığı ve 200’den fazla Filistinlinin öldürüldüğü el-Nuseirat mülteci kampına yönelik ölümcül saldırıda “insani kamuflaj” kullanmakla suçladı. İsrail’in insani yardım kamyonlarıyla bölgeye girdiği iddia ediliyor.
Albanese medyada yer alan gönderisinde, “İsrail, Gazze’deki Filistinlileri öldürmeyi, yaralamayı, sakat bırakmayı, aç bırakmayı ve travma yaşatmayı meşrulaştırmak için rehineleri kullandı. Bir yandan da işgal altındaki toprakların geri kalanında ve İsrail’de Filistinlilere yönelik şiddeti yoğunlaştırıyor.” Görüşüne yer verdi.
Albanese, İsrail hükümetini daha önce de ateşkes sağlamak için daha fazla çaba göstermediği için eleştirmişti ve bu gönderisinde de bu konuya tekrar vurgu yaparak şunları yazdı. “İsrail, 8 ay önce ilk ateşkes ve rehine değişimi masaya yatırıldığında tüm rehineleri canlı ve sağlam bir şekilde serbest bırakabilirdi. Ancak İsrail, Gazze’yi ve Filistinlileri bir halk olarak yok etmeye devam etmek için bunu reddetti. Bu soykırım niyetidir. Kristal berraklığında eyleme dönüştü.”
Haaretz Yazarı: İsrail Başarıdan Hala Uzakta
Öte yandan İsrail tarafından olaylara bakan Haaretz yazarlarından Amos Harel ise köşesinde “Gazze’den Dört Rehinenin Kurtarılması Savaş Yorgunu İsrailliler İçin Bir Şans, Ancak ‘Tam Zafer’ Değil” başlığı ile yayınlanan yazısında “Cumartesi günü Nuseirat mülteci kampında dört rehinenin Hamas’ın esaretinden kurtarıldığı etkileyici operasyon, Gazze’deki savaştan gelen kötü haberler ve durgun geçen uzun haftaların ardından İsrailliler için gerekli bir moral oldu. Bu başarı Gazze’de savaşmaya devam eden IDF askerlerinin moralini yükseltecek olsa da savaşın gidişatında stratejik bir değişikliğe işaret etmiyor ve Hamas’ın ateşkes görüşmelerindeki taleplerini sertleştirmesine neden olabilir” şeklinde görüşlere yer verdi.
Esirlerin serbest bırakıldığı haberi İsrail’de kutlamalar ve tezahüratlarla karşılanırken, geri kalan rehinelerin akıbetiyle ilgili endişeler, binlerce kişinin sekiz aydır süren savaşın sona ermesi talebiyle Tel Aviv’de toplanmasına neden oldu. Kardeşi Or’un halen tutuklu olduğu Michael Levy, “Askeri bir operasyonla hepsini serbest bırakamayacaklar” diyerek rehine takas anlaşmasının gerekliliğine dikkat çekti.
Sol Kanat Vekili: Bedel Utanç Verici
İsrailli Sol Kanat milletvekili Ofer Cassif ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail hükümetini Gazze’deki dört İsrailli esirin alınması için ödenen “bedel” nedeniyle kınadı.
Cassif, medya sitesinde İbranice yaptığı bir paylaşımda, “Kurtuluş mutluluk verici, bedeli ise utanç verici” dedi . “Burada kesinlikle bir kahramanlık yok. Eğer zulüm hükümeti Ekim katliamından hemen sonra ve o zamandan bu yana sayısız olayda bir anlaşmaya varmış olsaydı, kaçırılanlar, Filistinli siviller, İsrailliler ve askerlerden oluşan binlerce kişinin kanı bağışlanabilirdi ve bağışlanmalıydı da. ” dedi