Beş kardeşin trajik şekilde hayatını kaybetmesinin hemen ardından iktidar, “yerli ve milli aile” vurgusuyla “kutsal aileyi” koruma planlarını tartıştı. Yetkililerin sessizliği dikkat çekerken, aile temelli dinî söylemler öne çıktı.
İzmir Selçuk’ta, beş çocuğun yanarak hayatını kaybettiği trajik olayın ertesi günü, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu” adı altında bir toplantı yapıldı. Toplantıda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş başta olmak üzere bakanlar ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş “kutsal aile”yi öven konuşmalar yaptı. İktidar, “yerli ve milli aile” yapısının korunması gerektiğini öne sürerken çocukların ölümüne dair kayda değer bir tepki verilmedi.
Bakan Göktaş, beş kardeşin ölümüne ilişkin 40 saat süren sessizliğinin ardından yalnızca, “Soruşturmayı dikkatle takip ediyoruz,” diyerek açıklamasını geçiştirdi. Ailelerin refahını artırma ve iş-ev uyumunu güçlendirme gibi soyut planlardan söz eden Göktaş, iktidarın ailelerin ekonomik zorluklarına dair doğrudan bir çözüm sunmadı.
Aile Adı Altında Dinî Söylemler
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, aile değerlerinin korunması için yürütülen dinî faaliyetleri sıralarken “Aile Haftası, Koruyucu Aile Günü” gibi etkinliklerle 1,2 milyon vatandaşa ulaştıklarını belirtti. Erbaş, “aile bilinci eğitimi”, “4-6 yaş Kur’an kursu” gibi programlarla “kutsal aile”yi güçlendirme hedefine vurgu yaptı.
Hedef: Doğum Oranını Artırmak
Toplantıda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, toplum huzurunun aileye bağlı olduğunu iddia ederken, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ise doğurganlık oranlarının düşmesine dikkat çekerek “aile yapısını koruma” gerekçesiyle doğum oranlarının artırılması gerektiğini savundu. Bu söylemler, iktidarın demografik yapıya müdahale etmeye yönelik niyetini ortaya koyarken, çocukların hayatını yitirmesinin yarattığı toplumsal acı gündeme alınmadı.
2025 yılı bütçesinde aileyi koruma programları için ayrılan 16,7 milyar liralık bütçe ise, ekonomik krizde halkın doğrudan ihtiyaçlarına yönelik bir çözüm yerine aileyi “kutsal” adı altında dinsel bir çerçevede güçlendirme programlarına aktarılacak gibi görünüyor.