Etki Ajanı Yasası, şu anda Türkiye’de yasalaşması tartışılan bir yasa tasarısıdır. 9. Yargı Paketi olarak da bilinen bu yasa paketinin 22. maddesi “etki ajanlığı” suçunu tanımlamaktadır. Tasarıya göre, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya kuruluşun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
Yasanın gerekçesi olarak, devletin iç veya dış siyasal yararlarına yönelik faaliyetlerin cezalandırılması gösterilse de, bu yasanın özünde demokrasiye ve ifade özgürlüğüne yönelik büyük bir tehdit yatıyor.
Yasaya Göre Ne Olacak?
Yasaya göre, yabancı devletler veya kuruluşlarla bağlantılı olarak faaliyet gösteren dernekler, vakıflar ve diğer sivil toplum kuruluşları “etki ajanlığı” olarak kabul edilecek ve sıkı bir devlet kontrolüne tabi tutulacak. Bu kuruluşlar faaliyetlerini şeffaf bir şekilde açıklamak zorunda kalacak ve finansal kaynaklarını deşifre edecekler. Yasaklanan faaliyetler arasında ise yabancı devletlerin çıkarlarını desteklemek, kamuoyunu etkilemek ve siyasi faaliyetlerde bulunmak yer alıyor.
Neden Tehlikeli?
Bu yasanın savunucuları, milli güvenliği korumak için bu tür bir düzenlemenin gerekli olduğunu savunuyorlar. Fakat bu gerekçe oldukça tehlikeli bir zemine oturuyor. Milli güvenlik kavramı, her istediğini meşrulaştıracak bir koz haline getirilemez. Bu yasa ile birlikte, muhalif sesler susturulabilir, sivil toplum kuruluşları sindirilebilir ve ifade özgürlüğü kolaylıkla kısıtlanabilir.
Demokrasinin Temelleri Sarsılıyor
Etki Ajanlığı Yasası, demokrasinin temelini oluşturan ifade özgürlüğü ve sivil toplum katılımı haklarını doğrudan tehdit ediyor. Bu yasa ile birlikte, sivil toplum kuruluşları üzerinde baskı artacak, farklı görüşler bastırılacak ve tek tip bir düşünce ortamı yaratılmaya çalışılacaktır. Bu durum, demokrasinin işleyişini ve sağlıklı bir toplumun temelini dinamitlemektedir.
Unutulmamalıdır ki:
- Milli güvenlik, sadece dış tehditlere karşı savunma yapmaktan ibaret değildir. Güçlü bir demokrasi ve özgür bir sivil toplum da milli güvenliğin en önemli unsurları arasındadır.
- Farklı görüşlere ve eleştirilere açık olmayan bir toplum, ulusal birlik ve beraberlikten uzaklaşır ve zayıflar.
- Etki Ajanlığı Yasası, milli güvenlik bahanesiyle demokrasiye ve özgürlüklere pranga vurmaya çalışmaktadır.
Etki Ajanlığı Yasası, milli güvenlik kisvesi altında demokrasiye ve özgürlüklere yönelik bir saldırıdır. Bu yasanın kabul edilmesi, Türkiye’yi otoriter bir rejime doğru sürükleyecek ve geri dönülmez sonuçlara yol açacaktır. Bu nedenle, bu yasanın tüm yurtdaş tarafından reddedilmesi ve ifade özgürlüğü ile sivil toplum katılımının korunması için mücadele edilmesi gerekmektedir.
Unutmayalım: Demokrasi, kaybedilecek bir şey değildir. Onu korumak için hepimizin çaba göstermesi gerekir.