Ankara’da hayvan hakları savunucuları, sokağa çıkarılan katliam yasasına karşı bir kez daha toplandı. Yüzlerce kişi, “Kurtuluş yok tek başına, ya tüm türler ya hiçbirimiz” sloganlarıyla sokak hayvanlarının yaşam hakkını savunmak için bir araya geldi. Katliam yasasına karşı mücadele eden aktivistler, yasayı sokakta yazacaklarını vurguladı.
Ankara’da bugün Kolej Metro çıkışında toplanan yüzlerce kişi, sokakta yaşayan hayvanları hedef alan yasa tasarısına karşı bir kez daha yürüyüş düzenledi. Yaşatacağız Platformu, Sokaktayım Yanındayım, Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi, KESK ve Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde gerçekleşen eylem, “Kurtuluş yok tek başına, ya tüm türler ya hiçbirimiz” sloganıyla başladı. Katliam yasasına karşı olan kitle, “Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin” yazılı pankart arkasında Sakarya Meydanı’na kadar yürüdü.
Katliam Yasasına Karşı Mücadele Sürüyor
Eylemin merkezinde, Türkiye’nin dört bir yanında sokak hayvanlarına yönelik katliam niteliğindeki uygulamalara zemin hazırlayan yasa tasarısına duyulan öfke vardı. “Katliamı durduracağız, yasayı sokakta biz yazacağız” başlıklı ortak açıklama, meydanda okundu. Açıklamada, Türkiye’yi yöneten AKP-MHP bloğunun, 129 gün önce meclise getirdiği yasa tasarısının, sokakta yaşayan hayvanları öldürmeye yönelik bir proje olduğu belirtildi. Bu süreçte yaşam hakkı savunucularının gösterdiği direnişe rağmen, yasanın yangından mal kaçırır gibi komisyondan geçirilip mecliste onaylandığı hatırlatıldı.
Ortak açıklamada, sokak hayvanlarının yaşam hakkını savunan yasaların uygulanmamasının 20 yıllık bir sorun olduğuna dikkat çekildi. 5199 sayılı yasa çerçevesinde yerel yönetimlere kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşatma sorumluluğu verilmiş olmasına rağmen, bu sorumlulukların yıllardır yerine getirilmediği vurgulandı. Belediye ve yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle hayvanların öldürülmesi ve hapsedilmesinin görmezden gelindiği belirtildi.
Failleri Cezasızlıkla Ödüllendiriyorlar
Açıklamanın devamında, sadece hayvanlara yönelik değil, toplumsal düzeyde işlenen suçların da cezasız bırakıldığına dikkat çekildi. Hayvanlara yönelik şiddet uygulayanların, tıpkı kadınları ve LGBTİ+ bireyleri öldüren erkekler, işçileri öldüren patronlar gibi cezasızlıkla ödüllendirildiği vurgulandı. Bu cezasızlık kültürünün, toplumsal adaletin önündeki en büyük engellerden biri olduğunun altı çizildi.
Hükümetin Sokak Hayvanlarını Hedef Almasının Arka Planı
Eylemde yapılan konuşmalarda, hükümetin sokak hayvanlarını hedef almasının aslında daha geniş bir politik stratejinin parçası olduğu belirtildi. AKP-MHP rejiminin, her muhalif görüşü “terör” ile yaftaladığı gibi, sokakta yaşayan hayvanları da “başıboş köpek terörü” adı altında hedef gösterdiği ifade edildi. Bu söylemle toplumda bir panik havası yaratılmaya çalışıldığı, yalan kuduz vakalarıyla köpeklerin hedef hâline getirildiği dile getirildi. Ancak veteriner hekimler ve uzmanların verilerine göre kuduz vakalarının sayısında bir artış olmadığı, sokak hayvanlarının bu konuda bir tehdit oluşturmadığı belirtildi.
Toplumsal Disiplin Aracı Olarak Hayvan Katliamı
Katliam yasasının gerçek nedenlerine değinen açıklamalar, sokakta yaşayan hayvanların, toplumsal disiplini sağlamak adına hükümet tarafından bir hedef hâline getirildiğini vurguladı. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve artan yoksulluk nedeniyle AKP-MHP bloğunun toplumu kontrol altında tutma arayışında olduğu belirtildi. Bu süreçte en savunmasız kesimlerden biri olan sokak hayvanlarının gözden çıkarıldığı, ancak toplumun buna karşı tepkisinin büyüdüğü ifade edildi.
Hayvan Hakları Mücadelesi Anayasa Mahkemesi’ne Taşındı
Eylemciler, sokak hayvanlarının yaşam hakkını savunmak için Türkiye’nin dört bir yanında mücadele veren binlerce kişinin sesini yükseltmeye devam ettiğini belirtti. Katliam yasasına karşı Anayasa Mahkemesi’nde açılan dava sürecinde, yasaya karşı mücadele edenlerin kazanacağına olan inanç vurgulandı. Eylem boyunca sık sık “Sokaktayım Yanındayım”, “Hayırsız Ada Bir Daha Asla”, “Yasayı Sokakta Biz Yazacağız” gibi sloganlar atıldı.
“Köpek Katliamı Meşru Değildir”
Veteriner Hekim Elif Türker tarafından yapılan konuşmada, köpeklerin kuduz vakalarının kaynağı olmadığına dikkat çekildi. Sağlık Bakanlığı verilerinin, Türkiye’de yılda bir ya da iki kuduz vakası görüldüğünü, bunların çoğunluğunun ise köpeklerden kaynaklanmadığını ortaya koyduğunu belirtti. Hükümetin, hayvan haklarını savunanları susturmak için yalanlarla toplumu kandırmaya çalıştığına dikkat çeken Türker, gerçeğin gizlenemeyeceğini vurguladı.
Eylemin sonunda ise çeşitli konuşmalar yapıldı ve ardından veteriner hekimlerin hayvan haklarına ilişkin tutum belgesi okundu. Müzik dinletisiyle sona eren eylem, Türkiye’nin dört bir yanında süren hayvan hakları mücadelesinin bir parçası olarak hafızalara kazındı.
Toplumsal Mücadele Devam Ediyor
Ankara’da düzenlenen bu eylem, sadece sokak hayvanlarının yaşam hakkı için değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimlerinin hakları için verilen mücadelenin bir simgesi hâline geldi. Hükümetin baskıcı ve kontrolcü politikalarına karşı sokağa çıkan hayvan hakları savunucuları, toplumsal adalet için mücadeleye devam edeceklerini ve yasayı geri çektirene kadar direnmekten vazgeçmeyeceklerini belirtti.