İskenderun Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Befesa Silvermet Çelik Tozu Geri Dönüşümü A.Ş. işçileri, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş sendikası üyesi olarak toplu iş sözleşmesi talepleri karşılanmadığı için başlattıkları grevin 61. gününde zafer kazandıklarını duyurdular. İşçiler, toplu iş sözleşmesiyle önemli kazanımlar elde etti.
Befesa Silvermet işçilerinin 61 gün süren grevi, işçi mücadelesinin dayanışma ve kolektif direnişle nasıl başarıya ulaşabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. İşçilerin taleplerine kulak tıkayan işveren, grev boyunca karşısında kararlı ve örgütlü bir duruş buldu. İşçiler, sadece ekonomik haklarını değil, çalışma koşullarını da iyileştiren kazanımlar elde ederek grevi sonlandırdı.
Bu mücadele, mevcut sistemin işçiler üzerindeki baskısını bir kez daha ortaya koyuyor. İktisadi düzen, emeği yalnızca bir üretim aracı olarak görüp kârı en üst düzeye çıkarmayı hedeflerken, işçiler yaşam koşullarının kötüleştiği bir düzende hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Befesa örneğinde de görüldüğü gibi, işçilerin talepleri dikkate alınmadığında, güçlerini kolektif olarak kullanarak, haklarını geri alabileceklerini gösteriyorlar.
Grevde işçilerin dayanışması, örgütlü gücün ne denli etkili olabileceğini bir kez daha ispatladı. Ücret artışlarından sosyal haklara, ikramiyelerden fazla mesai düzenlemelerine kadar birçok kazanım elde edildi. Bu zafer, işverenlerin dayattığı şartlara boyun eğmeyen ve birlikte hareket eden işçilerin, birlikten doğan gücün somut bir örneğidir. Bu kolektif direniş, aynı zamanda işçiler arasında eşitlik, özgürlük ve dayanışma prensiplerinin nasıl pratiğe dökülebileceğini de gösteriyor.
Grev boyunca işçiler, yalnızca kendi işyerlerindeki koşulları değiştirmekle kalmadı; aynı zamanda, sermayenin dayattığı adaletsiz koşullara karşı bir itiraz sesini yükselttiler. Bu mücadele, işçilerin örgütlenerek sermayenin çıkarlarına karşı durduklarında, sadece ekonomik değil, toplumsal bir değişim gücü de oluşturabileceğini ortaya koyuyor.
Befesa grevi, emek mücadelesinin yalnızca bireysel kazanımlarla değil, geniş bir sınıfsal dayanışma ve toplumsal dönüşüm potansiyeli taşıdığını gösteriyor. İşçilerin direnişi, mevcut sistemin işleyişine karşı durabilmenin mümkün olduğunu ve kazanımların ancak örgütlü mücadeleyle elde edilebileceğini bir kez daha kanıtlıyor.