Ankara’da 10 Ekim 2015’te düzenlenen barış mitingine düzenlenen hain saldırıda hayatını kaybeden 103 kişinin katillerine ağır cezalar verildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, DAİŞ üyesi olduğu belirlenen sanıklara “insan öldürmek” suçundan 101’er kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
2015’te Türkiye’yi yasa boğan Ankara Garı Katliamı davasında verilen karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Mahkeme, sanıkların DAİŞ adına hareket ederek, Türkiye’nin birlik ve beraberliğini hedef aldığını tespit etti. Kararda, sanıkların canlı bomba eylemi planladığına dair detaylar da yer aldı.
Katliam ile DAİŞ bağlantısı
Mahkeme kararında, sanıkların DAİŞ terör örgütüyle olan bağlantılarının somut delillerle desteklendiği vurgulandı. Sanıkların örgütün şifreli iletişim ağlarında yer aldığı, örgüt üyeleriyle düzenli olarak görüştüğü ve hatta Suriye’deki çatışmalara katıldığına dair bilgiler ortaya çıktı. Ayrıca, sanıkların evlerinde yapılan aramalarda örgüt propagandası içeren materyaller, silah ve mühimmat ele geçirilmesi de bu bağlantıyı güçlendiren önemli bulgulardan oldu.
Canlı Bomba
Mahkeme kayıtlarına göre, sanıklar, Türkiye’deki önemli bir hedefte canlı bomba eylemi gerçekleştirmek amacıyla detaylı bir plan hazırlamışlardı. Bu plana göre, sanıklar, patlayıcı madde temini, eylem yerinin keşfi ve kaçış planı gibi konularda görevlendirilmişlerdi. Ele geçirilen şifreli mesajlarda, eylemin ne zaman ve nerede gerçekleştirileceği konusunda yapılan tartışmaların detayları yer alıyordu.
Balı ile Ekici’nin ilişkisi
Kararda, sanık Ekici’nin Suriye’ye gittiği, örgüt talimatları doğrultusunda faaliyetlerine devam ettiği, İlhami Balı’nın yakınında ve emrinde görev aldığı, İlhami Balı’ya ulaştırılacak haberlerde zaman zaman irtibatı sağladığı, askeri eğitim kampında “İslam tarihi” dersini anlattığı, 10 Ekim 2015 tarihindeki saldırının kesin onayını Yunus Durmaz’a bildirdiği ifade edildi.
Balı, dava sürecinde birçok kez gündeme geldi. Balı’nın kırmızı bültenle aranırken Konya’da devlet hastanesinde tedavi gördüğü ortaya çıkmıştı.
‘Muhafazakar ve milliyetçi kesim sevinir’
Kararda, sanık Yunus Durmaz’ın 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak genel seçimlerden önce birçok eylem planlandığına dair örgüt yönetimiyle olan yazışmalarının yer aldığı “hacidocx” isimli 28 Ağustos 2015 tarihli belgeye de yer verildi. Söz konusu belgede, 10 Ekim Katliamı’nın “Muhtemel siyasi sonuçları” şu başlıklarla sıralandı:
- Sol marjinal kesim sokaklarda protesto ve eylemleri çoğaltır. Bu da ülkeyi istikrarsızlığa sürükler. Halkta da korku ve paniğe sebep olur.
- Halkın muhafazakar ve milliyetçi kesimi sevinir.
- AKP haçlı koalisyona desteğini meşrulaştırabilir.
- Eylem sonunda halk mitingleri çoğaltırsa seçim ertelenebilir.
İnsanlığa karşı suç yok!
Kararda, Ekici’nin üzerine atılı “insanlığa karşı suçtan yapılan değerlendirme” kısmında ise, “yasal unsurların gerçekleşmediği” ifade edildi. Kararda, “İnsanlığa karşı suçun bir plan dahilinde siyasal, felsefi, ırki veya dinsel saiklerle nüfusun sivil bir grubuna karşı sürgün etme, esir hale getirme, kitle halinde ve sistematik olarak kişileri öldürme, kaçırma, kaçırdıktan sonra yok etme, işkence veya insanlık dışı işlemlere veya biyolojik deneylere tabi tutma, zorla hamile bırakma, zorla fuhşa sevk etme şeklinde fiillerin işlenmesi olarak tanımlandığına” işaret edildi.
Kararda DAİŞ’in bir devlet kurma amacında olduğuna işaret edilerek, DAİŞ’in anayasal düzeni değiştirmek istediği, “örgüt ideolojisi doğrultusunda bir düzen oluşturmak istediği” kaydedildi. Kararda, söz konusu nedenlerden kaynaklı “insanlığa karşı suçun yasal unsurlarının gerçekleşmediği” iddia edildi. Bu nedenle Ekici’nin bu suçtan beraatine karar verildi.