İsrail, Filistin ve Lübnan’a saldırılarını sürdürürken İspanya’da bazı sendikalar ve Filistin’le dayanışma örgütleri 27 Eylül Cuma gününü “Filistin için Grev” günü ilan etti.
İspanya’da çeşitli sendikalar ve Filistin yanlısı grupların 27 Eylül’de gerçekleştirecekleri grev çağrısı, sadece bir işçi mücadelesi olarak değil, aynı zamanda uluslararası dayanışmanın bir ifadesi olarak öne çıkıyor. Bu eylemler, Filistin’e yönelik desteğin İspanya’daki toplumsal ve siyasi aktörler nezdinde güçlü bir karşılık bulduğunu gösteriyor.
Özellikle Genel Emek Konfederasyonu (CGT) öncülüğünde organize edilen ve 200’e yakın örgütün destek verdiği bu grev, İspanyol hükümetine yönelik net talepler içeriyor. Bunların başında, İsrail ile diplomatik, ticari ve askeri ilişkilerin kesilmesi ve Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkının tanınması geliyor. Bu talepler, sadece İspanya iç politikasına değil, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin genel tutumuna da eleştirel bir yaklaşımı yansıtıyor.
İspanya’daki sendikalar ve sivil toplum örgütleri, Filistin davasına verdikleri desteği işçi sınıfı perspektifinden değerlendiriyor. CGT’nin açıklamasında geçen “Siyonist işgal” vurgusu, eylemin Filistin halkının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine verilen desteğin altını çiziyor. Eylem, İspanya’nın dış politika kararlarına ve İsrail ile olan ilişkilerine yönelik baskı oluşturarak, Filistin’e yönelik dayanışmanın sadece bir insan hakları mücadelesi değil, aynı zamanda işçi sınıfı mücadelesi olarak da ele alındığını gösteriyor.
Bu grev ve eylemlerin, hem İspanya hükümeti hem de uluslararası kamuoyu üzerinde ne kadar etkili olacağı ise merak konusu. Ancak, İspanyol sendikaların ve örgütlerin Filistin meselesinde sergilediği kararlı duruş, Avrupa’da bu konudaki farkındalığı artırma potansiyeline sahip. Özellikle, bu tür geniş çaplı eylemler, sadece Filistin’in değil, genel anlamda küresel adalet ve insan hakları mücadelesinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.