AKP’nin erkekçi dincilerinin talebi ile kadınları koruyan tüm örtüler ortadan kalkınca ortaya çıkan cezasızlığında özendirmesi ile kadın cinayetlerinde bir tırmanma yaşandı. Önceki gün bir erkek tarafından İstanbul da surda vahşice ve psikopatça planlanarak öldürülmesi kadınların isyanını adeta sel olup sokaklara döktü.
Cezasızlık politikası, ‘iyi hal’ indirimleri kadın katillerini cesaretlendirirken İstanbul Edirnekapı’da Semih Çelik adlı saldırgan yarım saat arayla iki genç kadını katletti. Katil Semih Çelik, Ayşenur Halil’i evinde, İkbal Uzuner’i ise Edirnekapı surlarında katlettikten sonra intihar etmişti. Bu vahşi cinayetlere tepkiler sürerken yine İstanbul’da bir kadını taciz eden 2 kişinin serbest bırakılması öfkeyi daha büyüttü. Birçok ilde bir araya gelen kadınlar kadın kırımına dönüşen cinayetleri protesto etti.
Kadın örgütleri “Öfkeliyiz, artık yeter. Cezasızlık politikalarına ve erkek şiddetine karşı tüm kadınları ses çıkarmaya çağırıyoruz” diyerek tüm yurtta eylem çağrısı yaptı. İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in Semih Çelik tarafından öldürülmesi kadınlar tarafından protesto edildi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Meclisleri ve Genç Feministler Federasyonu “Katillere, tacizcilere, cezasızlığa karşı” diyerek İstanbul Edirnekapı surları önünde bir araya geldi. Kadınlar “Cezasızlığa son vereceğiz. Tacizi, cinayeti durduracağız” pankartı açtı. Eylemler İstanbul’dan Diyarbakır Vana dek adeta tek ses gibiydi devlet bu cezasızlık politikasını bıraksın.
Kadınlar İstanbul’da Cinayet Mahallindeydi
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan Edirnekapı semtinde protesto eylemi gerçekleştirdi. Her kesimden yüzlerce kadının katılım sağladığı eylemde, “Cezasızlığa son vereceğiz, tacizi, cinayeti durduracağız” pankartını açılarak, “Jin jiyan azadî”, “Bakanlık aç gözünü kadınlar burada öldürüldü”, “Hükümetiniz katildir”, “Şikâyetçi olmayan kadınların sesiyiz”, “Sen ben biz birbirimizin çaresiyiz”, “Ya kardeşin olsaydı İkbal”, “Kadın direnişi kadına mirastır”, “Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla” dövizleri ile katledilen kadınların fotoğrafları taşındı.
Eylemde sık sık, “Failler cezasız kalmayacak”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Kadınlar yaşasın 6284 uygulansın”, “Katil devlet hesap verecek”, “Failler cezasız kalmayacak”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Kadın yaşam özgürlük” sloganları atıldı.
Kadınlar Eril Zihniyetin Sonucu
Eylemde Genç Feministler Federasyonu adına söz alan Güneş Fadime Akşahin, kadınların eril zihniyet sonucu katledildiğini söyledi. Akşahin, AKP- MHP iktidarının faillere cesaret verdiğini belirterek şunları ekledi: “Bu topluma kadınlara adalet sarayı değil, kelimenin gerçek anlamıyla adalet gerek. Bu meydanlarda kaç kere buluştuk 6284’ü uygulayın dedik. Siz ne yaptınız koca bir hiç. Siz bu ülkenin kadınları için ne yaptınız kadınların haklarına saldırmaktan aile aile diye konuşmaktan başka hiçbir şey yapmadınız. Kimsenin bu saatten sonra sizin üzgün olmanıza da ihtiyacı yok taziye mesajları göndermenize de gerek yok. Sizin esas göreviniz kadınların esas ihtiyacı olan şey 6284’ü şiddet ortaya çıkmadan önce uygulamaktır. Kadınlara lazım olan şey aile değil eşitliktir elbette. İstanbul ilinde diğer illerde kadın cinayetleri ile ilgili eylemler yapıyoruz elbette öldürülen kadın kardeşlerimizin arkasından çok öfkeliyiz. Kimse vazgeçeceğimizi sanmasın ant olsun kadın cinayetlerini durduracağız” dedi.
‘Bu Ülkede Adalet Yok’
Ardından söz alan KCDP temsilcisi Nuran Karahan, Türkiye de her güne kadın katliamları haberleriyle uyandıklarını belirterek, “Gitmediğimiz ilçe, mahalle, sokak kalmadı” dedi. Emekçi Hareket Partisi Sözcüsü (EHP) Özge Akman ise “Bu ülkede adalet yok. Bu ülkede bakanlar yok. Bu ülkede kadınlar için kadınları düşünen tek iktidar yetkilisi yok. Bunu herkes böyle bilecek. Bu coğrafyada korkunç düzeyde kadınlar öldürülüyor. Bu kadınlar doğal afetle ölmüyorlar bu kadınlar erkekler tarafından öldürülüyorlar. Biz bunu 2010 yılından bu yana anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Bu kadar yıl boyunca bu günün bakanları gibi nice bakanlar geldi geçti bir tanesi kadınlar için bir adım atmadı. Biz kadınlar da durmadan bu coğrafyada mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu. Eylem sloganlarla son buldu.
Makbul Kadın Olmayacağız
Kadın cinayetlerine tepki gösteren Bursa Kadın Platformu, Fomara Meydanı’nda oturma eylemi ve basın açıklaması düzenledi. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçildiğini hatırlatıp, kadınları koruyan 6284 sayılı kanununun kaldırılmasının konuşulduğunu söyleyen kadınlar, “Boşanmak istediğimiz, istemediğimiz hayatlara ‘hayır’ dediğimiz için öldürülüyor. Mahkemeler erkekleri akladığı için öldürülüyoruz. Her gün öldürülüyoruz. Susma, haykır, kadınlar öldürülmesin” dedi.
Eylemde “Bugün İkbal için, Ayşegül için, Rojin için bağırırken sıradaki ben olabilirim” diyen kadınlar “Aile değil, kadınız. Kadınlar isyandayız”, “İtaat yok, isyan var”, “Makbul kadın olmayacağız. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları atıldı.
‘Kadınlar Karakollara Değil Sosyal Medyaya Başvuruyor’
Platform adına basın açıklamasını Figen Ovat okudu. “İstanbul’da bir erkek iki kadını katlederken devlet koruyucu, önleyici ve caydırıcı hiçbir adım atmıyor” diyen Figen Ovat, “Beyoğlu’nda bir kadını taciz eden, yere düşürüp saldırıda bulunan erkekler suç kayıtlarına rağmen serbest bırakılıyor; sosyal medyada yayılması ve tepkilerin yükselmesi sonucu tekrar yakalanıyor. Devlet; yargısıyla, kolluğuyla şiddete maruz kalanların beyanlarına göre değil, sosyal medya tepkilerine göre görevini yapmaya tenezzül ediyor. Erkek şiddetine maruz kalan kadınlar seslerini duyurabilmek, şiddetten uzaklaşabilmek için karakollara değil sosyal medyaya başvuruyor” şeklinde konuştu.
‘Sokakları Kadınlar İçin Güvensiz Hale Getirmeye Çalıştığınızı Biliyoruz’
Kadınların şiddetten uzak bir yaşam kurmalarının olanaksız hale getirildiğini söyleyen Ovat, “Sokakları kadınlar için güvensiz ve tedirgin hale getirmeye çalıştığınızı biliyoruz. ‘O saatte dışarıda ne yapıyordu?’ sözleriyle, ‘güçlü aile birliği’ politikalarıyla bizleri aileye, evlere, dört duvara mahkûm etmek istediğinizi biliyoruz. Kadınların kahkahasına, kaç çocuk yapacağına, hangi saate hangi sokakta olacağına karar vermeye çalışan cinsiyetçi diliniz erkekleri cesaretlendiriyor. Kadınları güçlü, kutsal olarak tanımladığınız şiddet, baskı, sömürü dolu ailenin ‘makbul’ ferdi haline getirmek istiyorsunuz. Bunu kabul etmiyoruz” dedi.
Erkek şiddetinin ‘alkollüydü, uyuşturucu, bağımlısıydı, psikolojik sorunları vardı’ gibi bahanelerle örtülmeye çalışıldığını belirten Ovat, “Şiddetin kaynağı patriyarka, faili ise erkeklerdir. Arkasına saklandığınız bahaneler, faili görünmezleştirmek için oluşturduğunuz magazinsel hikâyeler değil. Erkek şiddetini muğlaklaştırmak için algı operasyonları ile faillerin ırkını ya da mültecilik konumunu öne çıkarmak kadına yönelik şiddeti engellemez. Çünkü biz bu ülkede her ırktan, her sınıftan, her kesimden erkeğin şiddet uyguladığına tanık olduk. Biz bu ülkede hiçbir kadının eşit ve güvenceli koşullarda özgür bir şekilde yaşamadığını biliyoruz” diye konuştu.
Boz: Kadın Cinayetleri Politiktir
Açıklamada konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Muş Milletvekili Sümeyye Boz ise “Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans diyenlerin yönetmiş olduğu bu ülkede kadınlar artık ne sokakta ne evlerde kendini güvende hissetmiyor. Bir günde üç kadının katledildiği bir düzende elbette bunu cins kırım olarak ifade etmek gerekiyor. Bunu sıradan bir cinnet vakası olarak değerlendirenler bizi buna inandıramazlar. Biz bunu devlet politikası sonucunda failleri koruyan, cezasız bırakan, gereken önlemleri almayan iktidarın politikaları sonucu olduğunu biliyoruz. Kadın cinayetleri politiktir” diye konuştu.
“Hasta, Cani, Sapık Değil; Devletin Önlemediği Bir Erkek Daha”
Ankara Kadın Platformu, Sakarya Caddesi’ne kadar yürüyüş düzenledi. Kadınlar, “Artık yeter öfkeliyiz! Erkek şiddetinin bahanesi olamaz. Hasta, cani, sapık değil; devletin önlemediği bir erkek daha” yazılı pankart ile yürüdü. Yürüyüşte, “İkbal Uzuner isyanımızdır”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Biji yekitiya jinan”, “Jin jiyan azadî” sloganlarını attı. Kadınlar çeşitli ifadelerin yer aldığı dövizler ile devlete de tepki gösterdi.
‘Devlet Önlem Almıyor’
Uzun bir süre yürüyen kadınlar, yürüyüşünü Sakarya Caddesi’nde bulunan Çankaya Belediyesi önünde bitirdi. Kadın Meclisi çağrısı ile bir araya gelen kadınlar da Ankara Kadın Platformu’na katıldı. Platform adına söz alan Melike Büyük, devlet ve erkek şiddetinin her geçen gün daha da arttığını söyledi. Büyük, devletin bu şiddetinin son bulması için herhangi bir önlem de almadığını ifade etti. “ Şiddetten korunmak isteyen kadınların isyanını görmeyen kolluk güçleri, kadınların şiddet karşıtı her eyleminde engellemek için kadınlardan önce alanlarda olmaktadır. Devlet yargısıyla kolluğuyla şiddet mağdurlarının beyanlarına göre değil, sosyal medya tepkilerine göre adaleti sağlamaktadır. Şiddet gören kadınlar sesini duyurmak için karakollara değil sosyal medyaya başvurmaktadır. Karakollardan faillerin elini kolunu sallayarak çıktığını, çıktığı gibi kadınları katletmeye devam ettiklerini biliyoruz” diye kaydetti. Şiddet ve katliamlara bahane üretildiğine işaret eden Büyük, “Şiddetinizin kaynağı erkek egemenliğinizi koruma ve aklama çabalarınızdır. Arkasına saklandığınız gerekçeler değil. Erkek şiddetini muğlaklaştırmak için algı operasyonları ile faillerin ırkını ya da mültecilik konumunu öne çıkarmak kadına yönelik şiddeti engellemez” dedi.
Sizin İşiniz Kadınların Nasıl Yapması Gerektiğini Söylemek Değil
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve İzmir Kadın Platformu, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. “Her yer suç mahalli, faillerden hesap soruyoruz” pankartı açılan açıklamada, “Kadının direnişi kadının mirasıdır”, “Bakanlık aç gözünü kadınlar burada öldürüldü” ve “Biz yazdık, biz uygulatacağız 6284” dövizleri ve katledilen kadınların fotoğrafları taşındı.
İzmir Kadın Meclisi Sözcüsü Tülin Osmanoğlu, tacizin ve tecavüzün artmasının tesadüf olmadığını söyledi. İstanbul’da kadınların katledildiği anda bakanlığın kadınların nasıl doğum yapması gerektiğine dair video yayınladığını belirten Osmanoğlu, “Sizin işiniz kadınların nasıl yapması gerektiğini söylemek değil. O kadının kendi özgür iradende olan bir şey. Bu hakkı kendinizde bulamazsınız. Sizin işiniz kadın cinayetini durdurmak, çocuk istismarını önlemek, tacizi, tecavüzü durdurmaktır” dedi.
‘Mutlaka Kazanacağız’
Ardından aynı yerde İzmir Kadın Platformu da bir açıklama yaptı. “Her yer suç mahalli. Faillerden hesap soracağız” yazılı pankart taşınırken sık sık “Jin jiyan azadî”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “Katillerden hesabı kadınlar soracak” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamaya DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk da katıldı. Burada konuşan platform adına konuşan Münevver Yalınız, “Bu ülkede kadınlar özgürce var olana kadar, bütün tacizciler, katiller ve işkenceciler hak ettikleri cezayı alana kadar kız kardeşlerimizle omuz omuza el ele mücadeleye devam edeceğiz. Tek bir adım bile geri adım atmayacağız. Her yer kadınlar için suç mahalliyken, erkek şiddetini teşvik eden iktidardan korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz. Bütün faillerden hesap sormaya, bu kadın düşmanı politikalar ve eril adalet mekanizması yok olana kadar meydanlarda olmaya, sesimizi yükseltmeye, dayanışmaya devam edeceğiz ve mutlaka kazanacağız” diye konuştu.
“Bu Cinayet Mahalli Ülkede Güvende Değiliz”
Mersin Kadın Platformu, Koşumaku sokağından Özgecan Aslan Medyanı’na doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanları ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklamayı platform adına Fatoş Sarıkaya, kadın cinayetlerine tepki göstererek, “Öfkeliyiz, isyandayız, bu cinayet mahalli ülkede güvende değiliz” dedi. İktidarın kadın katliamlarındaki payına dikkat çekerek, “Mücadelemiz özgürce yaşadığımız, sokaklarda güvenle yürüyebildiğimiz, evlerden, iş yerlerinden, kampüslerden tacizcileri, katilleri yok edeceğimiz, erkek devletinizi alaşağı edeceğimiz güne kadar sürecek” diye belirtti.
‘24 Saatte 4 Kadın Katledildi’
Halide Türkoğlu, son 24 saatte 4 kadın katledildiğini ve katliamların giderek devam ettiğini belirterek, AKP iktidarının politikalarından kaynaklı kadınların haklarının gasp edildiğini, yaşamlarının ellerinden alındığını, her alanda katledildiklerini söyledi. İktidarın kadın katliamlarına karşı “Vahim durum” açıklamasına dikkat çeken Türkoğlu, “Sıfır tolerans tanıyacağız diyorlar. Sanki 22 yıldır iktidar olanlar onlar değilmiş, sanki 22 yıldır kadın kırımını getiren onlar değilmiş gibi bu açıklamaları yapıyorlar. Biz biliyoruz, buradan tekrardan teşhir ederken isyanımızla teşhir ediyoruz. Biz bu politikalara geçit vermeyeceğiz, kadınları katledenlere itaat etmeyeceğiz, geçit vermeyeceğiz. Faillerinin kim olduğunu da biliyoruz. Bir yandan erkekler öldürüyor, öldürmeyi kendinde hak olarak görüyor, diğer yandan bu hakkı onlara tanıyan devletin kendisi” diye belirtti.
“Sıradaki Biz mi Olacağız?”
Adana Kadın Platformu ise Seyhan Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Sıradaki biz mi olacağız?” diye soran kadınlar, erkek şiddetine karşı örgütlü mücadelenin önemini vurguladı. Basın açıklamasını okuyan Emine Esmer, Emine Bulut’un “Ölmek istemiyorum” feryadını anımsatarak kadınların can güvenliğinin sağlanamadığını ve faillerin cezasız bırakıldığını vurguladı. Esmer, konuşmasında Dersim’de 2020’de kaybolan Gülistan Doku’nun hala bulunamadığını ve Wan’da 7 gündür kayıp olan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in akıbetinin belirsizliğini koruduğunu hatırlattı.
‘Erkek Katlediyor, Devlet Koruyor’
Büyük, sözlerini şöyle noktaladı: “Sizin iktidarınızda Gülistan doku kayboldu, sizin iktidarınızda Narin katledildi, 27 Eylül’den bu yana kayıp olan Rojin Kabaiş’ten halen ses yok. Artık Yeter! Yıllardır kadınlar bu sokaklarda mücadele ediyor. Bir kadın daha eksilmemek için ülkenin her yerinde kadınlar isyan ediyor. Gücümüzü bu dayanışmadan bu isyandan alıyoruz. Kadınlara güvenli eşit bir yaşamı kadınlar kuracak. Kadınlarla kuracaksınız. Kadın dayanışmasıyla umut ve inançla birlikte kuracağız. Sokaklarında katledilmediğimiz, iş yerlerinde sömürülmediğimiz, aileciliğin duvarlarına mahkûm olmadığımız özgür bir yaşamı hep birlikte kuracağız. İkbalin Ayşegül ün, Sonay’ın daha nicesinin hesabını sorarak mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü biz birlikte güçlüyüz.”
“Erkek Devlet Koruyor”
Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde yapılan basın açıklamasında Van’daki birçok kadın kurum ve kuruluşu katıldı. Van’ın Cumhuriyet Caddesinde bulunan Sanat Sokağında yapılan açıklamada, “Emê qirkirina jinan rawestînin û jiyana nû ava bikin” pankartı, “Cezasızlığa karşı isyandayız, alanlardayız”, “Kadın ve çocuk cinayetleri politiktir failleri bellidir” ve “Nerede erkek, devlet, aile şiddeti varsa karşısında jin jiyan azadî” dövizleri açıldı. Açıklama boyunca sık sık, “Jin jiyan azadî” ve “Erkek devlet koruyor” sloganları atıldı.
Kolluk Ve Yargı Bu Cesaretlendirmenin Sorumlusudur
Konuya ilişkin açıklamayı yapan TJA Aktivisti Gülistan Akdağ, mevcut iktidarın, “Kadınlara karşı şiddete sıfır tolerans” açıklamalarıyla ülkeyi kadınlar için güvenilmez bir hale getirdiğini belirten Akdağ, iktidarın kadınlara yönelik bir suçu ile karşı karşıya olduklarını ve her yeni güne kadın katliamlarıyla uyandıklarını belirtti. 4 Ekim’de İstanbul’da uyuşturucu bağımlısı fail Semih çelik, İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil’i vahşice katledildiğini hatırlatan Akdağ, “İstanbul’un ortasında yarım saat arayla iki kadın katledilmiştir. Katledilen kadınların bedenlerine işkence yapan zihniyetin örgütlenmiş cesaretlendirilmiş olduğunu biliyoruz. Kamuoyunda ‘yeterince ilgi çekmişse’ sosyal medyada tepkiler yükseldikçe sorumluluk hatırlayan kolluk ve yargı bu cesaretlendirmenin sorumlusudur” dedi.
‘Bu Şiddetin Adı Kadın Kırımdır’
AKP hükümetinin 22 yıldır kadın düşmanlığı üzerine politikalar kurduğunu söyleyen Akdağ, kadınların kahkahasına, kaç çocuk yapacağına kadar müdahale eden AKP dönemi boyunca her yıl yüzlerce kadının katledildiğini vurguladı. AKP iktidarının, kadın kazanımlarına el koyarak, kadın aktivistleri tutuklayarak, failleri aklayarak, adli suçlara af çıkararak, ailecilik politikalarını teşvik ederek katliamlara davetiye çıkardığını ifade eden Akdağ, “Devletin politikaları kadın katillerini açıkça cesaretlendiriyor ve şiddeti teşvik ediyor, ağırlaştırıyor, yaygınlaştırıyor. Kadın cinayetleri politiktir diyerek yıllardır sokaklarda sorumlulukların yerine getirilmesi için mücadele ediyoruz. Günde en az üç kadının öldürüldüğü, bir o kadar şüpheli ölüm ve yeterince soruşturulmayan intiharla kadınların yaşamdan koparıldığı bu şiddetin adı kadın kırımıdır” ifadelerini kullandı.
‘Mücadelemizi Büyüteceğiz’
İktidarın failleri koruyup cezasızlık politikalarıyla ödüllendirdiğini belirten Akdağ, “Bizleri hapsetmek istediğiniz yaşamları yaşamayı reddediyoruz. Bizleri sokakları güvensiz göstererek failleri serbest bırakarak evlere mecbur hale getirmeye çalışıyorsunuz” dedi. Tüm inanç ve cesaretleriyle bir kadın daha eksilmemek için sokaklarda olacaklarını söyleyen Akdağ, şöyle devam etti: “Katledenden, koruyandan ve aklayandan hesap soracağız. Biliyoruz, sokaklarında katledilmediğimiz yurtlarında istismar edilmediğiniz, iş yerlerinde ve ailelerinde sömürülmediğimiz, eşit, özgür, şiddetsiz ve sömürüsüz bir yaşamı yaratabileceğimizi biliyoruz. Her birimiz için özgür bir yaşam kurana dek mücadelemizi büyüteceğiz.”
Yüzlerce kadın açıklamanın ardından “Bijî têkoşîna jinan”, “Jin jiyan azadî”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Korkmuyoruz, susmuyoruz itaat etmiyoruz” sloganları ve zılgıtlar eşliğinde yürüyüşe geçti. Yürüyüş açıklamanın yapıldığı Sanat Sokağından DEM Parti Rêya Armûşê merkez ilçe örgütü binasının bulunduğu alana kadar sürdü.(MA)