Neval el-Meğafi- BBC Dünya Servisi, Sudan
Buthaina ve çocukları, evde yiyecek ve su bitince yüzlerce mil ötedeki Sudan’ın Çad sınırına doğru yolculuk yaptı. Sudan-Çad sınırındaki önemli bir geçiş noktası olan Adré’deki bir toprak yolun kenarında, 38 yaşındaki Buthaina diğer kadınlarla çevrili bir şekilde yerde oturuyor. Her birinin yanında çocukları var. Hiçbirinin eşyası yok gibi görünüyor.
Buthaina ve altı çocuğu, yiyecek ve içecek tükenince, Sudan’ın Darfur bölgesindeki kuşatma altındaki bir şehir olan ve 480 kilometreden (300 mil) fazla uzaklıkta bulunan el-Fasher’den kaçtı.
Buthaina BBC’ye “Hiçbir şeyimiz olmadan ayrıldık, sadece hayatımızı kurtarmak için koştuk,” diyor. “Ayrılmak istemiyorduk – çocuklarım okulda sınıflarının en iyisiydi ve evde iyi bir hayatımız vardı.”
Sudan’daki iç savaş, geçen yılın nisan ayında ordu (SAF) ve eski yarı askeri müttefikleri olan Hızlı Destek Güçleri’nin (RSF), kısmen sivil yönetimi değiştirmek için harekete geçmeleri nedeniyle, iktidarı için acımasız bir mücadeleye girmesiyle başladı.
Bitme belirtisi göstermeyen savaş, binlerce can kaybına, milyonlarca insanın yerinden edilmesine ve ülkenin bazı kesimlerinin kıtlığa sürüklenmesine neden oldu.
Dünyanın En Kötü Kıtlığını Yaşayabilir
Yardım kuruluşları, Sudan’a daha fazla yardım ulaşmadığı takdirde dünyanın en kötü kıtlığını yaşayabileceği konusunda uyarıyor.
BBC olarak, ülkenin batı sınırındaki Adré’deki kampları ve ülkenin doğu kıyısındaki 1.600 km uzaklıktaki ana yardım merkezi olan Port Sudan’ı ziyaret ettiğimizde, Sudan halkının çaresizliğini ilk elden gördük.
Sudan’ın Çad İle Batı Sınırındaki Adré’de Bir Kamp Kuruldu
Adré, mevcut çatışmanın yol açtığı siyasi başarısızlığın ve insani felaketin güçlü bir simgesi haline geldi.
Geçtiğimiz aya kadar sınır kapısı ocak ayından beri kapalıydı ve ülkeye sadece birkaç yardım kamyonu girebiliyordu.
O tarihten bu yana yeniden açıldı ancak yardım kuruluşları, gelen yardımların çok az ve çok geç olmasından endişe ediyor.
Her gün onlarca Sudanlı mülteci Çad sınırını geçiyor; bunların çoğu aç ve susuz çocuklarını sırtlarında taşıyan kadınlardan oluşuyor.
Oraya vardıklarında, çatışmanın insani etkisinin boyutu konusunda alarm vermeye çalışan birçok BM kuruluşundan biri olan Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından kurulan bir su tankına doğru koşuyorlar.
Adré ‘ye ulaştıktan sonra, mültecilerin odun, bez ve plastik parçalarıyla oluşturduğu sınıra yakın geçici bir kampa doğru yol alıyoruz.
Yağmur Yağmaya Başlıyor.
Ayrılırken sağanak yağış başlıyor ve güvencesiz barınakların sağanak yağışlara dayanıp dayanmadığını soruyorum. “Dayanamıyorlar,” diyor rehberimiz Ying Hu, mülteciler için bir başka BM kuruluşu olan UNHCR’nin yardımcı raporlama görevlisi. “Yağışla birlikte bir dizi hastalık da geliyor” diye ekliyor “ve en kötü yanı, bazen sel nedeniyle arabayla buraya dönmemiz günler alabiliyor ve bu da yardımların buraya ulaşamaması anlamına geliyor.” Hangi gelecek? Geleceğimiz bitti – geriye hiçbir şey kalmadı
Geçtiğimiz ay Adré geçişi yeniden açılarak ülkeye çok ihtiyaç duyulan yardımların ulaşması sağlandı Darfur’daki Zemzem kampında kıtlık ilan edildi. Ancak bunun nedeni, burasının savaşla boğuşan Sudan’da BM’nin güvenilir bilgiye sahip olduğu birkaç yerden biri olması.
WFP, Nisan 2023 ile Temmuz 2024 arasında 200.000 tondan fazla gıda teslim ettiğini, bunun ihtiyaç duyulan miktardan çok daha az olduğunu söylüyor; ancak her iki taraf da rakip kontrolü altındaki bölgelere teslimatı engellemekle suçlanıyor.
RSF Hükümeti Yardımları Çalmakla suçluyor
RSF ve diğer milisler, teslimatları çalmak ve hasar vermekle suçlanırken, SAF ise Darfur’un büyük kısmı da dâhil olmak üzere RSF’nin kontrolündeki bölgelere teslimatları engellemekle suçlanıyor.
BBC, suçlamalar hakkında RSF ve SAF’a başvurdu ancak bir yanıt alamadı. Her iki grup da daha önce insani yardımın ulaştırılmasını engellediklerini reddetti.
Yardım araçlarından oluşan tek bir konvoy, SAF tarafından yolculuğuna devam etmesi için onay verilmeden önce Port Sudan’da altı hafta veya daha fazla bekleyebiliyor.
15 Ağustos’ta SAF, yardım kuruluşlarının Darfur halkına çok ihtiyaç duyulan yardımı sağlaması gereken Adré üzerinden sevkiyatları yeniden başlatmalarına izin vermeyi kabul etti.
Mayıs ayında, İnsan Hakları İzleme Örgütü, RSF ve Arap müttefikleri tarafından Darfur’un bir bölümünde etnik Massalit ve Arap olmayan topluluklara karşı etnik temizlik ve insanlığa karşı suçlar işlendiğini söyledi. RSF bunu reddediyor ve bölgede “kabile çatışması” olarak adlandırdığı şeye dâhil olmadığını söylüyor.
Sudan ordusunun kontrol ettiği bölgeleri ve rakip Hızlı Destek Kuvvetlerinin kontrol ettiği bölgeleri gösteren Sudan haritası
Port Sudan turumuz sırasında Sudan içinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı bir kampı ziyaret ediyoruz.
Birbiri Ardına Kayıp Ve Dehşet Hikâyeleri Duyuyoruz.
Birinde, bir grup kadın bir daire şeklinde oturuyor, bazıları bebeklerini sıkıca tutuyor. Hepsi RSF hapishanelerindeki taciz, tecavüz ve işkence hikâyelerini paylaşıyor.
BBC’nin ismini açıklamadığı kadınlardan biri, başkent Hartum yakınlarındaki Omdurman’dan kaçarken iki yaşındaki oğluyla birlikte yakalandığını söyledi. “Her gün oğlumu koridorun aşağısındaki bir odaya götürüyorlardı ve bana tecavüz ederken onun ağladığını duyuyordum. Bu o kadar sık oluyordu ki, onlar ağlarken ben de onun ağlama sesine odaklanmaya çalışıyordum.” dedi.
Kampta ayrıca Omdurman’dan kaçan altı çocuk annesi Safaa ile de tanışıyorum.
Kocasının nerede olduğu sorulduğunda, RSF’nin kaçmaya çalışan her erkeği hedef alması nedeniyle geride kaldığını söylüyor.
“Çocuklarım her gün bana, ‘Baba nerede? Ne zaman gelecek?’ diye soruyorlar. Ama Ocak ayında ayrıldığımızdan beri ondan haber alamadım ve hala hayatta olup olmadığını bilmiyorum,” diyor.
Kendisi ve çocukları için nasıl bir gelecek öngördüğü sorulduğunda şöyle diyor: “Hangi gelecek? Geleceğimiz bitti – geriye hiçbir şey kalmadı. Çocuklarım travma geçirdi. 10 yaşındaki oğlum her gün eve gitmek için ağlıyor. Bir evde yaşamaktan, okula gitmekten geçtik ve şimdi bir çadırda yaşıyoruz.”
BBC, tecavüzler ve diğer saldırılar hakkında yorum almak için RSF’ye başvurdu ancak bir yanıt alamadı. Daha önce savaşçılarının yaygın suiistimallerden sorumlu olduğuna dair raporların yanlış olduğunu ancak az sayıda izole olayın meydana geldiği yerlerde birliklerinin sorumlu tutulduğunu söylemişti.
UNİCEF Görevlileri Kamptakileri Şanslı Sayıyor
Kampı bize gezdiren UNICEF’ten bir çalışan, buraya gelenlerin “şanslı olanlar” olduğunu söylüyor. “Savaştan kaçmayı başardılar ve buraya geldiler… Barınak ve yardım imkânları var” diyor.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina Mohamed, uluslararası toplumda kriz “yorgunluğu” olduğunu söylüyor – “ama bu yeterli değil”
BBC, BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina Mohamed ve yönetici ekibiyle birlikte Adré ve Port Sudan’ı ziyaret etti. Ekip, hükümet yetkililerini ve Sudan’ın fiili Devlet Başkanı Abdülfettah el-Burhan’ı ziyaret ederek, Adré sınır kapısının açık tutulması yönünde çağrıda bulundu.
Amacı, dünya gündeminin Ukrayna ve Gazze’deki çatışmalara yoğunlaştığı bir dönemde Sudan’ı yeniden uluslararası toplumun gündemine getirmek. “Dünya genelinde çok sayıda farklı kriz olduğu için yorgunluk var ama bu yeterli değil. Buraya gelip bu annelerle ve çocuklarıyla tanışıyorsunuz ve onların sadece sayılardan ibaret olmadığını anlıyorsunuz. Uluslararası toplum harekete geçmezse insanlar ölecek.” diyor. (BBC)