İzmir’in Konak ilçesinde, haşere ilaçlamasının ardından 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı’nın hayatını kaybetmesi, bir sistem krizini daha gözler önüne seriyor. Bu trajedi, bireysel ihmallerin ötesinde, toplumun üzerine çöreklenmiş denetimsizlik, umursamazlık ve “kâr her şeyden önce gelir” anlayışının acı meyvesidir.
Bir Bebeğin Hayatını Kim Geri Verebilir?
Recep Kınalı, oğlu Altay’ın mezarı başında gözyaşlarıyla adalet arıyor. Ancak bu arayış sadece bir babanın çığlığı değil; halkın, hayatı hiçe sayan uygulamalara karşı duyduğu öfkenin bir tezahürü. Baba Kınalı’nın “Pis insanlardan oğlumu koruyamadım” sözleri, sadece bireylerin vicdanına değil, kamunun görevini yerine getirmediği bir düzenin yüzüne çarpıyor.
Denetimsiz İlaçlama: İnsan Hayatını Hiçe Sayan Sistem
Olayın ardından yapılan açıklamalarda, ilaçlamayı gerçekleştiren kişilerin tutuklandığı bildirildi. Ancak bu bir çözüm mü? Hayır. Çünkü bu tür vakalar sadece ihmallerle değil, kamu otoritelerinin yıllardır süregelen gevşek denetimleriyle gerçekleşiyor. Apartmanlarda veya iş yerlerinde yapılan ilaçlamalarda kullanılan maddelerin yeterince kontrol edilmediği, prosedürlerin kağıt üzerinde kaldığı aşikâr.
Sorular Yanıt Bekliyor
- İlaçlamada kullanılan kimyasalların insan sağlığı üzerindeki etkileri neden önceden değerlendirilmedi?
- Bu ilaçlama öncesinde apartman sakinlerine gerekli bilgilendirme neden yapılmadı?
- İlgili ziraat mühendisinin ve ekibin eğitim ve yeterlilik belgeleri düzenli kontrol edilmiş miydi?
- Olay sonrası neden AFAD, ölçümlerde “değerlerin normale döndüğünü” açıklarken hâlâ bir çocuğun hayatını kaybettiği gerçeği karşısında susuyor?
İnsan Hayatından Daha Önemli Ne Var?
Bu olay, bir çocuğun hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı, ancak benzer ihmaller her gün farklı yerlerde yaşanıyor. İlaçlama gibi hayati bir konuda bile kamu sağlığı, kâr hırsının ve denetimsizliğin kurbanı oluyor. Sistematik çözümler getirilmedikçe, bugün Altay’ın hikâyesi yarın başka bir isimle tekrarlanacak.
Adalet ve Değişim Zorunludur
Altay’ın babası haklı: “Oğlum için hak, adalet, hukuk savaşını vereceğim.” Ancak bu savaş bireylere bırakılmamalıdır. Devlet, toplum ve kamuoyu, bu trajediyi sadece yargı yoluyla değil, köklü reformlarla cevaplamalıdır. Eğer bu ülkede insanların hayatı gerçekten bir değer ifade ediyorsa, sistem baştan aşağı değişmelidir. Aksi takdirde, Altay gibi masumların anısı, bir utanç mirası olarak kalacaktır.
NE OLMUŞTU?
İzmir’in Konak ilçesindeki bir apartmanda haşere ilaçlamasının ardından 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı, zehirlenerek hayatını kaybetmiş, hastaneye kaldırılan 3 kişi tedavileri sonrası taburcu edilirken, bina da boşaltılmıştı. Gözaltına alınan şüphelilerden ilaçlamayı yapan ziraat mühendisi B.Ö. (47) ile ilaçlamaya yardımcı olan çalışan E.G. (44) tutuklanmış, işe aracılık eden E.G. (46) adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.