Ankara Çayırhan Termik Santrali ve Linyit Madeni’nin özelleştirilmesine karşı başlayan işçi direnişi tüm kararlılığıyla sürüyor. Madenciler, özelleştirmenin getirdiği ağır çalışma koşullarına ve Soma’daki düzenin Çayırhan’a taşınma ihtimaline tepki gösteriyor. Çayırhan, Beypazarı ve Nallıhan’da yaşayan yüzlerce işçi, geçmiş özelleştirme deneyimlerinden edindikleri acı tecrübelerle bir mücadele ateşi yakmış durumda.
Soma’dan Çayırhan’a: Özelleştirmenin Acı Mirası
Çayırhan işçileri, Mihalıççık madenlerinin özelleştirilmesi sonrası yaşanan ödenmeyen maaşlar, iş kazaları ve uzun mesailer gibi sorunları hatırlatıyor. Özellikle 2000-2020 yılları arasında madeni işleten Ciner Grup döneminde yaşanan işçi kıyımları, grev yasakları ve ödenmeyen alacaklar, bugün de sohbetlerin ana konusu. İşçiler, “Eğer 2000’deki özelleştirmeye karşı yeterince güçlü bir mücadele verilebilseydi, bugün bu süreç yaşanmazdı” diyor.
Bir Mesajla Başlayan Direniş
20 Kasım sabahı, sendikadan gelen bir duyuruyla işçiler madene indi ve üretimi durdurdu. “İş kıyafetini al, gel” mesajıyla birlikte vardiyadan çıkan ve yeni gelen işçiler, direniş için birleşti. Eylemin başladığını aileler ancak saatler sonra öğrendi. Madencilerin eşleri, anneleri ve kızları da eylemin yanında yer alarak dayanışmayı büyütüyor. Hamile kadınlardan kucaklarında bebekleriyle gelenlere kadar birçok aile bireyi, özelleştirme karşıtı mücadeleye destek veriyor.
Maden İşçilerinin Talepleri
Madenciler, özelleştirmenin sadece işçi haklarını değil, ülkenin enerji politikalarını, doğal kaynaklarını ve bağımsızlığını da tehlikeye attığını savunuyor. Talepleri arasında:
- İşçilerin haklarının korunması,
- Lojman satışlarının durdurulması,
- Sendikal örgütlülüğün devam etmesi yer alıyor.
Ancak bu mücadele, yalnızca ihale şartnamesine sıkıştırılmak istenmiyor. İşçiler, tüm sendikaların ortak hareket etmesini ve dayanışmanın büyümesini istiyor.
“Gerekirse Ankara’ya Yürürüz”
Çayırhan madencileri, özelleştirmeye karşı kararlılıklarını şu sözlerle dile getiriyor:
“Biz bu toprağın çocuklarıyız, gerekirse Zonguldak madencileri gibi Ankara’ya yürürüz. Ankara dediğiniz bizim aşamayacağımız bir yol değil.”
Direniş, Yeni Vardiyalarla Devam Ediyor
Eylemin ikinci gününde, Çayırhan Termik Santrali’nde çalışan enerji işçilerinin de oturma eylemine başlaması direnişe güç kattı. Madenciler, 300 metre derinlikteki ocakta nöbetleşe eylemlerine devam ediyor. Dün sabah vardiya değişiminde, gece vardiyasından çıkan işçiler nöbeti sabah vardiyasına devretti.
“Özelleştirme, Halkın Malına El Koymaktır”
İşçiler, Çayırhan’ın özelleştirilmesiyle santral ve madenin büyük sermaye gruplarına, hatta “beşli çete” olarak bilinen iktidar yanlısı şirketlere teslim edileceğinden endişe duyuyor. Çayırhan işçilerinin kazanımı, yalnızca özelleştirme uygulamalarına değil, iktidarın bütçe daralmalarını hedefleyen orta vadeli programına da ciddi bir darbe vurabilir.
Madencilerin Zaferi, Tüm İşçi Sınıfının Zaferi Olacak
Çayırhan direnişi, yalnızca bir bölgenin mücadelesi değil; Türkiye işçi sınıfının dayanışmasının ve birlikte hareket etme iradesinin de sınavı. İşçiler, sendikalarının bu süreçte örgütlülüğü artırmasını ve dayanışmayı büyütmesini bekliyor.
Çayırhan işçilerinin mesajı net: Özelleştirme karşıtı direniş sadece ekmek mücadelesi değil, geleceğe sahip çıkma savaşıdır.