Türkiye’nin orman varlığı giderek azalırken AKP orman varlığını artırmak yerine ormanlardan kazanç elde etme peşinde. OGM tarafından yangın önlemi gerekçesi ile ormanlardaki güçlü ve eko sistemin ayakta kalması için gerekli olan ağaçlar kesiliyor. Ekoloji aktivistleri ve ormancılar orman yangınını önlemek için ağaç kesmenin giderek terk edilen yanlış bir uygulama olduğunu belirtiyor ve AKP’nin asıl derdinin Ormanları yangına karşı güçlendirmek değil kütük satışı ile para kazanmak olduğundan söz ediliyor. İşlenen bu doğa cinayetlerine bir yenisi ise ülkenin korunması öncelikli olan ve biyosfer rezerv alanı ilan edilen ve içerdiği biyolojik çeşitlilik bakımından Türkiye’nin tropikleri kabul edilen Artvin Borçka’daki Macahel Camili ormanlarında yoğun ağaç kesimleri yaşanıyor. Borçka’da bulunan Camili, Düzenli, Efeler, Kayalar, Maral ve Uğur köylerini bünyesinde barındıran Türkiye’nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı olan Macahel (Camili Havzası), her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlarken bu seferde Uğur köyde yapılan ağaç kesimi ile gündeme geldi.
Biyosfer rezerv alanlarının insan ve doğa arasındaki ekolojik, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan dengeli ve sürdürülebilir ilişkilerin kurulduğu ve UNESCO’nun İnsan ve Biyosfer (MAB) Programı içerisinde yer alan karasal veya kıyı ekosistemlerine sahip alanları iken şimdilerde ise Macahel Uğur köy bölgesinde yapılan ağaç kesimi ile dikkat çekti. Bu duruma kabul edilemez bir cinayet olarak bakan Ormancılar ve köylüler kesimlere tepki gösterdiler.
Türkiye’nin ilk ve tek biyosfer rezervi Artvin İli Borçka İlçesi sınırları içerisinde yer alan Macahel bölgesindeki ağaç kesimlerine köylüler tepki gösterdi. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu bölgeye gelerek incelemelerde bulundu. Kurdoğlu, “Korunması içinde çok çalıştığımız bu bölgede, muazzam ağaç kesimleri var ve bu kabul edilmez bir durumdur” dedi.
“Her Zaman Gördüklerimizin Çok Üstünde Bir Kesim var”
Kurdoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Burası biyoloji çeşitliliği korunması ve sürdürülebilmesi için yaşamın idamesi açısından biyosfer rezerv ilan edildi ve bir diploma verildi. Bunun anlamı şudur; buradaki hem geleneksel yaşam sürecek hem de buranın biyolojik çeşitliliği ve doğal varlıkları ve doğal kaynakları da sürdürülebilir bir şekilde yönetilecek. Şimdi bugün burada yoğun orman var doğal yaşam ormanı dediğimiz ve göz bebeğimiz gibi bakmamız gereken korunması gereken bir orman tipi bu. O zaman burada rutin ormancılık faaliyetleri artık yapılmamalı. Belki ekonomik sebeplerle ve belki başka, bilemiyoruz ama burada her yıl ve her zaman gördüklerimizin çok üstünde bir kesim var. Biz burayı ve bu doğal varlıkları koruyacak şekilde burayı yönetmek zorundayız.
Şimdi baktığımız zaman ve tabi buraları görmeden anlayamazdık ama unutmayalım ki bu alan bizim normalde her zaman gelip projelerimizi yürüttüğümüz ve hayran olduğumuz korunması içinde çok çalıştığımız bölge. Ama şimdi baktığımız zaman muazzam kesimler yapılıyor. Burada bir hata var. Elbette hepimiz ormancıyız, burayı yöneten de ağırlıklı olarak ormancılardan oluşuyor ama sürdürülebilir bir ormancılık olmadığını söyleyebiliriz. Burasına farklı gözle bakılıp farklı uygulamalar yapılmalıdır ve burası bir koruma alanı olarak varlığını sürdürmelidir.”
“Bir Taraftan Biyosfer Rezerv Alanı İlan Ediliyor Ve Bir Taraftan da Ağaç Kesiliyor”
Uğurlu köyünden Metin Özbek şunları söyledi: “Burası biyolojik çeşitliliğiyle biyosfer rezerv alanı ilan edilmiştir ve bir de aşağıda bir bal ormanı yapılmıştır. Şimdi burada anlamaya çalıştığımız konu, burada neden orman kesiminin yapılıyor? Bir taraftan biyolojik çeşitliliğiyle biyosfer rezerv alanı ilan ediliyor ve bir taraftan da ağaç kesiliyor. Bu bir tezat oluşturmuyor mu? Muhatap olacak kimseyi bulamıyoruz, gerekli olan yazıları yazdık. Valiliğe, orman bölge müdürlüğüne, kaymakamlığa, Borçka Orman İşletme Müdürlüğü’ne, UNESCO’ya topladığımız imzalarla birlikte yazılarımızı gönderdik. Bakın burada kesilen ağaçları bizlere orman işletmesinin anlatması gerekmiyor mu? Bir taraftan biyolojik çeşitliliğiyle biyosfer rezerv alanı ilan edeceksiniz ve bir taraftan da ağaç keseceksiniz.”
“Bu Ağaçları Dedelerimiz Korumuş Ve Bu Hale Getirmiş, Biz Bu Ağaçları Kesemeyiz”
Macahel ’de yaşayan Hasan İpek “Burası gördüğünüz gibi ormandır. Burada çok ağaç çeşidi vardı yüz, iki yüz ve hatta üç yüz senelik ağaçlar vardı ve kesim yüzünden burası mahvoldu. Köylü olarak buradaki ağaçların kesilmesini istemiyoruz ve ne kadar elimizden gelirse burada ağaçların kesilmesini engellemek için çalışacağız ama durdurur muyuz onu bilemem. Buradaki ağaçları dedelerimiz korumuş ve bizler bunları korumamız gerekirken neden kesiyoruz? Buraları ormancılar korumadı, bizim dedelerimiz korudu. Yenileme olur mu burada yeniden ağaç ekilse torunlarıma yetişmez ve zaten dikilmiyor ki gürgen yetişsin” dedi.
“Bölge İnsanı Olarak Milyonlarca Yıldan Beri Macahel’de Orman Kesimi Yapılmamış”
Maral Köyü Muhtarı Mehmet Kurban, şu şekilde konuştu: “İnsanlarımız milyonlarca yıl bu doğada yaşarken doğayı korumuş. Ülkenin tek biyosfer alanı dediğimiz Macahel bölgesi tam da içinde olduğumuz bölgedir. Macahel bölgesi yaklaşık 25 bin hektar alandan oluşan bölge. 990 adet bitki türü ve bunların 23 tanesi endemik türünün ev sahipliğini yapan bir bölge. Gelin görün Macahel bölgesi biyosfer rezerv alanıdır ve biz bununla övünüyoruz ve her gittiğimiz yerde bunu anlatıyoruz ama bölgemizde müthiş bir orman kesimi var. Bölge insanı olarak milyonlarca yıldan beri Macahel’de orman kesimi yapılmamış ve bu orman kendini bir şekilde tedavi etmiş, yenilemiş. Burada orman kesimi yapılmaz ise ne olur ve çok büyük bir bütçe açığımı olur?”
“Türkiye’nin Tek Biyosfer Rezerv Alanında Gördüğümüz Manzara Çok Kötü”
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, “Biyosfer rezerv alanındaki yaşayan köylülerimizin bir daveti sonrasında bu işin uzmanı hocalarımızla birlikte buraya geldik. Biyosfer rezerv alanı olarak Türkiye’de tek bir yer burası ve maalesef. Artvin’in her yerinde çeşitli sorunlar var ama ve biyosfer rezerv alanı olan bir yerde böyle bir şey olmaz diye düşünüyorduk açıkçası ama gelip gördüğümüzde maalesef burada da inanılmaz bir orman kesimi var. Türkiye’nin çok az korunan alanları var ve burada bu manzarayı görmek çok kötü bir şey ve asla kabul edilecek bir durum değil ve hiç değilse insan vicdanı buraya dokunmaz diye düşünüyoruz ve inanın nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum ve hiç değilse bu tür alanlara insaf edin ve burayı rahat bırakın” diye konuştu. (ANKA)