İnsan hakları savunucuları, hasta tutsak Hanife Aslan, Mehmet Emin Çam ve Mehmet Parlak’ın sağlık sorunlarına dikkat çekerek, derhal tahliye edilmeleri çağrısında bulundu. Gümüş, Arslan’ın 6 yıl 3 aylık cezasının onanması üzerine 2021 yılında tutuklandığını hatırlatarak, sağlık sorunlarını anlattı. Gümüş, “Hanife Arslan; KOAH, mide ülseri, diyabet, kalp ve yüksek tansiyon hastası olup, eklemlerde sıvı azalmasına bağlı yoğun ağrı ve ileri düzeyde hareket güçlüğü yanında, geçirdiği Covid-19 sonrasında akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle nefes almakta zorlanmaktadır. Bu hastalıklarına eklenen yaşlılığa bağlı sorunları ile olumsuz hapishane koşullarında yaşamını sürdürmeye çabalayan Hanife Arslan, kişisel bakımını dahi başkalarının yardımı ile yapabilmektedir. Hanife Arslan’ın ciddi hastalıkları var, tansiyondan uyuyamıyor, kuru ekmeği ıslatıp açlığını bastırıyor, duvarlara tutunarak görüşe çıkıyor” dedi.
Gümüş, Arslan ailesi ile yaptıkları son görüşmede Arslan’ın boynunda ve dirseğinde fıtık oluştuğunu, sağlık sorunlarının aynı düzeyde ilerlediğini aktardıklarını söyledi.
6 Kez Başvuru Yapıldı
Gümüş, Arslan hakkındaki hukuki süreci de şöyle anlattı: “Hanife Arslan’ın avukatı Jiyan Özkaplan, 2023 yılında cezasının infazının ertelenmesi için başvuruda bulundu ancak Van Bölge ve Araştırma Hastanesi’nin “cezaevinde kalabilir” raporu üzerine 12 Ocak 2024’de infaz hâkimliği başvuruyu reddetti. Özkaplan, 26 Ocak 2024’te Aslan’ın Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edilmesi için başvuru yaptı. Bunun üzerine yeniden Van Bölge ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilerek muayene edilen Arslan hakkında 30 Ocak’ta hastane tarafından yine ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verildi. Özkaplan, Arslan’ın ATK’ye sevk edilmesi için nisan ayında altıncı kez başvuru yaptı.” Gümüş, Hanife Arslan’ın sağlık ve yaşam hakkının korunabilmesi için tahliyesini istedi.
İstanbul
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 652’ncisini Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, Beşiri T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 72 yaşındaki hasta tutsak Mehmet Emin Çam’ın durumuna dikkat çekildi. Açıklamaya, çok sayıda hak savunucusu destek verdi.
‘Eylül Cezaevleri İçin Katliam Ayı’
Eylemde ilk olarak, cezaevinde ölüm orucu eylemi devam ederken Hayat Dönüş Operasyonu denilen 19 Aralık Bayrampaşa Cezaevi katliamını yaşayan, Wernicke Korsakoff hastası Muharrem Kurşun söz aldı. Eylül ayının cezaevleri açısında “katliam ayı” olduğunu belirten Kurşun, “Eylül 1995’te Buca’da üç kişi, 24 Eylül 96’da Diyarbakır’da 10 kişi, 26 Eylül Ulucanlar’da 10 kişi katledildi. Bu ölümleri, vahşice katliamları unutmamak gerekiyor. Ölümler biçim değiştirse de bugün devam ediyor, onlara engel olmak çabasına girmek gerekiyor” diye belirtti.
Daha sonra basın açıklamasına geçildi. Açıklamayı okuyan İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Mukaddes Şamiloğlu, tahliye edilmesine saatler kala 13 Eylül’de, cezaevinde kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren 71 yaşındaki Abdülmelik Okyay’ı hatırlatarak, “Hapishaneleri ölüm evine çeviren bu uygulamaların son bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
‘Başkalarının Yardımı Olmadan Yürüyemiyor’
Mehmet Emin Çam’ın sağlık durumuna dair bilgi veren Şamiloğlu, “Beyin tümörü, yüksek tansiyon, böbrek kisti ve prostat hastası olup, el ve ayaklarda uyuşma, sol tarafını tutan felç nedeniyle yürüme güçlüğü, her iki kulakta cihaz gerektirir boyutta duyma kaybı ve ileri derecede unutkanlık yaşamaktadır. Çam, başkalarının yardımı ile ayakta durabilmekte, ancak iki kişinin desteği ile yürüyebilmekte ve kişisel bakımını başkalarının yardımı ile gerçekleştirebilmektedir” diye konuştu.
‘Tedavisi Devam Ederken Tutuklandı’
Ailesinin, Mehmet Emin Çam’ın 14 Mart 2022’de hastalıkları sebebiyle tedavisi devam ederken tutuklandığı bilgisi verdiğini belirten Şamiloğlu, “Dışarıda sağlanan bakım ve tedavi tutuklanınca aksadı. Uzun süre hastaneye götürülmedi ve ilaçları düzenli verilmedi. Geçtiğimiz Ağustos ayında, kullanması gereken ilaçlar dahi haftalarca kendisine verilmedi. Hapishane koşullarının zorluğu yanında, tedavisinin aksaması nedeniyle hastalıkları hızla ilerledi ve listeye yeni hastalıklar eklendi. Daha fazla bakıma muhtaç hale geldi. Ama sevk sırasında yaşanan sorunlar, çıplak arama ve ağız içi araması nedeniyle artık hastaneye dahi gitmek istemiyor” ifadelerini kullandı.
‘İnsanlar Ancak Ölünce Oradan Çıkabiliyor’
Şamiloğlu, Çam’ın kızının dernek komisyonuna ilettiği mesajı şöyle aktardı: “ ‘Tüm yaşananlardan ve bize yaşatılanlardan çok yorulduk. Bu hasta insanlar ancak ölünce oradan çıkabiliyor, bu haksızlık. Hasta ve yaşlı mahpus Mehmet Emin Çam ve bütün yaşlı, engelli ve hasta mahpusların serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz.’”
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, her hafta düzenli olarak hasta tutsakların durumuna dikkat çektikleri eylemlerinin 524’üncü haftasında Sakarya Caddesi üzerinde eylem yaptı. Polis eylem yapmak isteyen aktivistelerin eylemini engellemek istedi. Burada bulanan İHD Ankara Şube Eşbaşkanları Nuray Çevirmen ve Ömer Faruk Yazmacı’ya eylemin yapılmasına izin verilmeyeceğini söyleyen polis, cadde üzerinde eylem yapmanın yasaklandığını ileri sürdü. Ancak yasak kararına ilişkin yazılı herhangi bir bildirim ise sunmadı. Polisin, “Bu gün burada yaparsanız yarın falanca yer öbür gün falanca yer dersiniz. Böyle bir şey olabilir mi?” şeklinde ifadeler kullanması dikkat çekti. Eşbaşkanların ısrarı üzerine polisler geri adım attı. Daha sonra basın açıklamasına geçildi. İnisiyatif üyeleri adına söz alan İHD Şube Eş Başkanı Avukat Ömer Faruk Yazmacı, Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Mehmet Parlak’ın durumuna işaret etti.
Parlak’ın böbrek nakli olduğu, ayrıca bağırsak sorunu yaşadığı bilgisini paylaşan Yazmacı, durumun gün geçtikçe kötüye gittiğini kaydetti. Parlak’a dair daha önce hazırlanan hastane ve ATK raporlarına da dikkat çeken Yazmacı, doktorların enfeksiyon riskinin sürekli olduğu bunun yanı sıra birçok hastalığının olduğu yönünde görüşe yer verdiğini ancak buna rağmen tahliyesinin önünün açılmadığını anımsattı.
Tek Böbreğinin Yüzde 30’u Kaldı
Parlak’ın hastalıkları nedeniyle 22 kilo kaybettiği ve 40 kiloya düştüğü uyarısında bulunan Yazmacı, “Ailesiyle yapılan görüşte oturmakta ve konuşmakta güçlük çektiğini gözlenmiştir. Yapılan tahliller sonucunda böbrek değerleri 6.42 olduğu için acilen yatışı yapılmış ve değerler düşmediği için acilen diyalize alınmıştır. 25 gün boyunca detaylı yapılan tahlil, biyopsi ve diğer işlemler sonucunda bakteri tespit edildi. Uygulanan tedaviler sonrası bağırsak sorunu son buldu lakin 16 aylık süreçte böbreğinin %70 ini kaybetti. Geciken doğru tedavi sonucunda sağlıklı olan ve tek olan böbreğinde büyük hasar oluşmasına neden olmuştur” dedi.
Yazmacı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son bir yıldır sürekli olarak doktor kontrolünde hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Mehmet Parlak’ın kalan tek böbreği de büyük ölçüde işlevini kaybetmiştir. Yaşam hakkının korunması ve sağlıklı koşullarda tedavisinin yapılabilmesi için acilen infazının ertelenmesi gerekmektedir.”
Polisten Tehdit
Eylemin ardından polis Çevirmen ve Yazmacı’nın yanına gelerek, önümüzdeki hafta eyleme izin vermeyeceklerini söyledi. Polis, “Basın açıklamasının yeri, sınırları belirlenmiştir. Her yer de yapamazsınız. Haftaya burayı zorlarsanız tedbirimizi ona göre alacağız. Şimdi gidin, tamam mı? Bilginiz olsun” diye tehditlerde bulundu. (MA)