Esenyurt’ta sabah saatlerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ilçe binasına düzenlenen polis baskını, iktidarın muhalefeti susturma politikalarına yönelik eleştirileri yeniden gündeme getirdi. Baskın sırasında kapının kilidi kırılarak binaya giren polis, parti flamaları, kitaplar ve fotoğrafları dağıttı. Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre, bazı materyallere el konuldu ve baskın saat 11.00’e kadar sürdü.
Bu müdahale, iktidarın demokratik siyaseti kriminalize etme çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Eş Başkanlar Gözaltına Alındı
Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre, DEM Parti Esenyurt İlçe Eş Başkanları Rojda Yılmaz ve Abdullah Arınan gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesi olarak PKK üyesi olduğu belirtilen Gülşan Atalmış’ı anma etkinliği gösterildi. Bu gerekçe, güvenlik politikalarının hukuki dayanağı ve ifade özgürlüğüne etkileri konusunda tartışmaları alevlendirdi.
DEM Parti’den Tepki: “İktidar Suç İşlemiştir”
DEM Parti İstanbul İl Örgütü, sosyal medyada yaptığı açıklamayla polis baskınına tepki gösterdi. Açıklamada, “Sabah erken saatlerde Esenyurt ilçe binamız herhangi bir bildirim yapılmadan kapısı kırılarak arama yapılmıştır. Bu saldırılarla partimizi kriminalize etmeye çalışan iktidar suç işlemiştir. Demokratik mücadelemiz her alanda devam edecektir” denildi.
Parti, bu tür müdahalelerin demokratik siyasete zarar verdiğini ve toplumsal çözüm arayışlarını baltaladığını vurguladı.
Koçyiğit’ten Sert Eleştiri
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında yaşananlara ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Koçyiğit, “Kayyım gasbıyla halkın iradesini çaldınız. Yetmedi, şimdi de ilçe binamıza baskın düzenliyorsunuz. Hangi parti binasına bu ülkede polis baskını yapılıyor? Bize rota verenler, önce kendi akıllarını başlarına alsınlar” ifadelerini kullandı.
Demokrasiye Darbe mi?
Bu tür baskınlar, muhalefet partilerinin demokratik haklarını kullanmasının önünde ciddi engeller oluşturuyor. İktidarın, muhalif sesleri bastırmak için güvenlik politikalarını araçsallaştırdığı eleştirileri artarken, DEM Parti’nin tepkisi de bu çerçevede değerlendiriliyor. Toplumda kutuplaşmayı derinleştiren bu tür müdahaleler, demokratik alanı daraltarak özgür siyaset yapma koşullarını zorluyor.