Sokakta yaşayan hayvanlara yönelik çıkarılan yasa değişiklikleri, toplumsal vicdanda derin bir yarılma yarattı. Yıllardır hayvan hakları için mücadele eden savunucular, şimdi tecrit ve toplama kamplarıyla karşı karşıya bırakılan canlar için ses yükseltiyor. Yaklaşık dört aydır süren eylemlerle hayvanları savunanlar, bir yandan yasal değişikliklerin geri çekilmesi için kamuoyu yaratmaya çalışırken, diğer yandan hayvanlara yönelik artan şiddet ve katliamların önüne geçmeye çalışıyor. Bu mücadele, yalnızca hayvanlar için değil, aynı zamanda tüm yaşam hakkı savunucuları için bir direniş alanı hâline geldi. 29 Eylül Pazar günü birçok ilde eşzamanlı mitingler ve yürüyüşler düzenlenecek; bu etkinlikler, devletin hayvanları tecrit etme ve öldürme politikalarına karşı kitlesel bir cevap niteliğinde olacak.
Hayvan Haklarına Yönelik Tehdit Büyüyor
Son dönemlerde, sokakta yaşayan hayvanların toplatılmasını ve öldürülmesini öngören yasa değişiklikleri büyük bir tepki topladı. Bu yasa, toplumsal huzursuzluk yaratırken, hayvan hakkı savunucuları dört aydır kesintisiz eylemlerle bu adaletsizliği protesto ediyor. 29 Eylül Pazar günü, birçok ilde eşzamanlı mitingler ve yürüyüşler düzenlenecek. Savunucular, yasa karşıtı söylemlerini güçlü bir şekilde yükselterek hayvanların tecrit ve katledilmesine karşı direnmeye devam edecek.
Kolektif Direniş: Yaşatacağız! Platformu’nun İlk Büyük Mitingi
Yasa değişikliğinin hemen ardından kurulan Yaşatacağız! Platformu, İstanbul Maltepe’de büyük bir miting düzenleyerek direnişi bir üst seviyeye taşıyacak. Kadıköy, Beşiktaş ve Şişhane’de düzenlenen kitlesel eylemlerle sokakta güç kazanan bu platform, şimdi mitinglerle sesini daha geniş kitlelere duyurmayı hedefliyor. Mitingin örgütleyicileri arasında farklı inisiyatif ve sendikal güçler de bulunuyor. Bu birliktelik, toplumun büyük kesiminin yasaya karşı olduğunu ve yasa ile hayvanlara yönelik şiddetin daha da arttığını vurguluyor.
Şiddete Karşı Dayanışma Çağrısı
Hayvan hakları savunucuları, bu yasayı sadece hayvanlara yönelik bir tehdit olarak değil, aynı zamanda toplumsal şiddetin ve tahakkümün bir yansıması olarak görüyor. Yasa, sokak hayvanlarının yaşam haklarını yok saymakla kalmıyor; aynı zamanda, onları yok etmeyi meşru bir devlet politikası hâline getiriyor. Bu, yalnızca hayvanlara değil, tüm özgürlük arayışlarına yöneltilmiş bir saldırı olarak okunuyor.
Eylemler Yalnızca Bir Başlangıç
Ankara, İzmir ve Antalya’da da eşzamanlı olarak yapılacak mitingler, hayvanlara yönelik şiddeti ve baskıları durdurma çağrısıyla gerçekleşecek. Sokaklar, bu saldırıya karşı ses çıkaranların ve birlikte direnmenin önemine işaret eden bir alan hâline geliyor. Yaşatacağız Platformu’nun Antalya’daki büyük buluşması, toplumun geniş bir kesiminin bu yasayı kabul etmediğini ve direnişin sadece yasal değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluk olduğunu gösteriyor.
“Herkes İçin Yaşam Hakkı”
Anayasa Mahkemesi’nin, bu yasa değişikliklerine karşı yapılan iptal başvurusuna ilişkin yürürlüğü durdurma kararı vermemesi, savunucuların eylem çağrılarını daha da güçlendirdi. Platform, bu yasa değişikliklerinin hayvanlara yönelik şiddet ve nefreti meşrulaştırdığını, hatta teşvik ettiğini belirtiyor. Hayvanların yaşam hakkını savunanlar, sokakta verdikleri mücadeleyi büyüterek Anayasa Mahkemesi’ni ve Meclis’i sorumluluğa davet ediyor.
Yaşatacağız!
29 Eylül Pazar günü düzenlenecek kitlesel eylemler, sadece hayvan hakları için değil, aynı zamanda yaşam hakkını savunan herkes için önemli bir dönemeç. Toplumun her kesiminden insanın bu mücadelede yer alması, yasa değişikliklerine karşı kolektif bir güç oluşturmanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Eylemler, özgürlüğün, dayanışmanın ve yaşam hakkının savunulması için bir çağrı niteliği taşıyor.
“Biz öldürmek için değil, yaşatmak için buradayız” diyen savunucular, hayatın her tür için değerli olduğu ve yaşamın savunulması gerektiği mesajını yinelemek için sokakta olacak.