İstanbul’da yaşanan Santa Maria Kilisesi saldırısının planlayıcısı olduğu iddia edilen IŞİD’li Viskhan Soltamatiov’un yakalanmasıyla olayda yeni bir sayfa açıldı. MİT’in gerçekleştirdiği operasyonla gözaltına alınan Soltamatiov’un, IŞİD’in Afganistan yapılanmasına bağlı olarak Türkiye’ye yönelik faaliyet gösterdiği belirlendi.
İstanbul’da gerçekleşen Santa Maria Kilisesi’ne yönelik saldırının planlayıcısı olduğu iddia edilen IŞİD’li Viskhan Soltamatiov’un yakalanması, Türkiye’nin Ortadoğu’daki emperyalist savaşların yıkıcı sonuçlarından birine daha işaret ediyor. Hükümetin dış politikası, başta Suriye ve Irak olmak üzere, bölgedeki kaosu daha da derinleştirirken, IŞİD gibi terör örgütlerinin Türkiye içinde de varlık bulmasına zemin hazırlamıştır.
IŞİD’in Afganistan yapılanmasına bağlı olduğu belirtilen Soltamatiov’un Türkiye’de faaliyet göstermesi, güvenlik politikalarının başarısızlığını ve sınır güvenliğinin sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda nasıl zafiyete uğratıldığını gözler önüne seriyor. Ülkede artan güvenlik sorunları ve terör saldırıları, sadece dış politikadaki hatalarla değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizliklerin ve devletin halk üzerindeki baskıcı politikalarının bir sonucudur.
Santa Maria Kilisesi saldırısında hayatını kaybeden Tuncer Murat Cihan’ın acısı, hükümetin savaş politikalarının bir yansıması olarak halkı derinden yaralarken, iktidar yetkilileri bunu terörle mücadelede bir “başarı” olarak lanse ediyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklamaları, hükümetin terörle mücadelede başarısını vurgularken, aslında bu mücadelede izlenen yöntemlerin ve savaş politikalarının terörün kaynağına inemediğini göz ardı ediyor.
Türkiye’de ve dünya genelinde barışın önündeki en büyük engellerden biri, emperyalist güçlerin ve yerel iktidarların halkı kutuplaştıran, çatışmaları körükleyen politikalarıdır. Santa Maria Kilisesi’ne yapılan saldırı, bir yandan bu terör örgütlerinin ne denli tehlikeli olduğunu gösterirken, diğer yandan Türkiye’nin bölgede izlediği yanlış dış politikanın sonuçlarını gözler önüne seriyor.
MİT’in operasyonunun uluslararası arenada takdir görmesi, iktidarın terörle mücadeleyi bir başarı hikayesi olarak sunmasına katkı sağlasa da, asıl sorulması gereken soru şudur: Türkiye’nin neden terör örgütlerinin hedefi haline geldiği ve bu sorunun çözümünün gerçekten askeri operasyonlarla mı sağlanacağıdır? Teröre karşı kalıcı çözüm, emperyalist savaş politikalarından vazgeçilerek, bölgedeki halklarla dayanışma ve adalet temelinde bir barış inşa etmektir.
Bir kişi hayatını kaybetmişti
İstanbul Sarıyer’de bulunan Santa Maria İtalyan Kilisesi’nde Pazar ayini sırasında silahlı saldırı düzenlenmişti. Kiliseye gelen kar maskeli iki kişi tarafından ateş açılmış, ayine katılanlar arasında bulunan Tuncer Murat Cihan adlı kişi hayatını kaybetmişti.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, iki katil zanlısının yakalandığını duyururken, IŞİD saldırısı ihtimaline dikkat çekerek “Biri Tacikistanlı diğeri Rusyalı olan bu zanlıların DEAŞ’lı olduklarını değerlendiriyoruz” demişti.
IŞİD de Telegram kanalından saldırıyı üstlenmişti.
Saldırı sonrası 30 adrese eş zamanlı operasyon düzenlenmiş, 51 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüphelilerin bazıları tutuklanmış, bazılarıysa sınırdışı edilmişti.
IŞİD: İnsanlığın En Karanlık Yüzlerinden Biri
IŞİD, kısaca İslam Devleti Irak ve Şam olarak bilinen, aşırı radikal ve şiddet yanlısı bir terör örgütüdür. İslam dinini çarpıtarak dehşet saçan bu örgüt, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.
IŞİD’in Tehlikesi ve İşlediği Suçlar
- Sivil Katliamları: IŞİD, kontrol ettiği bölgelerde sivilleri acımasızca katletmiş, etnik temizlikler yapmış ve toplu mezarlar oluşturmuştur. Kadınlara ve çocuklara yönelik cinayetler, tecavüzler ve köleleştirme gibi insanlık dışı uygulamalar bu örgütün en belirgin özelliklerindendir.
- Kültürel Mirasa Saldırılar: Tarihi ve kültürel mirasın yok edilmesi, IŞİD’in hedefleri arasında olmuştur. Örgüt, Müslümanlara ait olmak üzere birçok tarihi ve dini yapıyı tahrip etmiştir.
- Radikalizm ve Nefret: IŞİD, İslam dinini çarpıtarak şiddeti meşrulaştırmış ve diğer dinlere ve mezheplere mensup insanlara karşı derin bir nefret beslemiştir.
- Çocuk Askerler: IŞİD, çocukları kaçırarak onlara silah eğitimi vermiş ve savaşlarda kullanmıştır. Bu durum, gelecek nesillerin de şiddete maruz kalmasına neden olmuştur.
- Uluslararası Terör Tehlikesi: IŞİD, sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel bir tehdit oluşturmuştur. Dünyanın birçok ülkesinde gerçekleştirilen saldırılar, örgütün ulaştığı boyutları göstermektedir.