Ekolojik talan denilince akla gelen, maden, enerji, yol, inşaat gibi birçok alanda gözünü ormanlara, yaylalara, yaşama alanlarına diken Cengiz Holding, birçok ilde talanını sürdürüyor. Cengiz Rize’nin İkizdere ilçesinin Eşkencedere Vadisi’ni taş ocağıyla talan eden, Karadeniz Sahil Yolu’nun bir kısmı, Trabzon ve Artvin’de baraj, Murgul’da maden ihaleleri, denize dolgu yapma usulüyle inşa ettiği Ordu-Giresun ve Rize-Artvin havalimanları gibi birçok ekolojik yıkıma imza atmıştı. Yine Muğla Bodrum ilçesindeki Cennet Koyu’nu tahrip etmeye devam eden Cengiz, Çanakkale Kaz Dağları’nda 1 milyon ağacın kesimini sürdürüyor. Eskişehir’in Alpagut ve Atalan mahallelerine yapılmak istenen siyanürlü altın madeni için çalışmalara da hazırlanan Cengiz, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal, Rize İdare Mahkemesi’nin de yürütmeyi durdurma kararı verdiği Artvin merkez ilçesindeki Cerattepe’de maden için yeniden süreç başlattı. Son olarak da Sinop Boyabat ilçesindeki bakır madeni ihalesini alan Cengiz, Artvin Arhavi ilçesinde de 10 köyü içine alacak olan bin 930 hektarlık alan kapsayan maden arama ihalesini de alarak, sondaj çalışmaları için harekete geçti. Yurttaşlar, ihalenin yapıldığı andan itibaren eylemler, düzenlerken son olarak 2 Kasım’da düzenlediği kitlesel eylem ile sondaja izin vermeyeceklerini vurguladı.
‘Direniş Çadırları Oluşturma Aşamasındayız’
Arhavi’de madene karşı yurttaşlar tarafından oluşturulan Vaminon (İstemiyoruz) Hareketi üyesi Mehmet Aksoylu ile Arhavi’de yaşanan son durumu ve madencilik faaliyetlerine karşı mücadeleyi konuştuk. Şirketin, Arhavi Kaymakamlığı’na sondaj çalışmaları ile ilgili bir yazı gönderdikleri duyumunu aldıklarını söyleyen Aksoylu, fakat bu yazının içeriğine dair kendilerine bilgi verilmediğini belirtti. Madene karşı hem sondajın hem de maden ruhsatının iptali ile ilgili davalar açıldığını aktaran Aksoylu, hukuki sürecin yanı sıra belediye başkanı üzerinden de siyasi mücadele sürecinin devam ettiğinin kaydetti.
AKP’li Arhavi Belediye başkanının da kendilerine destek olacağı yönünde söz verdiğini ifade eden Aksoylu, “Bunların yanında vatandaşlarımızı duyarlı davranmaya tedbiri elden bırakmamaya çağırıyoruz. Ülkemizde hukukun gelmiş olduğu durum ortada. Siyasal süreç açısından da maalesef büyük umutlar beslemiyoruz. Çünkü sorunun kaynağından çözüm beklemiyoruz. Vatandaşın duyarlılığını kaybetmemesi için örgütlenme sürecimizi sürdürüyoruz. Fiili bir duruma müdahale edeceğimizi açıkça beyan ediyoruz. Bölgede bir çalışmaya müsaade etmeyeceğiz. Bunun hazırlıklarına devam ediyoruz. Köylülerle birlikte bölgeyi denetim altında tutan bir gözetleme sistemi oluşturmaya ve akabinde çeşitli yerlerde direniş çadırları oluşturma aşamasındayız” ifadelerini kullandı.
Heyelan Tehdidi
Madenin açılmak istendiği bölgenin köylülerin aktif olarak yaşadığı bir alan olduğuna dikkati çeken Aksoylu, bu alan dışında bir alanda da madene müsaade etmeyeceklerini vurguladı. Karadeniz’in çok dağlık ve aynı zamanda yoğun yağış alan bir bölge olduğunun altını çizen Aksoylu, “Hem yerleşim yerleri hem de bunların dışındaki alanlar ciddi erazyon, toprak kaymaları ve sellerin yaşandığı bölgeler. Burada kendilerinin iddia ettiği gibi kontrollü, son derece dikkatli ve titiz bir madencilik faaliyeti bile çok ciddi sonuçlara yol açacaktır. Ki böyle bir titizlik hiçbir yerde gösterilmedi. Madenci firmaların söylemlerinin dışındaki eylemlerinin sonuçlarını biliyoruz. HES’ler döneminde de hiçbir söz tutulmadı ve acı tecrübeler yaşadık. Bölgenin yağış ve coğrafi yapısı itibariyle de bu sözlerin tutulabilme imkânı da yok. Bölgede yapılacak delme, patlatma gibi işlemler toprak kaymaları ve sellere yol açacak. Bir de burada hangi maden söz konusu olursa olsun kimyasal atık ve toprak atığı söz konusu olacak. Bunlar kesinlikle doğamızı tahrip edecek. İnsanlar burada aktif olarak yaşamaya, tarım, hayvancılık ve turizm faaliyetleri yürütmeye çalışıyorlar. Yaşanılamaz bir hale geleceği için direniş sergiliyoruz” diye konuştu.
‘Tekelleşme Endişe Verici’
Maden ihalelerinin tek tek Cengiz Holdinge verilmesinin de endişe verici olduğunu dile getiren Aksoylu, “Fiziki olarak bir ülkenin yeraltı kaynaklarının toptan bir şirkete verildiği bir durum yaşanıyor. Bir şirketin bu kadar söz sahibi olması, hoyratça hareket etmesi sıkıntılıdır. İhalelerin tek bir elde toplanması endişe vericidir. Madenler ülkenin stratejik kaynaklarıdır. Cengiz Holdinge vergi affı geldi. Bu kaçıncısı bilmiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Saldırı Genel, Mücadele De Öyle Olmalı’
Ülkenin emperyal politikalarla alakalı ciddi bir maden saldırısı ile karşı karşıya kaldığının altını çizen Aksoylu, saldırının yerel olmadığı için mücadele yerel olunca yetersiz kaldığını kaydetti. Maden karşıtı mücadeleyi birleştirmeye çabaladıklarına değinen Aksoylu, şöyle devam etti: “Fakat iktidar partisinin ayrıştırıcı bir dil kullanarak, mücadeleyi bölge konusunda ciddi çabaları oluyor. Bir araya gelmemizi kesinlikle istemiyor. Bunun hem fiziki koşullarını yok etmeye çalışıyor hem de kültürel anlamda da engellemeye çalışıyor. Örneğin Arhavi’de maden karşıtı dostlarımız destek vermek için ilçeye geldiklerinde yerel gazetelerde dışarıdan gelenlerin süreci provoke ettiği yazılıyor. Bu konuda da duyarlı olmak gerektiğini ve bu mücadelenin tek başına verilemeyeceğini saldırının genel olduğunu, aynı zamanda bu saldırının sonuçlarından çevre ilçelerinde direkt etkileneceğini söylüyoruz. Doğa bir bütün ve buradaki maden faaliyeti Hopa’yı, Fındıklı’yı birebir etkileyeceği kesin. Bu sorun aynı zamanda herkesin sorunu. Bütün çevre, doğa dostu arkadaşlarımızı duyarlı olmaya ve mücadeleyi veren noktalara destek vermeye davet ediyoruz.” (MA / Tolga Güney)