Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Baş, Meclis’te haftalık basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında 8 Ekim günü Meclis’te düzenlenen kapalı oturuma değinen Baş, konuşmasının büyük bölümünü kadın cinayetlerine ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in TİP’i hedef alan açıklamalarına ayırdı. “yumuşama” tartışmalarını sert bir dille eleştiren Başa küçümseyici şekilde yaklaşan Özele gönderme yaparak , “Zaten hakkımız olanı almak için, olması gerekenin yapılabilmesi için hiç kimseye teslim olmayacağız, hiç kimseden özür dilemeyeceğiz, hiç kimse karşısında geri adım atmayacağız” ifadelerini kullandı. Meclisteki açılı sürecini Maskeli Baloya benzeten Baş “, ‘Türkiye’de siyasetin bir maskeli baloya dönüştürülmesinin parçası olmayı reddediyoruz’ demiştik. Yurttaş bize ‘Bu maskeli balonun parçası olmayın’ diye oy verdi, biz de buna layık olmak için çalışıyoruz.”
“Meclis’in yeni yasama yılı açılış törenine katılmayacağımızı, bu maskeli balonun parçası olmayacağımızı söyledik” ifadesini kullanan Baş, devamında şunları söyledi: “Siyaset bazen haklılığınızın yıllar sonra ortaya çıktığı bir alan ama bazen sadece dakikalar içerisinde haklılığınız bir kez daha tescillenebiliyor. Buradan hatırlatmak zorundayım, bizim geçtiğimiz hafta yaptığımız toplantının hemen arkasından çeşitli basın yayın organlarına düşen görüntüler memlekette hiçbir şey olmamış gibi, hiçbir şey yaşanmamış gibi milletvekillerinin burada şölen havasında bir gün geçirmek istedikleri yönündeki iddiamızın ne kadar haklı olduğunu gösterdi. MHP Genel Başkanı güne Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’na ‘şahsı çürük’ diyerek, Sinan Ateş davasını takip eden gazetecileri hedef göstererek başladı, ardından CHP Genel Başkanı’yla son derece sıcak görüntüler vererek ‘Biz bunları siyaseten söylüyoruz, birbirimizi kırmıyoruz inşallah’ diyerek bitirdi. Bunlar anbean herkesin gözü önünde, kameraların önünde yaşandı.
Neye İnanıyorsak Onu Söylüyoruz
Vallahi başkaları nasıl bakar, nasıl değerlendirir, ne söyler bilmiyorum ama biz nerede, ne zaman, kaç kişi olursak, hangi ortamda olursak, kameraların önünde, kameraların arkasında öyle laf olsun diye hiçbir şey söylemiyoruz. Neye inanıyorsak, neyi doğru biliyorsak, neyi haklı görüyorsak onu bütün benliğimizle ifade etmeye çalışıyoruz. İşte geçen hafta ‘Biz bu maskeli baloda yokuz’ derken bunu kastetmiştik, ‘Türkiye’de siyasetin bir maskeli baloya dönüştürülmesinin parçası olmayı reddediyoruz’ demiştik. Yurttaş bize ‘Bu maskeli balonun parçası olmayın’ diye oy verdi, biz de buna layık olmak için çalışıyoruz.”
Bu vesileyle bir konuya da değinme ihtiyacı hissediyorum. Biz ‘Bu maskeli baloyu reddedelim’ derken aslında Saray Rejimi’nin, Saray Rejimi eliyle ortaya çıkan yeni süreci, ‘normalleşme’ adı altında memleketin acılarının, memleketin zorluklarının, yoksulluğun, açlığın üzerinin örtülmesine de karşı çıktığımızı ifade etmiştik. En son söyleyeceğimizi başta söyleyeyim: Biz zamanında helalleşmeye de yoktuk, şimdi bugün bu anlamdaki bir normalleşmeye de Türkiye İşçi Partisi olarak yokuz! ,
Erdoğan’ın Meclisi İstediği Zaman Açıp İstediği Zaman Kapatmasına karşı Çıktık
Baş Konuşmasını şöyle sürdürdü: Siyaseten, toplumsal açıdan ve hukuken meşruiyeti olmayan Tayyip Erdoğan’ın karşısında ayağa kalkıp kalkmamayı tartışmadık. Biz bu oturuma katılmamak gerektiğini söyledik, “Biz bu oyunda yokuz” dedik. Oturalım mı, kalkalım mı” ya da “Alkışlayalım mı, alkışlamayalım mı” değil; Tayyip Erdoğan’ın meclisi istediğinde açıp istediğinde kapattığı bir oturumu kabul etmedik.
Herhangi Bir Partinin Aldığı Oyu Küçümsemek Siyaseten Çok Ayıp Bir Yaklaşımdır
CHP yönetimi bu tavrının gerekçelerini paylaşmak yerine, kendisini eleştiren yurttaşlara yanıt yetiştirme telaşına girmiş gibi gözüküyor. Özgür Özel’in katıldığı bir televizyon programında TİP’i hedef alarak söylediği sözleri gerçekten şaşkınlıkla izledim
CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in Türkiye İşçi Partisi’ni hedef alarak yaptığı açıklamaları şaşkınlıkla takip ettik. Herhangi bir partinin aldığı oyu küçümsemek siyaseten çok ayıp bir yaklaşımdır.
Bir dönem CHP’de siyaset yapıp, oradayken kendileri dışındaki partileri küçümseyip; bir nedenle CHP’den ayrıldığında küçümsediği partilerin oy oranlarının yanına bile yaklaşamayan çok siyasetçi gördük! Özgür Özel’in “Onlara sözlerini ben verdim, ben verdim, ben verdim” diye tekrar etmesi anlaşılabilir bir durum değil. Bu “ben” dilinin çok tehlikeli olduğunu ifade etmek gerekiyor. Türkiye 20 yıldır bunun bir örneğini yaşıyor.
TİP’i Keşke Eksik Muhalefet Ettiği İçin Eleştirseydi
Keşke Türkiye İşçi Partisi’ni AKP’ye karşı eksik muhalefet ettiği için eleştirseydi. Bir muhalefet partisinin başka bir muhalefet partisini “Sen fazla kararlısın, dirençlisin” diye eleştirmesi tek kelimeyle şaşkınlık vericidir. Bu tavrı hiç doğru bulmuyorum.
Bizim muhalefetin tüm renklerine çağrımız bu iktidara karşı daha kararlı mücadele çağrısıdır. Enerjimizi iktidara karşı mücadeleye harcayalım. İktidarla normalleşirken muhalefetin kendisine benzemeyen unsurlarını kötü bir dile muhatap edenleri halkımıza şikâyet ediyoruz
Herhangi bir partinin aldığı oyu küçümsemek siyasetten çok ayıptır. Özgür Özel gibi deneyimli bir siyasetçinin ‘Onlara sözü ben verdim’ diye tekrar tekrar ifade etmesi anlaşılabilir bir durum değil; zaten bu gerçek de değil. Bu iktidara karşı toplumsal direnci zayıflatan bir yaklaşım içerisinde.