Geçtiğimiz günlerde Eski Milli Savunma Bakanı ve AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar’ın bir etkinlikte yaptığı konuşmaya denk geldim. Akar’ın “Eğitimin amacı bilgi değildir; Allah korkusu ve kuldan utanmaktır” ifadesini şaşkınlıkla dinledim.
Bu ifade, Akar ve benzerlerinin hayal ettiği eğitim sisteminin temel işlevlerine dair önemli bir ipucu veriyor. Bu tür bir yaklaşım, yalnızca toplumu geri götürmekle kalmaz, aynı zamanda insan hayatı ve sosyal adalete dair kritik sorunların çözümüne engel oluşturur. Böyle tehlikeli bir bakış açısı, insanları bilgi ve akıl yürütmeden uzaklaştırarak, sorunları çözme kapasitemizi zayıflatır.
Bilginin Reddi: Gerçeklerden Kaçış
Hulusi Akar’a göre, cinayetler ya da diğer kötü davranışların önlenmesi için Allah korkusu ve insanlardan utanma yeterlidir. Ancak bu bakış açısı, ahlaki problemlerin ve suçların önlenmesinde bilginin ve eğitimin gücünü görmezden gelir. Bilgi olmadan ne ahlak gelişebilir ne de sorunların kaynağına inilebilir. Cinayetler, tecavüzler, yolsuzluklar ve diğer suçlar, sadece korku ve utanma ile çözülemez; bu yaklaşım bireyleri pasifleştirir, düşünme ve sorgulama yetilerini köreltir.
Korku ve Utanç Kültüründen Özgürlüğe
Eğitimin, bireyleri Allah’tan korkutmak veya başkalarından utanmalarını sağlamak amacıyla kullanılması, hem bireysel hem toplumsal gelişimi engeller. Bu tür bir yaklaşım, bireylerin sorgulama ve eleştirel düşünme yetilerini köreltir, onları bağımsız düşünmekten ve kendi kararlarını vermekten alıkoyar. Oysa bilgi, bireyleri korkudan özgürleştiren, dünyayı anlama ve yorumlama araçları sunan güçlü bir silahtır.
Bilgi: Ahlaki Gelişimin Temeli
Eğitim, insanın düşünsel ve ahlaki gelişiminin en temel yoludur. Bilgi ve eleştirel düşünce, bireyleri sadece pasif itaatkârlar olmaktan çıkarır, onları aktif olarak sorun çözen, çevrelerine katkı sağlayan bireylere dönüştürür. Bilgi, insanların doğruyu yanlıştan ayırmasına, kötü davranışları tanımlamasına ve bunları önleyecek stratejiler geliştirmesine yardımcı olur. Eğitim, bireyin vicdanını geliştirir, bu da insanları yalnızca korkuyla değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluk duygusuyla harekete geçirir.
Toplumda adalet ve barış, yalnızca bilgiyle sağlanabilir. Korku ve utanç kısa vadeli çözümler sunar, ancak bilgi ve etik, uzun vadeli bir ahlaki gelişim sağlar.
Ahlak ve Bilgi: Ayrılmaz Bir İkili
Ahlak ve bilgi, birbirini tamamlayan ve güçlendiren iki kavramdır. Ahlak, bilgiyle beslenmediğinde boş bir kavrama dönüşür. Ahlaki değerlerin gerçek anlamını ancak bilgiyle kavrayabiliriz. Bilgi, ahlaki değerlerin neden önemli olduğunu ve hangi davranışların doğru olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Örneğin, adaletin ne olduğunu ve neden önemli olduğunu, ancak hukuk, tarih ve felsefe gibi alanlardaki bilgilerle tam anlamıyla kavrayabiliriz.
Eğer bir toplum suçlarla ve kötülüklerle başa çıkmak istiyorsa, bilgiyi ve eğitimi ön plana almalıdır. Korku üzerine kurulan bir ahlaki yapı kırılgandır; bilgiyle inşa edilen bir ahlaki yapı ise kalıcı ve güçlüdür.
Soruyorum
Eğitimin amacı bilgi değilse, o zaman neyin peşindesiniz? Düşünmeyen, sadece korkan bireyler mi yetiştirmek istiyorsunuz, yoksa bilgili, sorumluluk sahibi ve ahlaki değerlere sahip bireyler mi?