Tüm devletler gibi TC’nin de İnsan Haklarını hiçe sayması yıllardır tanık olduğumuz bir durum. Kürtlere karşı 30 yıldır ve öncesinde daha cumhuriyet kurulurken bile sürdürülen zulümler sürdü. Kolluk güçleri İsrail askerlerinin Gazze’de sivil asker ayırmadan işledikleri cinayetlerin benzerleri bizde de yaşandı. Kolluk güçleri birçok çocuğun ölümünden sorumlu olmasına rağmen ceza görmedi. En bilinen kamuoyuna mal olan JİTEM cinayetlerinden dolayı tek bir kişi ceza almadığı gibi devletin makbul askerleri, şerefli Türk subayları ya da Mehmet Ağar gibi tescilli caniler iltifat gördü. Bu bakımdan AKP’de devletli siyasette kural olan “devlette devamlılık esastır” anlayışı gibi Kürtlere yönelik ayrımcılığı devam ettirdi. Geçenler de 13 yılını hatırlattığımız Roboski katliamı da tıpkı JİTEM gibi kamuoyuna malololdu. Ancak aradan geçen 11 yılda tek bir kişi ceza almadığı gibi katliam emrini veren subaylar terfi etti. Eğer Kürt’seniz sizin için zaten eksik, zaten yerlerde sürünen hukuk “size hiç yok” diyen zihin devam ediyor.
Hacı Lokman Birlik’in Cesedi Yerlerde Sürüklendi
Hacı Lokman Birlik’de yaşanan nice ayrımcılığın adeta sömürgeci ülkelerde tanık olduğumuz çifte hukukun birçok örneğinden biri. Şırnak’ın Dicle Mahallesi’nde 3 Ekim 2015 tarihinde vurulduktan sonra bedeni panzere bağlanarak sürüklenen Hacı Lokman Birlik’in (24) cesedine gösterilen haksızlığın üzerinden 9 yıl geçti. Birlik’in bedeninin yerlerde sürüklendiği anlara dair görüntüler polislerin sanal medya hesaplarından paylaşıldı. Birlik’in katledilmesi, “İnsanlık yerde sürükleniyor” tepkisine neden oldu. Tepkiler üzerine sadece 4 polis hakkında “kıdem durdurma” cezası verildi. Polislere emri veren Özel Harekât Müdürü ise ceza almak bir yana soruşturulmadı bile hatta terfi bile ettirilerek adeta “elleriniz dert görmesin” dendi.
Arabada Sürüklenerek Öldürüldü
Şırnak’ın Dicle Mahallesi’nde, 3 Ekim 2015 tarihinde yaralı bir halde bedeni zırhlı araca bağlanıp sürüklenerek öldürülen 24 yaşındaki Hacı Lokman Birlik’in ölümünün üzerinden 9 yıl geçti ve AYM’de dâhil hiçbir yasrgı kurumun bu insanlık suçuna dair adaletin gereğini yapmadı. Birlik’in ölümüyle ilgili birçok soru işareti hâlâ cevapsız kalmış durum. Birlik davasının avukatı Ramazan Demir, davayla ilgili bugüne gelen süreci anlatırken, “Öncelikle ifade etmek gerekir ki, hem savcılık hem Anayasa Mahkemesi’ne sunduğumuz beyanlarımızda ısrarla ifade ettiğimiz üzere, Hacı Lokman Birlik yaralandıktan sonra sağ yakalanabilecek olmasına rağmen gereksiz ve orantısız güç kullanımı sonucu yaşamını yitirmiştir” dedi.
Erdoğan: “Çeken Kim Çekilen Kim”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olaydan beş gün sonra açıklama yaparak, “Çeken kim (görüntüleri) çekilen kim diyerek adeta devlete başkaldıran asi ise onun bu tür şeylere de maruz kalması olağandır demek isteyerek devlet denen yapının mantığını gösterdi., Ardın da diğer söylediği ile çelişerek “tabii ki incelenmeli. Devletin polisi öyle bir şey yapmışsa, elbette ki yapılan yanlıştır. Öyle bir şey olmamalı” dedi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu da bu görüntülerin kabul edilemez olduğunu söylemişti. Dönemin İçişleri Bakanı Selami Altınok da, olayla ilgili 2 polis müfettişini görevlendirdiğini söyledi. Ama hiçbir şey yapılmadı.
Babası Cenazeye Katıldığı İçin Hakkında Dava Açıldı
Birlik’in babası Hasan Birlik oğlunun cenazesine katıldığı için hakkında iddianame hazırlandı. ‘Terör örgütü propagandası’ yapmakla suçlanan baba Birlik, duruşmada yaptığı savunmada şu sözleri söylemişti: “Ben oğlumun cenazesine katıldım. Buraya katılmanın suç olduğunu bilmiyordum. Nasıl bir suç işlemiş olabilirim?”
‘Katiller Terfi Ettirildi’
Üzerinden 9 yıl geçse de Birlik’in annesinin yüreğindeki acı ve öfke halen taze. Anne Nazire Birlik, “Aradan 9 yıl geçti, ama sanki 9 gündür aramızdan ayrılmış. Her zaman kalbimizdedir ve asla unutamayız” dedi. Anne Birlik, kendisine yaşatılan “kaderi” kabul etmeyeceğini vurguladı. Birlik, “Kulların haksızlığı çok ağırdır. Oğlum Allah’ın takdiriyle yaşamını yitirseydi belki bir yıl acısını yaşar unuturduk. Ama oğlum kulların zulmüyle katledildi. Oğluma büyük zulüm ettiler. Bu zulmü unutmamız için bilerek bunu yaptılar. Her gün zulümleri artıyor” diye konuştu.
Oğlunu katledenlerin cezalandırılmak yerine terfi ettirildiğini dile getiren Birlik, “En çok ağrıma giden bu oldu. Bu zulüm üzerine zulüm oldu. Onu yaptıklarında sanki oğlumu yeniden şehit ettiler. Oğluma yapılan zulüm herkesin aklındadır. O güne kadar bu bölgede öyle işlenmiş zulüm yoktu” diye konuştu.
‘Mücadele Devam Ediyor’
“Hacı Lokmanlar öldürmekle bitmez” diyen Birlik, “Öldürmekle bitseydi bu mücadele 100 yıldır sürmezdi. Binlerce Hacı Lokman gitti, ama mücadele devam ediyor” diye belirtti. Kürtlerin yaşanan saldırılar karşısında birlik olması gerektiğini vurgulayan Birlik, “Her şeyin başı birliktir. İttifakımızı kurmadığımız müddetçe böyle zulme maruz kalmaya devam edeceğiz. İttifakımızı kurmamız lazım” şeklinde konuştu. (MA)