Arhavi’nin derelerinde yankılanan çığlık: Bir avuç altın uğruna doğayı katletmeye çalışan sermayeye karşı halk, yaşam mücadelesine hazırlanıyor. Cengiz Holding’in altın ve bakır madeni projesine karşı köylüler suyu ve toprağı savunmak için ayakta.
Altın Uğruna Zehirlenen Topraklar ve Sular
Arhavi’nin on köyünü kapsayan altın ve bakır arama ihalesini Cengiz Holding’in Eti Bakır şirketi kazandı. Ancak, halk suskun kalmadı. Bölge halkı, bu projeye karşı kolları sıvadı, çünkü biliyorlar ki bu proje hayata geçerse tüm Arhavi’nin suyu zehirlenecek. “Bu toprak bizim, su bizim” diyerek doğayı savunmaya kararlılar.
Arhavi Çevre Koruma Derneği‘nden Tekim Selim ve Elif Subaş, sendika.org’a verdiği röportajda bu projelerin doğaya ve insan yaşamına vereceği tahribatı net bir şekilde anlatıyor. Selim, “Sadece Arhavi değil, tüm bölgeyi korumak için birlikte mücadele şart,” diyerek halkı uyarıyor.
Sermayenin Sahte İş Vaatleri ve Gerçek Tehdit
Bazı köylüler, işsizlik korkusuyla bu projeye destek veriyor olabilir. Ama işin aslı çok daha acımasız: Bu projeler kısa vadede birkaç iş sağlayabilir; fakat uzun vadede köylülerin topraklarını ellerinden alacak, onları işsiz ve toprağından kopmuş bırakacak.
Selim, “Balıkesir Balya’da hâlâ madenlerin açtığı yaralar kapanmadı, suları zehirlendi,” diyerek tarihsel örneklerle uyarıyor: Arhavi, eğer bu projeye dur denilmezse, “Maden kentine hoş geldiniz” tabelasıyla karşılanacak bir şehir olacak.
Doğa İçin Birleşiyoruz: “Toprağımızı Vermeyeceğiz!”
“Yerin üstü, altından değerlidir!” diyor halk. Arhavi’nin yaşam kaynağı olan su, altın uğruna zehirlenecek. Projeye karşı halkın yürüttüğü mücadele büyüyor, çünkü burada sadece bir madenden değil, tüm Arhavi’nin geleceğinden bahsediliyor. “Bizim acelemiz yok, doğanın yok edilmesine izin vermeyeceğiz,” diyen köylüler, bir avuç altın için toprağı, suyu feda etmeyeceklerini haykırıyorlar.
Ankara’da Direniş Başlıyor
Mücadele sadece yerelde değil, Ankara’ya da taşınıyor. 8 Ekim’de MAPEG önünde bir basın açıklaması yapılacak. Ayrıca arama ruhsatının iptali için dava açıldı. Ancak, halk yargıya güvenmiyor. “Türkiye’de yargı sermayenin emrinde,” diyen halk yine de yılmıyor. Bu direnişin bir parçası olmak için Ankara’ya gidiyorlar.
Halk Kazanacak!
En büyük korku, içeriden bu projeye destek verebilecek insanların olması. Sermaye, köylülere göz boyayan vaatlerle sıfır araba verip, onları iş vaadiyle kandırıyor. Ama halk bu tuzağa düşmeyecek. “Bu maden Arhavi’ye zenginlik getirmeyecek, tam tersine onu yok edecek,” diyorlar.
Çünkü bu toprak sadece bugün yaşayanların değil; çocukların, torunların, geleceğin toprağı. Arhavi halkı bunun bilincinde ve “Toprağımı vermem!” diyen kadınlar, ön saflarda mücadeleye devam ediyor. Direniş sürecek, çünkü halk biliyor: “Bu toprak bizim ve biz kazanacağız!”