Gebze’deki Betek/Filli Boya fabrikasında işçiler, anayasal sendikal haklarının patron tarafından göz ardı edilmesine karşı direniş bayrağını yükseltti. Bu işçiler, petrol ve kimya iş kolunda örgütlü Petrol-İş sendikasının üyeleri olarak, yıllardır üretim hattında emek dökerken bir yandan da haklarını korumak için sendikada birleştiler. Ne var ki, toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinin başlaması beklenirken, işverenin süreci engelleme çabaları işçilerin sabrını taşırmış durumda. Bu direniş, yalnızca ücret mücadelesi değil; işçilerin onur mücadelesi, hak mücadelesi, seslerinin duyulması için başlattıkları bir isyan olarak da anlam kazanıyor.
İşverenin Sendika Yetkisine İtirazı ve TİS Süreci
Sendikanın TİS görüşmeleri için işverene çağrıda bulunmasına rağmen, işverenin yetkisiz mahkemelere itiraz etmesi işçilerin beklentilerini boşa çıkardı. Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Şivan Kırmızıçiçek’in açıklamalarına göre, işverenin bu tutumu, işçilerin sendikal haklarına yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor. İşçiler, bu süreçte yalnızca ekonomik haklarını değil, aynı zamanda işyerinde barışın korunması için gerekli olan sosyal hakları da kaybetme riskiyle karşı karşıya. Kırmızıçiçek’in vurguladığı gibi, bu direniş sadece işçinin emeğini değil, geleceğe yönelik umutlarını ve güvencelerini de savunuyor. “İş barışını koruma amacıyla başladığımız TİS görüşmeleri, işveren tarafından durduruldu. İşverenin yetkiye itirazı binden fazla işçinin 2-3 yılını etkileyebilir,” diyen Kırmızıçiçek, işverenin uzlaşma masasına oturmak yerine işçi haklarını yıllarca sürüncemede bırakmaya niyetli olduğunu belirtiyor.
Fabrikada Protestolar Devam Ediyor: “Sesimizi Yükseltiyoruz”
Fabrika içerisinde işçilerin alkışlı protestolarla yürüttüğü eylemler, işyerinin her köşesinde yankılanan bir mücadele çağrısına dönüştü. Vardiya değişimlerinde topluca alkışlar eşliğinde gerçekleştirilen protestolar, sadece bir hak arayışı değil, birlik ve dayanışmanın bir ifadesi haline geldi. İşçiler, mesaiye kalmama kararı alarak bu süreçte patronun baskısına karşı kararlılıklarını gösteriyorlar. Fabrikada ve yemekhane gibi ortak alanlarda sürdürülen bu eylemler, işçilerin artık daha fazla göz ardı edilemeyecek bir noktaya ulaştığını gösteriyor.
Kırmızıçiçek’in “İşveren müzakere yolunu seçerse TİS görüşmelerine başlanabilir; ancak hak gasbına devam ettiği sürece biz de üyelerimizi yalnız bırakmayacağız” ifadeleri, işçilerin taleplerinden geri adım atmayacaklarının, dayanışmalarını sonuna kadar sürdüreceklerinin altını çiziyor. Bu direnişin sadece Betek fabrikasındaki işçiler için değil, benzer mücadeleler içindeki tüm işçiler için moral ve umut kaynağı olduğu açık. İşçiler, “Hakkımızı alana kadar buradayız” diyerek, taleplerini bir kez daha tüm işçi sınıfına duyuruyor. Bu mücadele, işçilerin haklarını koruma ve taleplerini elde etme yolunda kararlılıklarını gösterirken, aynı zamanda sendikal örgütlülüğün ne kadar önemli olduğunu da gözler önüne seriyor.