Kastamonu Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde poşetler içinde saklanan 75 kilogram eti zabıta ekipleri ele geçirdi. Yapılan incelemede, bu etlerin at eti olduğu tespit edildi.
Türkiye’de son yıllarda gıda sektöründe yaşanan skandallar bir türlü son bulmuyor. Kastamonu’da bir otobüs terminalinde zabıta ekipleri tarafından 75 kilogram at eti ele geçirilmesi, gıda güvenliği konusundaki güvensizliğin simgesi haline geldi. Bu olay, halkın tükettikleri ürünlerin kaynağını ve güvenilirliğini sorgulamasına yol açarken, mevcut sistemin denetim ve şeffaflık eksikliklerini de gözler önüne seriyor. Peki, her gün karşımıza çıkan bu gıda skandalları neden bu kadar yaygın hale geldi? Mevcut sistemin bu sorunlardaki payı nedir?
Gıda Güvenliği için Denetim Yetersiz ve Şeffaflık Eksik
Gıda güvenliğinin sağlanması, vatandaşların sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşması için zorunludur. Ancak, ülkemizde yaşanan at eti skandalı gibi olaylar, yetkililerin denetim mekanizmalarının eksik ve işlevsiz olduğunu gösteriyor. Türkiye’de her yıl yüzlerce gıda ürünü, taklit ve tağşiş listesinde ifşa edilse de bu liste yayımlandığında çoğu zaman zararın telafisi mümkün olmuyor. Gıda denetimlerinin yetersizliği ve gecikmeli müdahaleler, halkın sağlığını tehlikeye atan büyük bir açığı işaret ediyor.
Her şey daha fazla kazanmak için
Gıda sektöründeki skandalların kökeninde kapitalist düzenin dayattığı kar hırsı ve çürüyen toplumsal değerler yatıyor. Üreticiler, maliyetleri düşürmek için yasadışı yollarla et türlerini karıştırarak ve daha ucuz maddeler kullanarak daha fazla kar elde etmeye çalışıyorlar. Özellikle gelir düzeyi düşük olan vatandaşlar, genellikle ucuz gıdalara yönelmek zorunda kalıyor, bu da onları sahte ve sağlıksız ürünlerin hedefi haline getiriyor. Bu sistem, üreticiyi ve satıcıyı maliyeti düşürmeye, tüketiciye ise sağlıksız ve şüpheli gıdalarla karşı karşıya bırakıyor.
Devletin bu gibi olaylara müdahale sürecinin yavaş ve yetersiz olması, mevcut sistemin zayıflığını ortaya koyuyor. Denetim mekanizmalarının işlevselliği, daha çok olası tehlikeler ortaya çıktığında harekete geçmeleri ile sınırlı kalıyor. Gıda güvenliği sadece denetimle değil, üretim süreçlerinin şeffaflığıyla da sağlanabilir. Ancak mevcut durumda, gıda sektöründeki şeffaflık eksikliği ve bilgiye erişim zorluğu, vatandaşları her gün tükettikleri ürünler hakkında güvensiz bir konumda bırakıyor.