AKP ve MHP’li milletvekillerinin oyuyla meclisten geçerek yasalaşan ancak CHP’nin itirazı sonrası Anayasa Mahkemesi’ne taşınan ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un iptali için yaşam hakkı savunucuları, Maltepe Etkinlik alanında bir araya geldi.
“AYM yasayı iptal et”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz dostlarımızı vermiyoruz” , “öldürme yaşat” sloganlarının atıldığı mitingte “Cinayeti durdur” “Yasayı geri çek, öldürme yaşat”, “Köpekleri değil, katilleri topla” dövizleri taşındı. Mitinge Türkiye İşçi Partisi de destek verdi.
“Yasa İptal Edilene Kadar Mücadelemizi Sürdüreceğiz”
Yaşam hakkı savunucuları yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bir kere daha tüm öfkemizle haykırıyoruz; tek bir dostumuzu vermemek için, yasa iptal edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz! Ve buradan Anayasa Mahkemesinin başkan ve üyelerine sesleniyoruz: Halkın ezici çoğunluğu bu yasayı istemiyor, iptal başvurusunun ilk incelemesini yaparken yürürlüğünü durdurmadınız. Halk sizden bu katliam ve tecrit yasasını derhal iptal etmenizi bekliyor!
Ellerinde 20 yıldır imkân vardı. AKP 2004 yılında kendi çıkardığı kanundaki ‘kısırlaştır-aşıla-yerine bırak’ modelini uygulayabilirdi. Üretim ve ticareti yasaklayabilirdi, barınak diyerek güzellediği ölüm kamplarını inşa etmek yerine kısırlaştırma seferberliği ilan edebilirdi. Bunlar yapılsaydı birkaç sene içerisinde yüksek dedikleri popülasyon azalabilirdi. Devasa petshop fuarlarıyla, üreticiler ve yetiştiricilerle hayvan rantını sürdürmeyi durdursaydı, 4 yıl içerisinde yurt dışından nesneymiş gibi 3 milyon köpek satın almasaydı, bu sistemde dönen paradan vazgeçebilseydi yüksek dedikleri popülasyon azalırdı.
“Sorumluluğunu Yerine Getirmeyen İktidar Şimdi Faturayı Hayvanlara Kesmeye Çalışıyor”
AKP kendi sorumluluğunu yerine getirmediğini bu katliam yasasıyla itiraf ediyor. Üstelik kendi sorumluluğunu yerine getirmediği için hayvanları hapsetmek, öldürmek istiyor. Sorumluluğunu yerine getirmeyen iktidar şimdi faturayı hayvanlara kesmeye çalışıyor. Tıpkı şiddete, tacize uğrayan kadınlara ‘O saatte orada ne işi varmış?’ dediği gibi, sokaklarda her gün şiddete uğrayan, mağdur olan hayvanları düşmanlaştırıyor.
“Bir Avuç Azınlığa Hayvanları Teslim Etmeyeceğiz”
Mahallelerde, meydanlarda, sokaklardayız. Katliam yasası iptal edilene kadar hayvan dostlarımız için sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Mücadelemiz uzun da olsa, acı da olsa, zor da olsa bu bir avuç azınlığa hayvanları teslim etmeyeceğiz!
Bu halk, karşısındaki trol ordusuna, iktidarın bütün olanaklarına rağmen yılmıyor, geri adım atmıyor. Halktan kaçırarak mecliste bir oyun gibi el kaldır indir talimatını yerine getiren vekillerin utanmaz gülüşleri hafızamızdan asla silinmeyecek. Hayvanları öldürmek için canhıraş çalışan AKP ve MHP vekillerini unutmayacağız, affetmeyeceğiz.
“AYM’nin Derhal Yasayı İptal Etmesi İçin Her Alanda Ses Çıkarmaya Devam Edeceğiz”
Hep söyledik. Yaşam hakkı göstermelik oylamalarla gasp edilemez. Bakın görüyorsunuz; bu halk, bu yasanın uygulanmasına izin vermiyor, vermeyecek. Hep birlikte, AYM’nin derhal yasayı iptal etmesi için her alanda, çok daha güçlü şekilde ses çıkarmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki, bizler, bu yasayı durdurabiliriz. AYM’nin bu yasayı iptal etmesi için bıkmadan usanmadan tüm gücümüzle haykıralım. Bizler biliyoruz, kazanacağız. Er ya da geç kazanacağız. Hayvanlar kazanacak, çocuklar kazanacak, yaşam kazanacak, barış kazanacak!.
Katliama Soruşturma İzni Yok
Avukat Tuğba Gürsoy, “AKP-MHP’li vekillerin imzalarıyla bütün Türkiye’de hayvanlar ölüyor öldürülüyor” diyerek Niğde’de yaşanan hayvan katliamına karşı Niğde Valiliğinin soruşturma izni vermediğini söyledi. Altındağ Belediyesi’nde belediye bakımevi ile katledilen hayvanları gördüklerini ifade eden Gürsoy, “Bu dosyaların peşini bırakmayacağız. Ne sokakları bırakacağız ne Meclis açıldıktan sonra Meclis’i bırakacağız” diye belirtti.
Tutum Belgesi
Hukukçu Dayanışması’ndan Avukat Doğan Erkan yasaya karşı tutum belgelerini açıkladı. Erkan, UNESCO tarafından ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi, Doğa Ana Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca Türkiye’nin de üyesi olduğu Birleşmiş Milletler tarafından her yıl alınan ilke kararlar olduğunu ifade ederek yasaya karşı tutum belgelerinde yer alan maddeleri sıraladı:
- “Bu çerçevede, Yaşam Hakkını, Uluslararası normları ve bilimi önceleyerek;
- Sokak Hayvanlarının yaşam hakları olduğunu, kendi haklarının öznesi olduklarını,
- Anayasanın koruma altına aldığı çevre hakkının sokak hayvanlarını da kapsadığının tartışmasız olduğunu, çevre hakkını korumanın devletin ve vatandaşların ödevi olduğunu,
- Devletin bu ödevinden vazgeçemeyeceğini, ancak vazgeçmesi halinde vatandaşların ödevinin sürmeye devam edeceğini,
- Hiçbir sosyal devletin yaşam hakkı ve yaşatma göreviyle çelişen düzenleme ihdas edemeyeceğini, ederse bu düzenlemenin hukuksal olmayacağını,
- Yaşam hakkına, uluslararası normlara ve anayasaya aykırı düzenleme ve uygulamalara karşı tüm yurttaşların direnme hakkı olduğunu,
- Yerel yönetimlerin, merkezi iktidardan gelecek bu dizgeye aykırı emir ve talimatları reddetme hak ve görevleri olduğunu, en üst norm ve görevlerinin yaşatmak olduğunu,
- Hayvanların yaşam ve sağlık hakkını gözeten hiçbir yerel görevli, hekim ya da yurttaşın adli-idari-cezai soruşturmaya tabi tutulamayacağını,
- 5996 sayılı Yasa uyarınca hayvanlar için sağlık önlemleri ve tedavileri noktasında alınacak tedbir ve uygulamalara karar verme kamusal yetkisinin münhasıran Veteriner Hekimlere ait olduğunu,
- Veteriner Hekimlerin bağımsız deontolojik yetkisinin üstünde hiçbir otorite olmadığını, veteriner hekimlere yaşam hakkına ve yaşatma görevine aykırı hiçbir emir ve talimat verilemeyeceğini, hukuka aykırı bir emir ve talimata karşı direnmenin hak olduğunu,
- Tüm otoritelerin ve yurttaşların yaşatma ödevinin sokak hayvanlarına dönük bilimsel sonucunun kısırlaştırmak, aşılatmak ve yerinde yaşatmak olduğunu vurgularız.
Bu ilkeler, sokak hayvanlarının yaşatılmasına dair tutum belgemiz olarak addedilecek, tüm fiili, demokratik, meşru mücadelemize bu tutum belgesi dayanak teşkil edecektir.”
Tutum belgesinin açıklanmasının ardından sanatçılar Can Irmak Özinanır ve Murat Cangökçe, yasaya karşı besteledikleri şarkıları söyledi. Eylem şarkılar ve sloganlar eşliğinde son buldu.