Artvin’in Arhavi ilçesine bağlı Ortacalar Bucağı, Küçükköy, Yıldızlı ve Başköy köyleri arasındaki mevkide bulunan Agara Deresi üzerinde kurulması planlanan “Çamlıca-1A Regülatörü ve Hidroelektrik Enerji Santrali (HES)” için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararı verdi. Üzerinde birçok aktif HES’in bulunduğu derede planlanan proje için su yükleme havuzu çıkışından santral binasına kadar 3 bin 576 metrelik alan tünele alınacak.
Tünel için patlamaları yapılacağı bölge, en yakın konuta 50 metre Çifteköprü’ye ise 200 metre uzaklıkta bulunuyor. Regülatör kurulması planlanan bölge ise, Ordu-Trabzon-Rize-Giresun-Gümüşhane-Artvin Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda “Orman Alanı” olarak işaretli. Proje alanının bir kısmı özel mülkiyetlerden oluşurken, alanın büyük kısmı devletin hüküm ve tasarrufu altındaki arazilerden oluşuyor.
Bir doğa müzesi olarak bilinen ve barındırdığı endemik bitki ve hayvan türleri nedeniyle çeşitli akademik çalışmalarda ‘Acil ve Öncelikle Korunması Gereken Alan’ olarak değerlendirilen Kalimet ve Durguna vadilerinde hâlihazırda 3 HES projesi devam ederken, bu HES’lere bir yenisi daha eklendi. Perko Yapı İnş. San. Ve Tic. A.Ş. tarafından Agara Deresi üzerinde 15.856 MW kurulu gücünde Çamlıca-1A Regülatörü ve Hidroelektrik Enerji Santrali (HES) kurulması planlanıyor. Projenin değeri yaklaşık 271 milyon TL olarak hesaplanıyor.
Mutlak Korunması Gereken Bir Vadi
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) HES yapılacak derenin de içerisinde olduğu Kamilet Havzası’nın içinde bulunduğu Kafkasya, uluslararası doğa koruma kuruluşlarınca belirlenen 35 öncelikli Küresel Ekolojik Bölge’den biridir.
- Küçük Kafkasya olarak da anılan Doğu Karadeniz Dağları, zengin biyolojik çeşitliliği ve yaban hayatı ile Kafkasya Bölgesi’nin öncelikli ekolojik koridorlarından biridir. Kafkas horozunun yaşadığı tek alan olan bu coğrafya, dünyadaki 217 kuş endemizm alanı arasındadır. Kamilet havzası subalpin bölümünün el değmemiş habitatları, yoğun kafkas horozu popülasyonuna da ev sahipliği yapmaktadır.
- Doğal yaşlı ormanları ve karşı karşıya bulunduğu tehditler açısından WWF tarafından belirlenmiş olan Avrupa ormanlarının 100 Sıcak Noktası’ndan ikisi bu bölgededir: Karçal Dağları ve Fırtına Havzası.
- Kamilet ve Durguna Vadileri de, gerek Doğu Karadeniz Dağlarının ve gerekse Kafkasya Ekolojik Bölgesinin yukarıda anılan olağanüstü özelliklerine katkı sağlayan, bu yüzden geleceğe bir yatırım olarak düşünülmesi ve öncelikle korunması gereken alanlardır.
- Botanik değerler açısından ülkemizde 122 adet Önemli Bitki Alanı (ÖBA) belirlenmiş olup, bunların 6 tanesi Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Kamilet-Durguna vadileri bu 6 ÖBA alanından biri olan “Doğu Karadeniz Dağları ÖBA”sı içerinde yer almaktadır. Zira yörenin iklimsel koşulları ve sahip olduğu jeolojik ve jeomorfolojik yapı, doğa koruma açısından olağanüstü öneme sahip bir bitki örtüsünün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bölge, aynı zamanda “Doğal Yaşlı Orman” ekosistemlerinin en güzel örneklerini sergilemektedir.
- Bölgede ve yakın çevresinde yapılan çeşitli floristik çalışmalar ve arazi gözlemleri sonucu yaklaşık 1.100 bitki taksonunun yayılış gösterdiği saptanmıştır. Türkiye’nin 11.707 bitki taksonuna sahip olduğu dikkate alındığında, bölgenin botanik değerler açısından oldukça ayrıcalıklı bir yere sahip olduğu görülmektedir.
- Bu tür özel alanların barındırdığı doğal değerler, ülkemizin de taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunması Sözleşmesi (Bern), Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) gibi uluslararası anlaşmalarla koruma altındadır. Bu bağlamda ülkemizdeki bitki türlerinden 114’ü CITES kapsamda olup, bunlardan Anacamptis pyramidalis, Cyclamen coum subsp. coum, Cyclamen parviflorum, Dactylorhiza osmanica var. osmanica, Dactylorhiza romana, Galanthus woronowii, Galanthus rizehensis Iris caucasica subsp. caucasica, Orchis punctulata, Orchis purpurea Kamilet Vadisi’nde yer almaktadır (CITES, 2009). Yine ülkemizdeki bitkilerden 87’si Bern Sözleşmesi kapsamında olup, bunlardan Cyclamen coum, Orchis punctulata ve Vaccinium arctostaphyllos Kamilet Vadisi’nde yayılış göstermektedir.
- Bölge bugünkü doğal yapısını, tabiat tarihi içinde geçirdiği sürece borçludur. Buzul çağının sona ermesi ve buzulların ortadan kalkmasıyla ortaya çıkan bitki örtüsü günümüze kadar çeşitli süksesyon evreleri geçirmiştir. Tamamen doğal koşullar altında gelişmiş ve insan etkisi ile değiştirilmemiş doğal yaşlı orman vejetasyonu bölgede hâkim durumdadır ve bu özelliği ile çok sayıda yaban hayvanı türlerine ev sahipliği yapması sonucunu doğurmaktadır. Primer yapıdaki bitki örtüsü, tabiat tarihi açısından bir doğal miras niteliği taşımaktadır.
- Kamilet ve Durguna Vadilerinin mutlak koruma bölgesindeki yaklaşık 19 bin hektarlık alan, ülkemizin sürdürülebilir geleceği için bir yatırım olarak koruma altına alınmalı ve mümkünse milli park olarak ilan edilmelidir. Bu denli özel bir alanın, HES gibi tek bir amaca tahsisi ve tahribi, ülkemiz için telafisi imkânsız bir hata olacaktır.
- Diğer yandan, bu eşsiz bölgenin 1. Derece Doğal Sit olması için de 2011 yılından beri çaba harcanmaktadır. Kamilet’in böyle bir yaklaşımla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Kesin Korunacak Hassas Alan” statüsüne alınması da olumlu bir seçenek olarak değerlendirilmektedir.
- Aksi halde, HES ya da başka herhangi bir kısa vadeli yatırım uğruna, el değmemiş nadir bu ekosistemin geri dönülmez bir şekilde heba edilmesi; temiz hava, içme suyu, verimli toprak, gen kaynakları gibi ekosistem hizmetlerinin ve geleceğe dair umutların da yok olması anlamına gelecektir.
Derede Çok Sayıda HES Var
Agara Yaylası’ndan doğan Agara Deresi, Kapistre Deresi’nin iki ana kolundan birisi olan Orçi Deresi’ni oluşturuyor. Hem Agara hem de Orçi dereleri üzerinde ise aktif çok sayıda HES bulunuyor. Yeni projenin üst tarafında Kapistre Deresi’nin kollarından olan Dülgerli Deresi üzerinde Balıklı 1 Regülatörü, Zurgiza Deresi üzerinde Balıklı 2 Regülatörü ve Agara Deresi üzerinde Balıklı 3 Regülatörü bulunuyor.
Balıklı HES kuyruksuyu ile Çamlıca 1A regülatörü gövdesi arasındaki uzaklık sadece 200 metre. Yine Kapistre Deresi’nin kollarından olan Dikme Deresi üzerinde Meşeli II Regülatörü ve Zurgiza Deresi üzerinde Meşeli I Regülatörü, Agara Deresi üzerinde Soğuksu 1 ve 2 regülatörleri aktif olarak çalışıyor. Öte yandan Orçi Deresi üzerinde Kavak 1 Regülatörü ve Sidere Deresi üzerinde Kavak 2 Regülatörü mevcut olarak işletiliyor. Yeni kurulacak HES, Meşeli ve Soğuksu HES’lere 2 buçuk kilometre uzaklıkta yer alacak.
Kurdoğlu: Bırakın HES’i Sandalye Bile Konulmaz
Durguna ve Kamilet vadilerinin korunması gereken statüyü kazanması için yaptığı çalışmaların sonuçsuz kaldığını ifade eden KTÜ Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, yaptığı açıklamada, “Burada bırakın HES yapılmasını bir sandalye koymak için bile bir alanın düzeltilmemesi lazım. Bu alan çok özel alabalık rezervi de taşıyor. Burada bin yüze yakın endemik bitki türü var. Burası milli park olmayacaksa, dünyada milli park olacak bir yer yok demektir. Oranın milli park olabilirliği benim ikinci yüksek lisans tez konumdu. Biz etüt raporları hazırlayıp Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne vermiştik. Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun bile ikna olduğu ama daha yukarısının ikna olmadığı söylendi bize. Daha sonra herhangi bir çalışma devam etmedi” dedi.
“ÇED Çevreyi Mahveden Bir Süreç”
Türkiye’de Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin gerekli teknik münazaradan yoksun olduğunu dile getiren Kurdoğlu, “Türkiye’de ÇED bir yapılabilirlik manifestosu olarak kullanılıyor ve mutlaka ‘yapılabilir’ olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle ülkemizde 72 bin ÇED başvurusundan sadece 66 ÇED raporuna bakanlık tarafından ‘olumsuz’ cevabı verilmiştir. Bu çok manidardır. Bunun anlamı şudur; ÇED, Çevresel Etki Değerlendirme süreci değil, çevreyi mahveden bir süreçtir” ifadelerini kullandı.