Eskişehir’de Vahşi Madencilik Tehdidi
Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, kentte doğayı ve insan yaşamını tehdit eden maden projelerine karşı güçlü bir direniş sergiliyor. KOZA Altın tarafından Sarıcakaya’da yapılması planlanan maden projesi, Alpagut ve Atalan’da başlayan talanın devamı niteliğinde. Bu girişimler yalnızca yerel halkı değil, Sakarya Vadisi’nin tamamını yok olmanın eşiğine getiriyor.
Sakarya Vadisi Maden Çöplüğüne Mi Dönüşecek?
Platform, Eskişehir yüzölçümünün %71’inin madencilik için ruhsatlandırılmış olduğuna dikkat çekerek bölgenin bir maden çöplüğüne dönüşme tehlikesini vurguluyor. Alpagut ve Atalan’da planlanan siyanürlü altın madeni projeleri ile Sarıcakaya girişimi, tarımı, hayvancılığı, ipek böcekçiliğini ve zeytinciliği yok edecek. Projeler, ormanların kesilmesine, su kaynaklarının kurumasına ve ağır metallerin doğayı kirleterek yaşamı tehdit etmesine yol açacak.
Doğanın Satışı, Yaşamın Satışıdır
Platform Sözcüsü Av. Mert Yedek’in açıklamaları, bu süreçte karşılaşılan hukuksuzluğu ve sermaye lehine işleyen sistemin doğaya verdiği zararı açıkça ortaya koyuyor:
- Milyonlarca ton su madencilik için tüketilecek, su kaynakları kirlenecek.
- Siyanür ve ağır metaller, doğaya ve insan sağlığına geri dönülmez zararlar verecek.
- Trafik yoğunluğu ve çevresel kirlilik artacak; Eskişehir kent merkezi, kamyon taşımacılığı nedeniyle büyük zarar görecek.
Halkın Direnişi: “Bir Tek Ağacı Vermeyeceğiz!”
Yüzlerce kişinin katıldığı protesto yürüyüşünde “Bir tek ağacı vermeyeceğiz” ve “Havamıza, suyumuza dokunma” sloganları yankılandı. Platform, yerel halkı birlik olmaya çağırarak, bu projelerin tüm ülkeye yayılma tehdidine karşı bir erken uyarı niteliği taşıdığını belirtti.
Yaşam Alanlarımızı Karış Karış Savunacağız
Halk, bu projelere karşı mücadeleyi büyütme kararlılığını dile getiriyor:
- Topraklarımızı satmanıza izin vermeyeceğiz.
- Doğayı dizginsiz kâr hırsınıza kurban etmeyeceğiz.
- Yaşam alanlarımızı ve doğamızı savunmaya devam edeceğiz.
Eskişehir halkının sesine kulak vermek, sadece bu bölgenin değil, tüm Türkiye’nin doğal varlıklarını ve yaşam alanlarını korumak için bir çağrıdır. Doğayı savunmak, yaşamı savunmaktır!