Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’te buluşuyoruz” şiarıyla. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt Meselesinin demokratik çözümü talebiyle günlerdir çalışma yürüten Kürt siyasetçiler bu kapsamda Diyarbakır’da bulunan İstasyon Meydanında miting kararı aldı ancak Valilik eylemi yasaklamasına rağmen DEM’ parti DBP mitingi yapmakta kararlılık bildirisinde bulundu ve insanları miting için istayon meydanın da toplanmaya çağırdı. Çağrıya uyanlar sabah saatlerinden bu yana İstasyon meydanına yürümeye çalışırken polis tarafından engellendiler. Miting öncesi Diyarbakır İstasyon Meydanı abluka alındı. Kitle bunun üzerine kentin birçok noktasında bir araya geldi. Polis engeline tepki gösterildi.
Polislerin “Talimatla iş yapıyorsunuz” sözlerine tepki gösteren DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar, “Siz sizi aşan konuşmalar yapıyorsunuz. Anayasa Mahkemesinin (AYM) toplantı ve yürüyüşe dair aldığı kararlara bakın. Vali bu kararın üzerinde karar alıyor. Siz provakasyon yapmaya gelmişsiniz” dedi.
Burada toplananlar, sık sık “Bijî Serok Apo”, “Direne direne kazanacağız” sloganları ile yürüyüşe geçti. Yürüyüşe geçenler, çeşitli sokaklardan meydana doğru yürüyüş düzenledi. Polisler, baro seçimlerinin olumsuz etkilendiğini belirten avukatlara da saldırdı.
Rezan’ın Her Yeri Direniş Alanı
Bağlar/Rezan ilçesine bağlı Fırat Mahallesi’nde toplanan kitle, sık sık “Bijî Serok Apo” sloganı attı. DEM Parti Milletvekili Ali Bozan, Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride dikkat çekerek, “Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanana ve Kürt sorunu demokratik çözüme kavuşana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Bozan ve beraberindekiler, daha sonra Kürtçe şarkılar eşliğinde sokak aralarında yürüyüş gerçekleştirdi. Sık sık “Bijî Serok Apo”, “Bijî berxwedana İmralı” ve “Bijî berxwedana zindanan” sloganları atıldı. Kitle, Cemiloğlu Caddesi’nde bir araya geldi.
Bu arada mitinge katılmak için Tekerlekli sandalyeleriyle eyleme katılan kişiler dikkat çekti.
Gençlerden Yürüyüş
Sur ve Yenişehir ilçesinde de gençler sokaklara çıktı. Ekinciler Caddesi’nde bir araya gelen gençler, zafer işaretleriyle yürüyüş gerçekleştirdi. Sokak sokak yürüyen gençler, İmralı tecridine dikkat çekti.
Gençler sık sık “Bijî Serok Apo”, “Gençlik Apo’nun fedaisidir” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları attı. Çevredeki yurttaşlar da gençlere alkış ve zılgıtlarla destek verdi. Engellemelere rağmen bir araya gelen binlerce kişi, ‘tecrite karşı omuz omuza’, ‘baskılar bizi yıldıramaz’, ‘tecrite hayır, barış hemen şimdi’ sloganları atarak bekleyişini sürdürüyor
Kadınlar, bekleyiş sürerken zılgıt ve şarkılar eşliğinde halaya durdu.
Vekiller Protesto İçin Yolu Kapattı
Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ile çok sayıda milletvekili de mitingin başlangıç noktası olan AZC Plaza önüne buluşarak eyleme katılmak için yürüdüler.
İstasyon Meydanı’nda “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” şiarıyla yapılmak istenen mitinge katılmak üzere Bağlar ilçesinden kitleyle birlikte harekete geçen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, polis tarafından engellendi. Polisin Cemiloğlu Caddesi’nde ablukaya aldığı DEM Parti milletvekilleri ve kitleye, çıkışlara izin verileceği söylenmesine rağmen saatlerce izin verilmedi. Bunun üzerine DEM Partili vekiller, araçlarını yola çekerek, oturma eylemi yaptı. Yolu trafiğe kapatan vekillerin eylemi sürüyor.
İki Ortadoğu Projesi Var
Eylemde toplanan kitleye seslenen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorununun çözümü için İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’a işaret etti. “Özgürlük” eyleminde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorununun çözümün İmralı’dan geçtiğini vurguladı.
Tüm sorunların Kürt sorunundan kaynaklandığını dile getiren Uçar, şunları söyledi: “Bu kadar zaman geçti, iktidarlar değişti, Kürt sorununa dair projesi olan cesaretli iktidarlar olmadı. 9 Ekim uluslararası komplo da iki sistem savaşıydı. Başta Kürt halkının özgürlüğü olmak üzere Ortadoğu’daki bütün halkların özgür eşit yaşamını hedefleyen demokratik Ortadoğu projesiydi. Diğer proje hegemonik güçlerin önderliğini yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi’ydi. 9 Ekim komplosu bu iki sistemin çatışmasıydı. Sistem kendisine alternatif üreten, demokratik Ortadoğu sistemini ve onun öncüsünü Ortadoğu’dan çıkararak, bugün yaşadığımız savaşların insanlığa yaşatmaya devam ediyor. Bu Kürt sorunu nedir? Her zaman söylüyoruz, anlayan var anlamayan var. Dinleyen var, dinlemeyen var. Kürt sorunu, Kürtlerin anavatanının parçalanarak, inkâr edilmesi, toplumun gerçekliklerinin en derinden bölünerek, kendileri olmaktan çıkarılmasıdır.
Özgürlük Paradigmasından Korkmayın
Kürtlerin siyasi iradelerine ket vurularak, devletlerin inkâr ve imha siyasetine boyun eğmeye zorlanmaladır. Kürt sorunu, Kürtlerin özgür yaşamama sorunudur. Ulus olmaktan çıkarılma sorunudur. Bu tespit, Kürt halkının önderi Sayın Öcalan’ın tespitidir. Kürt sorunu, ‘çözdük’ deyip, inkâr edilen sorundur. Herkes duysun; Kür sorunu bir güvenlik sorunu değildir, bir demokrasi sorunudur ve özgürlükler sorunudur. Statü sorunudur. Kim çözecek bu sorunu? Kim elini taşın altına koyacak? Kim bu yüzyıllık inkârın seyrini değiştirecek? Var mı adres. Halkımıza soruyorum. Kürt sorununu demokratik çözümünde muhatap kim? Korkmayın Sayın Öcalan’ın fikirlerinden, Sayın Öcalan’ın projesinden korkmayın. Ezilen halklara sunduğu özgürlük paradigmasından korkmayın.
Kapılar Açılmalı, Fikirler Konuşulmalı
Bir projeniz yok, siyasi bir cümleniz yok. Yıllardır aynı şeyi söylüyorsunuz. Bugün bu irade, bu tablo size bir mesaj veriyor. Kaldırın bütün engellemeleri, tarihi bir sorumluluk alın. Önce Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayın, sonra bu çözümde rol alın. Yüzyıldır bu toplumu ‘terör’ kavramıyla kandırıyorsunuz. ‘Terör’ dediğiniz şey Kürt halkının değerleridir. Kürdistan’ın her yerinde, batıda insanlar yollarda, ayakta sözünü söylüyor. Niye? ‘İnsanlar ölmesin’ diye, ülke krize boğulmasın diye. Yan yana oturup konuşabilelim. Görünmeyen yerden bize mikrofonlardan bağırmayın diye. Bu halkın iradesine artık kulak verin diye. Bu kadar görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum zihniyeti bitirdi ülkeyi. Yeni bir anayasadan bahsediyorsunuz. İç barıştan bahsediyorsunuz, toplumsal barıştan bahsediyorsunuz. Neyin üzerine kuracaksınız? İnkârın üzerine mi? Tecridin üzerine mi? Yokluğun üzerine mi kuracaksınız? Artık kapılar açılmalı, fikirler konuşulmalı.
Sayın Öcalan Güçlü Bir Fırsat
Barış erdemdir, yüzleşmek erdemdir. Tecrit uyguladığınız İmralı’da hangi hukuku uyguladığınızı açıklayın bu topluma. İmralı’da uygulanan hukuk, Türkiye iç hukuku değil, evrensel hukuk değil, korsan bir hukuktur. Devlet, İmralı’da korsan bir hukuk işletiyor. Barış olmasın, çözüm olmasın diye. Sayın Öcalan, bu ülke için güçlü bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz. Sözümüz Türkiye’de yaşayan bütün gazetecilere, sözümüz aydınlara, sözümüz akademisyenlere, sözümüz Türkiye halklarına; barışla ilgile ve demokratik çözümle ilgili kalem oynatın, söz söyleyin. Dünü kaçırdık, ama dünü kaybetmedik. Bugün bizim, yarın da bizim. O yüzden bütün herkesi Sayın Öcalan tecridine karşı durmaya, demokratik bir Türkiye ve Kürt sorunun demokratik çözümü için sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu ülkenin demokratik hale gelmesi, Kürt halkının ve Türkiye halklarının özgür olmasının yolu da İmralı’dan, Sayın Öcalan’dan geçiyor. Bunu siz de biliyorsunuz, bunun için mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz. Kürt halkı özgür olacak, Türkiye demokratik bir ülke olacak”
Türkiye Barışı Böyle Sağlanmaz
Polis ablukası altında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, mitingin yasaklanmasına tepki göstererek, “Türkiye’de barışı böyle sağlanmaz” dedi ve şöyle konuştu: “Bugün karşılaştığımız tablo, aslında ‘Türkiye barışını sağlayacağız’ diyenleri ters köşe yapan bir tablodur” dedi. Bakırhan, “Türkiye barışı böyle sağlanmaz. Türkiye barışı, bir memurun Eş Genel Başkanımızın sesini kesmesi ile sağlanamaz. Ona sesleniyorum, işini yap. Bu ülkede savcılar var. Bizim muhatabımız siz değilsiniz. Bizim muhatabımız bize cevap verir. Oradan konuşmama müdahale etmeyin. Ortamı provoke etmeyin. Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce insan komployu, tecridi kınamak için yollara düştüler. Amed’e gelmeye çalıştılar. Komployla, bu tecritle nereye vardı bu ülke onu düşünün.”
‘Meclis’te de Burada da Konuşuruz.’
Bakırhan, “Tecrit uyguladınız, İmralı’ya kilit vurdunuz. Ekonomi çöktü, toplum çürüdü, toplumsal gerginlikler had safhaya çıktı. Komplo ve tecrit başarılı olsaydı onbinler bugün burada seferber olmazdı. Politikanız iflas etti, bunu kabul edin. Türkiye ciddi bir sıkışmışlık içindedir” dedi. Eşit bir yaşam isteyenlerin komploya ve tecride karşı olduklarını belirten Bakırhan, şunları söyledi: “Biz Meclis’te de burada da konuşuruz. Mecliste konuştuklarımızın aynısını konuşmaya devam edeceğiz. Bu komplo sistemi Türk ve Kürt halkını çatıştırmak için uluslararası güçler tarafından uygulanan yöntemdir. Bu komplo, İmralı’da boşa çıktı. İmralı, tarihsel Kürt ve Türk halkının bir arada yaşaması için, demokratik bir cumhuriyette yaşaması için bunu boşa çıkardı. Sizler İmralı kapılarına kilit vurarak, ülkenin demokrasisine zarar veriyorsunuz. Bu ülkenin milyonları ‘Kürt anadilini konuşmasın’ diye, tecrit için harcadınız. Barış içinde birlikte demokratik bir şekilde yaşayalım diyen Sayın Öcalan’ın sesini duyalım. Sayın Öcalan, Kürt halkının barış umududur. Sayın Öcalan’ı bir hücrede tutamazsınız, bir odaya sığdıramazsınız. Sayın Öcalan İstanbul’daki emekçidir, Amed’deki kadın yoldaşlardır.
‘Çözümü Uluslararası Kapılarda Aramayın’
Toplumsal barışın sağlanmasının bir adresi İmralı’dır. Diğer adres Meclis’tir. İmralı kapılarını açın. Bu komplo ve tecrit politikalarının karşısında durmaya devam edeceğiz. Sayın Öcalan’ın uzattığı barış eli bu ülkenin umududur. Buradan Meclis’e de sesleniyorum; Meclis, bu sorunu artık güvenlik sorunu olarak değerlendiremez. Yeter. Gençler iş ve aş bulsun, yaşadıkları yerde doysun isteniyorsa, yaşamını yitirmesin isteniyorsa, Ortadoğu’daki savaşın sıçramasını istemiyorsa işin muhataplarıyla birlikte Kürt meselesinin çözülmesini sağlamalıyız. DEM Parti buna hazırdır. Bu barış, tecrit politikalarıyla olmaz. İmralı’ya vurulan kilitle olmaz. Biz bütün bedellere, acılara, zulümlere rağmen Türkiye’de barış diyoruz. Çözümü uluslararası kapılarda aramayalım diyoruz. Son yapılan yerel seçimlerde de halk tecrit politikasına ‘hayır’ dedi.” (MA)