Çorum’da ülkücüler tarafından 1980 Mayıs-Temmuz aylarında yapılan katliam sonucu çoğu Alevi olmak üzere resmi kaynaklara göre 57 yurttaş yaşamını yitirdi, yüzlerce insan yaralandı. Saldırılar sonucu Alevi ve solculara ait çok sayıda ev ve işyeri de kullanılamaz hale getirildi.
DAD( Demokratik Alevi Dernekleri) Genel Merkezi, Çorum Katliamı’nın yıldönümünde yazılı açıklama yaparak, yaşamını yitirenleri andı. Yapılan saldırılarda devletin sorumluluğuna dikkat çeken DAD Genel Merkezi, şu açıklamayı yaptı: “27 Mayıs 1980’de Gün Sazak’ın öldürülmesini bahane eden sivil faşistler ‘Kana Kan İntikam- Kanımız aksa da zafer İslam’ın’ diyerek sokağa inip Çorum’da halka saldırmaya başlamıştır. Sürekli kargaşanın yaşandığı Çorum’da 1 Temmuz’a kadar yer yer saldırılara çatışarak direnerek cevap veren Çorum halkı ve sol güçler, 2 Temmuz’daki sokağa çıkma yasağına kadar direnmiştir. 2 Temmuz’da sokağa çıkma yasağına rağmen sivil faşistler, sokakta istedikleri gibi hareket edip önceden belirledikleri Alevilerin ve sol görüşlü kişilerin evlerine girip canlarımızı katletmişlerdir.
4 Temmuz’da TRT’nin Milönü Mahallesi’nde bulunan Alâeddin Camisinin bombalandığı ve kurşunlandığı şeklinde yalan haberinden sonra cuma namazından çıkan kışkırtılmış lümpen kalabalıklar, sivil faşistlerin önderliğinde Çorum merkez ve ilçelerinde saldırıya geçmişlerdir. Devlet tüm olanlara göz yummuş, her zaman olduğu gibi katillere kol kanat germiştir” 10 Temmuz’da olaylar sonlandığında 57 canımız katledilmiş, 300’e yakın canımız yaralanmış, 300’e yakın ev ve iş yeri tahrip edilmiştir.
“Katledilen Canlarımızı Saygıyla Anıyoruz”
Çorum Katliamı’na ‘Çorum olayları’ demek hakikatin çarpıtılmasıdır. Çünkü 1980 yılında Çorum’da yaşananlar düpedüz devlet gözetiminde bir katliamdır. 1980 yılının Mayıs ayında başlayıp Temmuz ayına kadar devam eden ve Alevi kırımına dönüşen bir katliamdır.
Her Alevi katliamında olduğu gibi Çorum Katliamı’nda da inançsal, fiziksel, kültürel, ekonomik soykırım sürecine tabi tutularak yaşam alanlarından kopartılan Aleviler, sığındıkları yerlerde inançlarından, dillerinden, kültürlerinden uzaklaştırılıp kaba bir asimilasyon sürecine itilmişlerdir. Her katliam sonrası Aleviler hem canlarını, hem mallarını, hem de inançlarını kaybetmeyle yüz yüze kalmışlardır ve devlet her katliam sonrasında olduğu gibi demografik yapıyla oynamış, Türk İslam sentezi çerçevesinde Sünnileştirme projesini hayata geçirmiştir. Çorum’u da, Ortaca, Maraş, Sivas ve Malatya’da olduğu gibi Alevilerden arındırmaya çalışmıştır. Çorum’da katledilen canlarımızı, katliamın 44. yılında saygıyla anıyoruz. Hakk aşkına, Hakk’a yürüyen canlar için özümüz dardadır.” (PİRHA)